twenty four

613 60 69
                                    

Az önce yakmayan güneş şimdi derisine sıcak bir demir gibi hücum ediyordu, Steve acıyla inledi, teninin berbat olacağını biliyordu.

Ama denize girdi, tahmininden soğuk olduğu için titriyordu, yine de vazgeçmedi, gidebildiği kadar gitti.

Belki dalgalardan boğulurum, dedi içinden kendini suya bırakırken.

x

"Tanrım!" Tony, Erik sarışın adamı denizden çıkardığı sırada bağırınıyordu, "Nasıl olur bu?"

Erik, Steve'i tamamıyla kontrol ettikten sonra mırıldandı, "Normal duruyor, sadece baygınlık."

Esmer adam hızla yerinde tur atarken Erik göz devirdi, "Şunu durduracak mısın?"

"Hayır-hayır!" Tony hızla Steve'in yattığı yere doğru ilerledi, "Geldiği hale bak, Erik.  Bunlar...benim suçum değil mi? Onu öldürdüğüm, Steve'e yalan söylediğim için."

"Hayır ben- pek sanmıyorum." Erik pişman bir şekilde ofladığında Tony kaşlarını çattı.

"Ne demek bu?" Esmer adam biraz sinirlenir gibi sorduğunda Erik geçiştirdi, sonra anlatacağına dair bir şeyler geveledi ve düşüncelerine kapıldı.

"Stephen gibi konuşma," Tony yere çöktüğünde, gecenin karanlığında Steve'e baktı, tenine dokunduğu anda hissettiği soğukluğa karşı dudakları küçüldü.

"Kıyafetleri orada mı?" Merakla etrafına döndüğünde Erik iç çekti, "Muhtemelen denize girdiği yönden sapmıştır, bir şu tarafa bakıp geleceğim."

Erik gittiğinde Tony, sarışının yanına eğildi, "Teni buz gibi." dedi mırıldanarak. Parmakları çıplak teninde gezinirken irkildi, yaralar vardı, derin ve sanki üzerine sigara basılmış gibi.

Tony endişe içinde sarışının parmaklarına baktı, yüzük yoktu, buna karşın sinirle taşların kaynadığı zemine vurdu. Çıkan ses öfkesini az da olsa dindirmişti, şimdi acır gibi eski sevgilisine bakıyordu.

"Neden yaptın bunu? Ölmeyeceğini biliyordun," dedi Tony, koyu ama kısık bir şekilde.

Steve ise baygın haldeydi, hiçbir şeyden haberi olmamakla beraber uyandığında büyük acılar çekecekti, teni kavrulur gibi acıyacak, bacaklarındaki yanıklar yürümesini dahi zorlayacak ve her tarafından damlalar akan teni bu kadar soğukken hastalanacaktı.

Tony acır gibi baktı, elinden gelen hiçbir şey yoktu. Belki güçleri yerinde olsaydı deneyebilirdi ama şu an sadece bir hiçti.

"Seni çok özledim," diyerek mırıldandı, sanki Steve duyacak gibi utanarak söylemişti. Ardından yüzünü onun yüzüne yaklaştırdı, yapamaması gerektiğini bildiği bir şeyi deli gibi yapmak istiyordu.

Tony, Steve'in tüm yüzünü öptü. En çok dudaklarını öptü, sonra kaşını, çenesini, yanaklarını, gözlerini...kısacası yüzünün her detayı esmer adamın dudaklarıyla buluştu.

Ta ki Erik gelene kadar.

"Şaka mı bu? Sadece beş dakika yalnız kaldın. Masal mı yaşıyoruz burada? Oğlumdan çekil."

Tony gerilediğinde Erik elindeki kıyafetleri salladı, "Biraz ileri gittim ama işe yaradı. Şimdi bunları giydirmeliyiz."

Tony üzgün bir şekilde başını salladığında Erik, "Yüzüğü de buldum," dedi, hızla elindekini ona doğru uzattı.

"Denize atar sanmıştım," dedi esmer adam şaşırmışça. Erik ise mırıldandı, "Çünkü oğlum hala aptal ve sana aşık."

"Bana aşık olmak aptallık mı demek istiyorsun?" Tony sinir olmuş gibi tişörtü Steve'e giydirdiğinde Erik güldü, "Tabii ki, öyle. Bana göre aptallık ötesi."

𝘧𝘰𝘳𝘦𝘴𝘪𝘨𝘩𝘵 ∝ 𝘴𝘵𝘰𝘯𝘺Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin