𝘧𝘰𝘳𝘦𝘴𝘪𝘨𝘩𝘵 ∝ 𝘴𝘵𝘰𝘯𝘺

ten

"Oradaki çocuğu görüyor musun? Adı, Steve Rogers. Saatlerdir öyle titreyerek oturuyor. Sanırım kardeşi intihar etmiş." Polis memurunun yanındaki ortama yeni gelmiş kadın komisere durumu anlatması sonucunda, kadın dolgun dudaklarını birbirine bastırdı.

"Sorgusu yapıldı mı?" Adam başıyla hafifçe onayladıktan sonra kadın derin bir iç çekti. "Onun için zor olmalı. Hiç bir not bulunmuş mu?"

"Evet, minik bir not. Yapamadığına dair bir cümleden ibaret. Yazı kızın diğer yazılarıyla uyuşuyor. Muhtemelen gerçekten intihar etti."

Kadın soğuk havadan dolayı ellerini birbirine hızlı sürtmesinin ardından mırıldandı, "Çok yazık."

"Yine de anlaşılması zor bazı kısımlar var; kızın kendisini asmadan önce kesici bir alet ile bedenini yaralaması. Çok tuhaf değil mi? Tamamen kendine acı çektirmek istemiş olmalı." Titreyen bu zavallı oğlan gözüne çarptığı her vakit adamın konuşması ve vurgusundan hissedilen acıma, komiser kadının sinirlerini germekten başka bir şey katmıyordu.

"Belki de öldürülmüştür. Ya da bu dönemlerde her yerden hortlamakta olan tarikatların birinin kurbanı olmuştur. Öl ve sonsuzluğa kavuş, gibi." Adam derin bir nefes aldığında kadın sadece sarışın oğlanın tavırlarına odaklanmıştı.

Çünkü kendini ortamdan soyutlamışca yalnız oturan, hafif üşümüş bu genç adam, asla gözlerini açmadan sık sık nefes alıp vermekteydi; hatta sol eli yanındaki yere uzanmış, sanki biriyle temas kuruyor, durmadan görünmeyen bir şeye parmaklarını gezdiriyor gibi göze çarpıyordu.

Kadın bir şey demeden sadece gözlerini kıstı.

"Psikoloğa gidiyormuş," diyerek bilgi sundu adam. Kadın tek kaşını
belli belirsiz kaldırınca ekledi, "Sanırım onu delilik ile suçlayanlar varmış. Ama psikoloğu bunu yalanlamış. Dahası, çoğu kişi onun doğaüstü güçlere sahip olduğunu büyük bir inançla savunuyor."

Kadın aniden oğlana bakmaya devam ederek dalga geçerce bir ses çıkardı, "Doğaüstü güç mü? Saçmalık," Fakat yanındaki adam iri gözleriyle kadını süzdükten sonra bakışlarını yeniden uzaktaki sarışın oğlana dikti.

"O aileyi duymuştum, ölen kız kardeşinin şu bela sokak çetelerinden birine üye olduğunu veya bu oğlanın özel yeteneklerini..." diye mırıldandı adam, sesi gitgide güçsüzleşiyordu, yine de sessiz kalan kadının onu dinlediğini varsayıyordu.

"Sence de onda bir şeyler fazlaca anormal durmuyor mu?" En sonunda düşüncelerini toparlayıp yanındaki kadına döndüğünde, adamın gözlerinde bir parıltı uyanmıştı, "Sanki...ruhu, kendini asla ölçülemez büyüklükte iyilik ve güzellikle kapatan bir kötülük gibi."

Fakat kadın sadece sarışın oğlana bakmaktan başka bir harekette bulunmadı. Gözleri durmadan ona bakmak istiyordu, dudakları dakikalar önce gülümsemek için hareketlenmişti ve sabit bir ifadeyle durmaya devam ediyordu. Adam ise bu durumu daha yeni fark edebilmişti.

Adamın durmadan kadına bakması, hafif siniri bozularak yanıt beklemesi ve biraz da yavaşça dokunarak dürtmesi sonucunda, kadın bakış açısını bozmayarak mırıldandı, sesi çok yavaştı, "Bunu ancak Tanrı bilebilir."