seven

1.7K 142 155
                                    

Şimdi

Steve

"Kötü şeyler olabilir mi?" Peter'ın sesi karanlık, sadece masada duran iki tane mumun aydınlattığı büyük salonda sessizliği yenerek yankılandı, Steve ise tüm ümitsizliklerini içinde yok etmeye çalışarak kendisiyle barışmayı denedi ve yanıtı mükemmel bir gülümsemeyle, "Güvendesin, genç adam." diyerek uyumlu şekilde çıkardı.

Peter ise böyle bir durumda herkesin yaşayabileceği gibi son derece geriliyordu, ya yarın sabahı çıkaramazsa diye düşünmekten sıkılmasına karşın annesinin stresli bakışlarını ne zaman görse kendini engelleyemeyerek yeniden kaygısına teslim oluyordu.

Ve şimdi, o an gelmişti. Peter saatlerdir kemirmekte olan tırnaklarını nezaket kuralı gereği Steve'in karşısında yapamıyordu ve içinden imdat, diye bağırıp tüm gücüyle Tanrı'ya yaptığı hatayı affetmesi konusunda yalvarmak istiyordu.

Ama şu an yapacakları ayinimsi hareket, her şeyi tehlikeleştirmekle beraber korkuyu da beraberinde getiriyordu.

Steve uzun parmaklarını mumların etrafında uzunca müddet gezdirdikten sonra, mumdaki o hafif ateşin aslında ne kadar güçlü olabileceğini bir kere daha kavradı ve aldığı yakıcı enerjiyle karıncalanmış ellerini birbirine kapatıp kapalı gözleriyle derin bir iç çekti.

Tüm ateş sanki ellerinin altında gibiydi, çıkmak için tüm gücüyle çırpınıyor ama nefes alamayınca yok olan her varlık gibi kendisini teslim ediyordu.

Steve, ateşin tüm ruhuna işlediğini ve soğumuş içinin ısındığını fark ettiği an huzurla mavilerini açtı ve endişe içinde kendine bakmakta olan oğlana gülümsedi.

Yavaşça masada duran konuşma ayinleri için çantasında tuttuğu ve parmaklarını açıkta bırakan siyah eldivenini taktı. Aynı zamanda bu sefer, parmakları oldukça hafif bir dokunuşla, konuşabilmek için aracı olarak kullanılan kahverengi, hafif eski gözüken tahtayı buldu.

"Yanlış anlamazsan neden eldiven takıyorsun?" Peter'ın merakına yenik düşmesi üzerine Steve sevimlice, "Enerji kontrolü için," diyerek yanıt verdi. Bazen, konuştuğu varlık ile aşırı enerji akışı yaşayabildiğinden kesmekte çok fazla zorlanabiliyordu, bunun olmaması için ise yapabileceği tek şey çok iyi algılara sahip olan teninin üstünü mümkün olabildiği kadar örtmekten geçiyordu.

"Şimdi, Peter," dedi, Steve. Sesi nazik bir öğretmen gibi çıkmıştı, öğretmeye hazırlıklıydı ve içinde tapılası bir nezaket bulunuyordu. Peter aldığı uyarıyla gözlerini mavilerle buluşturdu ve Steve açıklamaya koyuldu,

"Sen eminim ki bunun daha farklı veya benzer versiyonuyla önceden tanıştın. Ama yine de açıklamam gerekirse, biz buna Ouija diyoruz. Aslında pek de tercih ettiğim bir yöntem değildir fakat bu, enerjisi hızla senkronize olan insanların acil vakalarda oldukça işine yarayan pratik bir araç olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Ouija, bana yardım edecek, fakat bazen dalabilirim veya tuhaf davranabilirim, bunların seni etkilemesini asla istemem. O yüzden en önemli detaylardan biri, bana çok fazla önem vermemen olsun, tamam mı?" Peter başını salladığında, Steve ellerini oğlanın elleriyle birleştirdi ve ekledi,

"Önemli kurallar var, Peter. Ne olduğunu göremediğin bir varlıkla konuşacağın zaman, oldukça dikkatli olmalısın. Unutma, onlar insan değiller ve davranışları insan kadar normal olmak zorunda değil." Peter ürkek bakışlarını tuttuğu sırada, Steve oğlanın korkudan donmuş ellerini biraz da ısıtmaya çalışıyordu.

𝘧𝘰𝘳𝘦𝘴𝘪𝘨𝘩𝘵 ∝ 𝘴𝘵𝘰𝘯𝘺Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin