Rose (Chaeyoung)
Akşam olmuştu. Bütün gün Yoongi'yle birlikte şirketteydik. Birkaç arkadaş edinmiştim ama Yoongi, bilmiyordu. Yani ben arkadaşları, genelde o toplantıdayken edindiğim için görmemişti.
Şimdiyse yine arabadaydık. Yoongi eve gittiğimizi söyledi. Yolda mutlu bir şekilde ellerimle oynuyordum. Hayatımda hiç bu kadar sevindiğimi, hatırlamıyordum.
Yoongi, "Günün nasıldı?" diye sorunca ellerimle oynamayı bırakıp ona bakmaya başladım. "Sayende... çok güzeldi." dedim gülümseyerek.
O da bakışlarıma karşılık verdi ve gülümsedi.
Biraz daha yoldan sonra araba durmuştu. Gözlerimle etrafı süzmeye başladım. Ev gerçekten güzeldi ve şaşaalıydı. Bembeyaz ışıklar, masmavi havuz ve büyük, iri yarı adamlar.
Bu adamlar büyük ihtimalle korumalardı ama sadece kapının önünde varlardı. Fazla kalabalık değildiler. Yoongi, arabadan inince bende hemen kemeri açtım ve arabadan çıktım.
Çıktığımda, Yoongi elimi tutmuştu ve beni evin içine doğru yürütmeye başladı. Bana bu kadar nazik olması hoşuma gidiyordu. Aslında Yoongi, gerçekten içinde bir yerlerde çok nazik ve sevecen bir adamdı ama o yılanı gördükten sonra fikirlerim birbirine karışıyordu.
Yoongi'nin kişiliği değişik ve tuhaftı. Çok inatçı ve çok öfkeli biridir. Yani asla onu kızdırmayın, bu bir yanardağı kışkırtmak gibi birşeydir. Çok kıskançtır ve asla kısa giyinmeme dayanamaz. Her zaman ona karşı küçük bir korkum vardı ama yılanla olan ilişkisini, gördükten sonra daha bir korkmaya başlamıştım.
Evin içine girdiğimizde, biraz çekinerek "Şey... o?" diye sordum. Beni kendine iyice yaklaştırıp, "Merak etme sana zarar vermez." dedi. Dehşet içinde "Burda yani?" diye sordum. Başını onaylarcasına salladığında, korkum artmıştı. Sonra bana 'çok korkaksın' diyorlar.
Bir adım daha attığında, olduğum yerde sabitlendim ve onu takip etmedim. Arkasını dönüp, "Onunla eninde sonunda bağ kurman gerekiyor. Bu evde sadece o ve ben yaşıyorduk ve eğer senin bir yabancı olduğunu düşünürse, seni sokabilir. Sonra da ben onu öldürürüm... Neyse gel, bunu yapmak zorundayız."
Kafamı iki yana sallayarak, "Ona asla o kadar yaklaşamam. O-o-olmaz Yoongi. Lütfen, başka birşey iste benden ama bunu isteme." dedim korku dolu sesimle.
Gülümsedi ve rahat bir şekilde "Birşey olmayacak Chae, gel." dedi ve beni belimden tutup götürmeye başladı. Bir odaya geldiğimizde, Yoongi hemen kapıyı açtı.
"Merak etme, yılan burda değil. Burda üzerini değiştireceksin. Üzerinde eğer sürünemezse, seni kurban sanar ve öldürür. Bu yüzden, yatağın üzerinde ki t-hşörtümü giy. Bekliyorum Chae."
Sözlerini bitirdi ve beni odanın içine nazikçe iterek, kapıyı kapattı. Korkudan heryerim titriyordu. Biraz öylece dikildikten, sonra kaçarının olmadığını düşünerek soyundum.
T-hşörtü tek seferde giymiştim. Siyah, baskılı bir t-hşörttü ve Yoongi gibi kokuyordu. Ayaklarımda ki beyaz ayakkabıyı çıkarmamıştım ama yatağın yanında ki beyaz ev terliğini görünce onu da giymem gerektiğini düşündüm. Hala titremekte olan ellerimle ayakkabıyı çıkardım ve terliği giydim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
BOOMSLANG // YoonRose
FanfictionEĞER BİR BOOMSLANG YILANI TARAFINDAN ISIRILIRSANIZ, VÜCUDUNUZUN BÜTÜN DELİKLERİNDEN KAN FIŞKIRIR. (Gerçek bir bilgidir) ~ Chaeyoung, anne ve babasını trafik kazasında kaybettiğini sanıyordur. Ailesini kaybedince ortada kalan Chaeyoung'a amcası sahip...