Sabah kalktığımda ilk tavanı gördüm. Tabi tavanı değil,tavanda olan aynadan kendi yansımamı gördüm. Ben ne ara yaptırmıştım bunu ya? Ayağa kalktım,banyoya doğru yürüdüm. Yürürken üzerimdekinin çok büyük olduğunu farkettim. Heralde dün akşam abiminkilerden giydim. Lavaboya girip aynada kendime baktım. Lavabomun üstündeki tıraş losyonuda ne böyle! Losyonu elime alıp kokladım. Bu babamınkine hiç benzemiyor,hatta bu Burağın! Şimdi hatırladım,dün Burak,hasta,ağlaması. Burak,Burak nerde? Lavabodan çıkıp odaya geçtim burda yoktu. Oturma odasına geçtim eeee burdada yoktu. Eylülün odasına geçtim burdada yok. En son Canerin odası kalıyor. Kapıyı açtığımda Burağı yerde gördüm. Yanına doğru sıvıştım. İyice yavru bi kediye döndüm. Hayal etsenize sevgilinizin kollarında minik bi kedi gibi yatıyorsunuz. Çok güzel değil mi? Kendinizi daha güvende hissediyorsunuz. Bana doğru döndü ve sarıldı. Anlımdan öptü. "Günaydın sevgilim." "Günaydın sevgilim." "Ama daha erkendir sen niye uyandın ki?" "Ne biliyim uykum kaçtı." Annemler! Annem ve babama ne demişlerdi. Apar topar çıkmıştım evden. "Korkma güzelim korkma. Eylül sevgilisiyle kavga etti dedik seni de yanında istediğini söyledik. Senin o yüzden hızlıca evden çıktığını sanıyorlar." Derin bir nefes vermiştim sonunda. Offf! Nelerle uğraşıyoruz ya. "Gel sevgilim istersen benim yatağıma geçelim." "Böyle rahatım." "Tamam sevgilim. Sen nasıl istersen." Burak sana öyle sıkı sarılayimki içime hapsedeyim. Ama daha kollarım bile tüm bedenini sarmıyor. Sen beni içine hapsedeceksin heralde. Ağğ!Nefes alamıyom. Yavaşça Burağı ittirdim. Şaşırmış bi şekilde bana baktı. "Ne bakıyorsun? Nefes alamıyordum." Gülümsedi ve bana daha yavaş bi şekilde sarıldı.
Saat 08.30
"Günaydın civciv." "Günaydın. Burak nerde?" "Aşağıda anneme yardım ediyor." "Yardım,Burak bi de kahvaltı için." "Aynen öyle. Senin bu meşhur sevdiğin kahvaltılar var ya." "Eeee?" "Onları abim hazırlıyor." "Sen ciddi olamazsın?" "Ciddiyim." "Eee o zaman ben aç kalmıcam." "Ne alaka lan?" "Burakla evlencez ya he he he kahvaltıyı o hazırlar." İkimizde bu söylediğime inanmasakta yani daha erken,hatta çok erken olduğunu bildiğimiz için inanmıyor idik. Ve kahkahalarla gülmeye başladık. "Çocuklar hadi gelin. Yeter bu kadar gülüştüğünüz." "Ohaaa! Oraya kadar sesimiz gittimi lan?" "Heralde kalk kalk annemi sinirlendirmeyelim. Sabah sabah hiç çekilmiyor." Hızlıca oturma odasına geçtik. Kahvaltımızı yaptık ve gitme zamanına yarım saat kaldı. Biz yaklaşık 45dk dır kahvaltı mı yapıyorduk? İnşallah bunlar bana kilo ve yağ olarak geri dönmez. "Ellerinize sağlık." "Afiyet olsun kızım." Önümdeki tabağı ve boş tabakları alırken Canan teyze ne kadar durmamı söylesede durmadım tabikide. "Canan teyze yabancımıyım?" "Yok kızım." "Misafir miyim?" "Hayır tabikide sen benim bi kızımsın." "E o zaman bırakta yapayım." Sonunda ikna etmiştim. Caner,Burak,ben ve Eylül sofrayı toplamaya başladık. 5dk bitmişti. "Burak?" "Söyle." "Benim eşyalarımı ne yapacağız?" "Nazlı gelirken getirecek,kıyafet işinide Eylül den alıcaz." Parmak uçlarımda durup yanağından öptüm. "Teşekkür ederim. Bana doğruyu er yada geç söylediğin için." Bana sarıldı,döndürdü. "Burak dur annen görücek şimdi." "Görsün. Annem bizi biliyorki zaten." "Biliyormu?" "Evet." Öylece kaldım. Şaşırmıştım. En yakın arkadaşımın abisiyle sevgili olmuştum ve bunu annesi biliyordu. Ve bana hiç çaktırmadı. Her zamanki gibiydi. Ne yapıcaktı kızım? Salak mısın acaba Nil? Ne düşünüyordun ki? Klasik kaynana. He he kesin bak şimdi öyle oldu aynen. Kes be!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAVİŞ (bitti)
Чиклит"NİL UYAN HADİ!!"bu sabah annemin bağırma seansıyla yeniden uyandırıldım. 1.bölümden kısa bir yer.