5

2.1K 147 20
                                    

Rose (Chaeyoung)

Baş ağrısıyla uyandım. Gözlerim şişik olduğu için açmakta zorlanıyordum. Belimdeki elleri hissedince, ne pozisyonda olduğumu tahmin edebiliyordum.

Biraz daha zorlayınca, gözlerim açılmıştı. Güneş ışığı gözlerime çarptığı için birkaç defa kırpıştırdım. Gözlerim netleşir netleşmez Yoongi'yi görmüştüm.

Uyuyordu. Yani gözleri kapalıydı. Siyah saçları gözlerini bile kapatmıştı. Dudakları hafif şişikti. Elleriyse bedenimi sarmalamıştı.

Parmaklarımla gözünün önündeki saçları kenarlara doğru taradım. O sırada uyanmıştı. Beni görür görmez, gülümsedi.

Bende ona gülümsemek istiyordum ama olmuyordu. Gözümün önüne düşmüş bir tutam saçı, kulağımın arkasına sıkıştırarak "Duş alman lazım. Senin için kıyafetler getirttim. Hadi değiştir şu lanet kumaşı." dedi.

Utanarak başımı salladım. Alnımı öpüp, yataktan kalktı. Benide kaldırdığında, banyoyu işaret etti ve odadan çıktı.

Yarım Saat Sonra

Giyim dolabının içinde kadın kıyafetleri bulmuştum. Beyaz bol bir gömlek vardı. Onu giydim ve altına da bol bir kot pantolon giydim. Beyaz bir spor ayakkabı da bulunca, hemen ayağıma geçirdim. Lanet tangadan kurtulmuştum.

Odadan tam çıkacakken, aşağıda yılan vardır diye korkudan kapıyı açamadım. Birkaç adım geriye gittim. Tam o sırada kapı açılmıştı. Yoongi, girince rahatlamıştım.

Bana gülümseyince, bende ona gülümsedim. Bu sefer gülümseyebilmiştim. Hoşuna gitmiş olmalıydı. Yani mutluydu.

"Korkma, yılanı gönderdim." dediğinde tedirgin olmuştum. Neden bilmiyorum, o yılanın adı bile geçince çok fazla kokuyordum.

Nefes verip, ellerimi tuttu ve iyice bedenime yaklaştı. "Şimdi eve gideceğiz Chae. Burda kalmayalım. Burası yılanın yuvası." dedi ciddi bir ifadeyle.


Korkuyla başımı salladım. O da ciddiyetle başını salladı ve elimi tutup, beni yürütmeye başladı. Koridora girerken, korkudan Yoongi'nin elini daha çok sıkıyordum.

Yeni farketmiştim, Yoongi'de üzerini değiştirmişti. Takım elbise giyiliydi. Sadece ceket yoktu. Üzerinde siyah pantolon, siyah gömlek, siyah yelek ve siyah ayakkabılar vardı. İş adamları gibiydi. Eskiden de böyle giyinirdi. Hep üzerine çok yakışmıştır...

Koridordayken, camın önünden geçiyorduk. Aşağı baktığımda, onlar yoktu. Yerde tek bir kan izi bile kalmamıştı. Temizlenmişti.

Dün gece aklıma gelince, sıkıntıyla nefes verip başımı öne eğdim. Yoongi, beni görmüştü. O da sıkıntılı bir şekilde iç çekti.

Dışarı çıktığımızda rahatlamıştım. Çünkü koridor uzundu ve karanlıktı. Büyük JIP tarzı bir araba vardı kapının önünde.

Yoongi'yle birlikte arabaya binmiştik. Hızla, başakların arasından açılmış yolu geçtik ve ana yola girdik. Ana yola girdiğimiz gibi arkamızda ve önümüzde büyük bir konvoy oluştu.

Ne olduğunu bilmiyordum ama anlaşılan Yoongi'nin çok fazla düşmanı vardı. Yolculuğumuz sessiz ilerliyordu. Sessizliği bozan ben olmuştum.

"Teşekkür ederim."

Sesim utangaç çıkmıştı.

"Niye?"

Oysa fazla ciddi ve ulaşılamaz.

"Beni onlara vermediğin için."

Sanırım onu sinirlendirdim. Ama sinirlensin diye söylemiyordum.

"Bak yine sabrımı zorluyorsun Chaeyoung."

Dişlerinin arasından konuştuğunda çok korkutucu oluyordu.



Sessiz kalmak daha iyiydi. Nefes verip, önüme döndüm. O da arabanın gazını daha çok vermişti.

Varacağımız yer uzun sürmüştü. Durduğumuzda, başımı kaldırıp geldiğimiz yere baktım.

Burası eski iş yerimdi. Yoongi'yi ilk kez burda görmüştüm. "Ama bu-bu-rası?"
dediğimde Yoongi, "Evet orası, burası." diye karşılık verdi.

Şaşkınlıkla ona döndüğümde, "Ama beni niye getirdin ki buraya?" diye sordum. Gülümsedi ve bir elimi, iki avucunun içine aldı. "Seni sürekli evde bırakırsam sıkılırsın. Hem kariyer sahibi olmak, senin hayalin değil mi? Bende senin patronunum işte. İşi öğren, hayallerini gerçekleştir diye getirdim seni." dediğinde gözlerim dolmuştu.

"Gerçekten mi?" diye sorduğumda gülümseyerek başını salladı.

Kendimi tutamayıp, boynuna atlamıştım. Birden olduğu için gülmüştü ama sonra o da bana sarılmaya başladı. Şu an dünyadaki en mutlu kişi olabilirdim...


💮💮💮💮💮💮💮💮💮💮💮💮

BOOMSLANG // YoonRoseHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin