~35~

47 4 0
                                    

Burak'ın ağzından;

Yarım saattir kafamda çuval vardı. Ben burda bi kurtulayım size neler yapıcağımı biliyorum.

"Sercan bırak oğlumu! Bak gel konuşalım şu anda çok sinirlisin." Bu babamın sesimiydi?

Kafamdaki çuval çıkartıldığında yine gözüm kamaştı. Babamı telefonda görünce şoka uğradım.

"Kenan bak burda kim var!" "Burak oğlumu hemen bırak  yoksa..." "Yoksa ne? Benide mi öldürürsün oğlumu öldürdüğün gibi." "Oğlumu bırak dedim sa..."

Babamın sözü bitmeden yüzüne kapatmış şerefsiz. Babamla ne alakası var bu adamla.

"Tabi sen şimdi bilmiyorsun. Senin bu yavşak orospu ba..." "Sözlerine dikkat et!!" "Benim oğlumu öldürdü. Onu geri hayata döndermedi."

"Naptı dedin?" "Oğlumu öldürdü." "Babam öyle bişey yapmaz. "Yaptı ama evlat. Bana çektirdiği o evlat acısını bende ona çektireceğim."

Kafama yeniden o çuval geçirildi. Kafamda bir sürü soru. Beni delirticekti.

Nil'in ağzından;

Arabaya binmiş eve gelmiştik. Eve geldiğimizde herkes ağlıyordu. Canan teyze koşarak yanıma geldi bana sarıldı.

"Nil,oğlum nerde benim prensim he nerde?" Ağlamaktan sesi git gide kısıldı ve kesik kesik söylemeye başladı.

Dayanamadım,o an geldi aklıma. Bende ağlamaya başladım. Canan teyze sarıldım,ağladım.

"Canan toparlan! Şu anda ağlamanın sırası değil. Ağlaman oğlumuzu geri getirmeyecek!" "Bana bağırmayı kes! Biliyorum bizim üzülmemizi istemiyorsun ama böyle daha çok üzüyorsun Kenan!"

Bir anne ve baba olarak bu çok zor bişeydi.

Aradan 2 saat geçti. Buraktan hâlâ haber yoktu. Kenan amca babam ve diğerleriyle birlikte karakola gittiler. Annemlerse Canan teyzenin yanında ona destek veriyorladı.

Ben ise Sinemin gizli odasına geçmiş önümde duran Burağın eşyalarına bakıyordum.

Burağa hiçbir şey olmadı Nil. Korkma o hayatta. Ona hiçbir şey olmadı. Derin derin nefes alıp veriyor ve kendimi sakinleştirmeye çalışıyordum.

Ama işe yaramıyor. Gözümdeki yaşlar yavaş yavaş yanağıma düşmeye başladı. Karşı koymadım,koyamadım.

"BURAĞI SERCAN İTİ KAÇIRMIŞ!!" Koşarak aşağıya indim. "Buldunuz mu Burağı?" "Hayır" Bi soru sorucaktım ama cevabımdan çok korkuyordum.
"Oğlum Burak yaşıyormu Kenan? Lütfen bana doğruyu söyle."

İşte o korktuğum soru. Midem kasılıyor,kalbim sıkışıyordu. "Yaşıyor Canan yaşıyor."

Kenan amcanın konuşmasıyla birazda olsa rahatlamıştım. Hep birlikte rahatlamıştık. Ama o hâlâ bulunamamıştı.

Senin ölmediğini biliyordum sevgilim. Çünkü ben hâlâ yaşıyorum.


Merhaba hayalet okuyucularım. Fark ettiyseniz hâlâ hayalet diyorum sizlere. Hikayeyi toplamda 688 kişi okumuş ama hiç ne yorum ne de Vote görüyorum. Lütfen yorum ve vote yapmayı unutmayın.❤️

MAVİŞ (bitti)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin