twelve

1.4K 115 241
                                    

yorumlarınızı bekliyorum, iyi okumalar.

2011

"Ne geceydi ama," Bucky'nin alkolün de verdiği etkiyle bulanıkça konuşması, istemsizce sessiz olan sokağı doldurmasını sağlıyordu.

Steve ise bir şey demeden koluna girmiş sevgilisiyle yürümeye devam etti, aslına kalırsa bu gece yapmak istediği tek şey evinde huzurlu bir ruh haliyle boş yere vakit öldürmekten ibaretti. Nitekim Bucky'nin onu zorla denebilecek tavırlarla sürüklemesi, gecenin bir yarısı ıssız ve hoşnutluk vermeyen sokak aralarından geçmeleriyle sonuçlanmıştı.

"Neden bu kadar mutsuzsun bilmiyorum," diyerek mırıldandı kelimeleri birbirine sokarak Bucky. Steve göz devirirken sevgilisi bunu görmezden geldi, "Eğlenirsin sanmıştım."

"Alkol benim için bir eğlence kaynağı değil." şeklinde karşı çıktı, sarışın. Ancak dışarıdan bakan biri bunu tam anlamıyla tersleme algılayabilirdi. Steve bunu fark etti ama tavrından geri dönmedi, Bucky'nin sarhoş olduğunu da hesaba katınca bir sorun olmayacağını içinden tekrarladı.

"Ama Thor'u severdin, bizim yakın arkadaşımız. Ayrıca parti işini de çok iyi biliyor." Bucky az daha kalsın düşeceği sırada tüm yükünü Steve'e aktardı, böylece sarışını da çöktürdü, "Oh- pardon, dengem kayboluyor."

"Yılbaşını evde de kutlayabilirdik." diyerek bir kere daha iğneledi, Steve. Bucky sıkıcı olduğu belirtir gibi sesler çıkarınca, Steve, dudağını dişlemek haricinde bir tepki vermedi. Yavaş yavaş sevgilisi yolu seçebildiğinde ancak üstünden atabildiği yük Steve'i rahatlatmıştı.

"Sadece o lanet işinden etkileniyorsun." nefretle tısladı, Bucky. Steve anlamayarak şaşkınlıkla kaşlarını çatınca Bucky bunu fark etmeden kendi kendine mırıldanmaya devam etti, "Eskiden böyle değildin, hiç değildin. Farklıydın."

"Ne gibi?" Steve'in sorusu merak içeriyordu, kendisi aksini iddia edecek olsa dahi biraz da öfke. Bucky buna en başta yanıt vermedi, gözlerini ovduktan sonra bir iki defa kuvvetle kırptı.

"Bilmiyorum, tuhafsın." Bucky bir anda anlamsızca güldükten sonra Steve'e bakmadan devam etti, "Eskiden bir yerlere gidelim diye can atardın. Kısaca hayat doluydun, güneş kadar. Şimdi ise...zıttına evrildin."

"Bunun işimle alakası yok, Buck." Steve'in sesi oldukça ciddiydi, gecenin soğukluğu gibi.

"Tabii hayatım," Bucky'nin parmakları Steve'in kolunu düşmemek için savaş verdiği sırada haddinden fazla sıkıyordu, "Kesinlikle işinle alakası yok, kesinlikle insanlara gidip onların tuhaf enerjilerini emmiyorsun hatta kesinlikle bu düşüncelerinden bazı geceler saatlerce banyodan çıkmıyorsun. Mermere oturarak ağladığını bilmiyormuşum gibi-"

"Yapmam gerekeni yapıyorum!" Bu sefer sarışının sokakta sesi yankılanıyordu, "Anla şunu! Ben bu yeteneğe boşuna sahip değilim. Çektiğim şeyler zerresine umrumda değil!"

Bucky sarhoş hali düşünülürse gayet düzgün konuşuyordu, "Sen delirmek üzeresin! Şu haline bak," Artık ikisi de yürümüyordu, sokağın pis havası mide bulandırıken birbirlerine bakarak atışmayı sürdürmekten vazgeçmediler.

"İnsanların umrumda değilsin, Steve! Yaptığın tek şey kendini kandırmak. Bundan para kazanıyorsun ama psikolojini mahvediyorsun. Olmayan şeyler uyduruyorsun ve ben o insanların duygularını emdiğine bile inanmıyorum. Çünkü bu hayatımda duyduğum en sikik şey!" Bucky fark etmeden bağırırken tepiniyordu, sesi fazlaca yüksekti ve öfkeden köpürdüğü apaçık görülebiliyordu. Bu belki de biriktirdiği şeylerin genel patlamasıydı.

𝘧𝘰𝘳𝘦𝘴𝘪𝘨𝘩𝘵 ∝ 𝘴𝘵𝘰𝘯𝘺Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin