BOOMSLANG // YoonRose

7

Rose (Chaeyoung)

Yerdeki t-shirt hemen alıp, giydim. Yoongi, hala yarı çıplaktı. T-shirtü giydikten sonra Yoongi'ye döndüm. Yılanın üzerine doğru eğilmişti. Yılanda ona başını dikleştirmişti.

Birbirlerinin gözlerine bakarak anlaşıyor gibiydiler. Sonra yılan bana yaptığı gibi dilini dışarı çıkardı, Yoongi'de öptü.

Korku ve hayranlıkla onları izlerken, Yoongi kalktı ve yanıma geldi. Elimi tutup, beni odadan çıkarırken son bir kez yılana baktım. Gülümsedi mi o ben mi yanlış gördüm? Yılanlar, gülümseyebiliyorlar mıydı?

Bu müthişti ama yine de ona yakınlaşmak çok tehlikeliydi. Bundan bir şekilde kurtulmalıydım. Yılan, kötü bir hayvan değil ama yine de tehlikeli. Onun yanına sürekli gitmek korkutucu olurdu. Bunu yapamazdım. Bir şekilde Yoongi'yi ikna etmeliydim...

Düşüncelerimden sıyrıldığımda, Yoongi beni az önce giyindiğim, yatak odasına getirmişti. İki elini belime sarmış, mutlu bir ifadeyle yüzümü inceliyordu. Siyah saçları alnını kapatıyordu ve dudakları çilek gibiydi.

Gerçekten onu şu an öpmek istiyordum. Gözleri, birden dudaklarımda takıldı. Belimdeki bir elini dudaklarıma çıkardı ve baş parmağıyla alt dudağımı okşamaya başladı. Neden bilmiyorum, içime bir titreme gelmişti.

Midem tuhaf oluyordu. İçim gıdıklanıyordu ve ben bu daha önce hiç bilmediğim duyguyla başa çıkamıyordum.

"Çok güzelsin. Kendimi tutamıyorum..."

'Tutamıyorum' beni korkutuyordu işte. Bu tehlikeliydi. Elini kalçamda hissettiğimde, ne kadar haklı olduğumu görmüştüm. Dudağımdaki elide, tekrar belime indi ve sıkıca tutmaya başladı.

"Bu gece yapsam.?."

Soru edasıyla sormuştu. Korkuyordum ama. Yoongi, şu an da çok tehlikeli biriydi gözümde. Ne yapacağını, asla kimse kestiremezdi.

Konuyu dağıtmaya çalışarak,

"Saat kaç?" 

Yalandan esneyerek,

"Uyusak mı? Hı..?"

Bunları söylerken, neden bir yandan da korktuğumu çok belli ediyordum. Öyle beceriksiz bir yalancıyım ki...

Güldü. Bu kısa sürmüştü ama güldü ve gözlerimin en derinine bakmaya başladı.

"Nereye kadar kaçabilirsin ki?"

Dediği şey sertçe yutkunmama sebep olmuştu. Bir insanın her yerinden mi tehlike fışkırır?

Sonra nefes verip, kalçamda ki elini yanağıma koydu ve okşadı. "Hadi uyuyalım. Bugünde, çok fazla korktun. Yarın iş var. Acımam, bilmiş ol. Sıkı çalışmalısın." dedi alayla.

Rahatlamıştım ve dediği şey beni güldürmüştü. Gülümseyerek , "Peki efendim." dedim ve yatağa doğru ilerledik. Onunla böyle birlikte gülebilmek, dünyada ki en güzel şeydi.

Ona sarılırken, ilk defa huzurla uyuyabilecektim. Çocukluğumdan beridir tadamadığım, yumuşak yatağın rahatlığıyla uyuyabilmek bile benim için bir mutluluktu. Yoongi'nin eşsiz kokusu beni sarhoş ederken, uykuya dalmıştım.

⭕️⭕️⭕️⭕️⭕️⭕️⭕️⭕️⭕️⭕️⭕️

"Bay Min, yeni asistanınızın odası hazır. İsim tabelasına ne yazacağız?"

"Park Chae-Young, yazılsın. Odayı kendi penceremden, görebiliyor muyum?"

"Evet efendim. Perdenizi kaldırdığınızda, asistanınızın masası görünüyor."

"Güzel. Teşekkür ederim."

💮💮💮💮💮💮💮💮💮💮💮

Şirkete gelmiştik. Arabadan ilk önce Yoongi indi, sonra da ben. Şirket kapısının önünde tuhaf bir kadın vardı.

Kırmızı saçlı, benden biraz daha kilolu, salaş giyimli, burnunda ve dudağında piercingi olan bir kızdı. İlk önce Yoongi'ye baktı sonra bakışlarını bana çevirdi.

Neden bilmiyorum, ondan çok çekinmiştim. Yoongi, gülümseyerek kıza "Ahh Yoora, günaydın. Naber?" diye selam verince şaşkınca onların yanlarına ilerledim.

Kız Yoongi'ye gülümseyerek, "Günaydın." diye karşılık verdi ve tekrar bana döndü. Yoongi'ye soru sorarcasına döndüğünde, açık olan ağzımı kapattım.

Yoongi, "Sevgilim. Yakında karım olucak." dedi bana bakarak. İmalıydı. Birde 'istemiyorum' desem, kıyamet kopardı. Aslında istiyordum. Sadece yılan yüzünden, korkularım vardı...

Kız bozulmuştu ama sanki belli etmemeye çalışıyordu. Çakma bir gülümsemeyle, "Adın ne?" diye sordu.

Çekingence, "Chaeyoung. Park Chaeyoung." dedim. Oysa benim aksime girişken bir şekilde, "Kim Yoora. Memnun oldum, Chaeyoung." dedi ve elini uzattı.

İçtenlikle gülümseyerek, elini sıktım. Sıkarken, Yoora'dan çok utanmıştım ama belli etmedim.

💮💮💮💮💮💮💮💮💮💮💮