Tony gecenin karanlığında dakikalardır ayakta durmaya devam ederken içine sığmayan çaresizliğine her geçen saniye daha da yenilmek üzereydi, Steve karşısında bu kadar güzel ve huzurlu uyurken onu uyandırmayı hiç istemiyordu ama yanına gitmezse ve kokusunu son bir kez ciğerlerine doldurmazsa başında her saniye ona fısıldayıp acı çektiren özleminden kurtulamayacaktı.
Biraz yanında dursam bir şey olmaz, diye düşündü kendi kendine. Onu gerçekten çok özlemişti, sadece öylesine mavilerini kendi üzerinde hissetmenin bile hayalini kurar hale gelmişti.
"Özür dilerim," dedi boğukça, dolabın kenarında gizlenirce dururken. Belki de onun çocukken korkabileceği bir canavar gibi.
Bir adım attı, ne kadar zor olsa da, onunla aynı odada durduğu sırada yanında olmamak çok zordu.
Eğer bir gece baştan aşağı kasvete bürünebilseydi böyle görünebileceği bir havada Tony dikkatini değiştirmek ister gibi pencereye baktı. Acaba kaç canlı istediği kişiyle beraber, kaçı acı içindeydi?
Ve kaçı duygularını susturabilmek için uyumayı tercih ediyordu?
Tony uyandırmamak için çabaladığı onca uğraşın sonucunda yatağın kenarına ulaşabilmişti, hissetmek için varlığını satabileceği koku burnuna dolmaya başlamıştı.
"Özür dilerim," tekrarladı, Tony bir kez daha. Ardından da kafasını yana çevirdi, aklına önceden yaşadıkları geliyordu, çektiği acıların hepsi yolunu kaybetmiş yeniden eski bir dost misali onu arıyordu.
Ve bulmuşlardı da.
Tony güldü, ardından kendi kendine sorguladı, bu gülüşü duygusuzluğun getirdiği bir alaycılık mıydı yoksa acıyla nasıl baş edeceğini bilmediğinden kendini avuttuğu minik bir yardım çığlığı mıydı?
Ne fark ederdi ki, bu evrende onu kurturacak tek bir şey varsa o da kendisiydi. İnsan değildi sonuçta, kendi başının çaresine kendi bakmalıydı.
Ama Steve böyle uyurken her şey iki katı kadar zor oluyordu sanki.
"Keşke...hayal ettiğin gibi biri olabilseydim." Esmer adam dudaklarını ıslattıktan sonra yine gülümsedi, neden durmadan bunu yapıyordu?
Soğuk geçen suskunluğun sonucunda hızla omuz silkti, elleri ağzında dolaştı, cümleleri toparlamaya çalışıyordu sanki.
"Keşke bu kadar basit olmasaydım. Sen bana parıldayan gözlerinle sevgiyi hissettirdiğinde hak ettiğin güzelliği verebilseydim. En azından seni mahvetmeseydim." Tony gözlerini yerden Steve'e çevirdiğinde elini yavaşça uyuyan adamın üstüne koydu, teni ne kadar da yumuşaktı, saatin sesinin duyulduğu odada gözlerini kapadı Tony, kendinden beklediği şeyleri söylemeden ve onu hissetmeden hiçbir yere gidemezdi.
Ama ona bakmaktan bile utanır hale gelmişti.
Başını yatağın kenarına yasladı, elini ondan çekemiyordu, "Sen kusursuzsun Steve, kesinlikle en iyiyi hak ediyorsun. Ve en kırıcı şey ise benim gibi kendini kaybeden biriyle varlığını yerlebir ettin."
Gözleri sarışının elinde duran yüzükte toplandı, "Bir gün o yüzük elinden çıkacak. Yakında veya uzakta. Sıkılacaksın, benim gibi korkunç biriyle yaptığın bu hatanın farkına varıp doğru yola döneceksin, belki beni alt edeceksin ve seni çok seven hayatında asla eksiklik hissetmeyecek biriyle mutlu olacaksın."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝘧𝘰𝘳𝘦𝘴𝘪𝘨𝘩𝘵 ∝ 𝘴𝘵𝘰𝘯𝘺
Fanfictionsteve rogers, insanlara durugörüsünü kullanarak yardımcı olan bir medyumdur. bir gün, tek gecelik ilişkiden sonra görüşmediği birinin evine doğru yola çıkmak zorunda kalır. no power, steve rogers + stony au• tamamlanmıştır. not: foresight wattys21...