BOOMSLANG // YoonRose

14

Rose (Chaeyoung)

Neden her seferinde, sözleriyle beni bir köşeye sıkıştırıyordu? Evet, hep bunu yapıyordu. Biraz daha kıvrandım ama elini kadınlığımdan çekmedi.

Biraz daha gözlerine baktım. İstemediğimi iyice anladığında bırakmıştı. Daha fazla uzatmamı istemiyordu. Kendi de fazla konuşmak istemiyordu.

"Biraz işim var, çalışacağım..." dedi ve beni odada yalnız bırakıp, gitti. Trip mi atıyordu o? Yoksa ben mi yanlış anladım? Hadi ama burada trip atmaya hakkı yok, onun...

Off...

Bu gece ona sarılarak, uyumak istiyordum ama!

Oflayarak, giyinme bölümünden pijamalar buldum ve üzerime geçirdim. Yoongi'nin gömleğini kucağıma aldım ve ona sarılarak uykuya dalmaya çalıştım. Pek mümkün olmasa da...

🔗🔗🔗🔗🔗🔗🔗🔗🔗🔗🔗🔗

Şirkete giriş yapmıştık. Yoongi hala soğuktu. Bir şey demeden beni girişte bırakıp, odasına gitti. Herkes bana bakıyordu. Hepsi Yoongi'yle olan ilişkimden haberdardı.

Beni hor görmelerinden korktuğum için yine oflayarak odama gittim. Camdan, baktığımda Yoongi geldiğimi görmüştü ama hemen bakışlarını üzerimden alıp bilgisayarına çevirdi.

Üzgünce başımı eğip, masama oturdum. Oturduğum gibi odama Sehun, Lisa ve tanımadığım bir adam girdi. Adam değil aslında, genç bir erkek. Benim yaşlarımdaydı. Belki de bir iki yaş, büyüktü.

Lisa, "Günaydın, Bayan Min." dediğinde beni istemediklerini sanıp başımı eğdim. Sehun, "Sen hâlâ bizim arkadaşımızsın, seni kötü görmüyoruz. Sadece şakalaşıyoruz. Hem bak bizim gruba Chanyeol'uda ekledik. İyi çocuktur. Hadi tanışın." dediğinde umutla başımı geri kaldırdım.

Chanyeol, "Çocuk? Ben senden büyüğüm Sehun-ah. Neyse, merhaba Chaeyoung." dediğinde gülmüştüm. Sonra samimiyetle gülümsedim ve "Merhaba Chanyeol." dedim.

Sevecen ve komik birine benziyordu. Ayrıca resmî değildi, yani hayatı rahat yaşayan insanlar olur ya tam olarak onlardandı. Sevecen ve tatlı biriydi. Sevmiştim...

Başımı bir seferliğine Yoongi'ye çevirdiğimde, göz göze gelmiştik. Hemen gözlerini kaçırdı ve işine tekrar döndü. Onun gönlünü nasıl alırım, bilmiyorum.

Chanyeol, "Kahve içelim mi?" diye sorduğunda dağılmıştım. Tekrar onlara odaklandım. Lisa, "Hadi kafeye inelim." dediğinde başımı salladım. Zaten Yoongi, yüzüme bile bakmıyordu. Biraz kafamı dağıtsam iyi olurdu.

Sehun, "Çok üşenirim ya, sipariş verelim." dediğinde Chanyeol Sehun'un kafasına vurdu ve "Ay götüm." dedi. O sırada ben bu hareketin yanlış olduğunu savunan şeyler mırıldanıyordum. Lisa ise kahkaha atıyordu. Sehun, bebek gibi yüzünü buruşturunca kendimi tutamayıp gülmüştüm.

Chanyeol'da gülüyordu. Lisa ve Chanyeol önden çıkmışlardı. Sehun'da arkalarından giderken, son bir kez Yoongi'ye göz attım. O da beni izliyordu. Sıkıntıyla nefes verip, tekrar önüne dönünce bende aynısını yaptım. Sonra arkadaşlarımın arkasından gittim...

Şirket kafesine gelmiştik. Hepimiz kahve siparişi verdik. Bir masada öylece oturuyorken, Lisa bir adama bakıp "Byun Baekhyun..." diye mırıldandı.

Anlamadığım için sordum:

"Ne?"

"Bay Byun işte. Bay Min'in ezeli düşmanı."

"Anlamadım."

Bizim kısa süren diyaloğumuza Chanyeol'da girmişti. Yüzündeki heyecanla, "Bay Min'le rakipler. Aslında eskiden çocukluk arkadaşlarıydılar ama beş sene önce düşman kesildiler. Ne olduğunu kimse bilmiyor ama yakında çıkar kokusu." dedi.

Sehun garsonun bıraktığı kahvelerden kendi bardağını seçip, aldı ve bir yudum içti. Ağzını silerken, "İki gün sonra şirketler arası parti var. Hepimiz gidicez. Orda patronlar el sıkışıcak. En merak ettiğim, Bay Min acaba bu sefer Bay Byun'un neresine yumruk atıcak. Kesinlikle kameramı getirip, çekeceğim." dedi.

Yine bir şey anlamamıştım ama çok merak ediyordum. Boş gözlerle Lisa'ya baktığımda, kahvesini bıraktı ve omzumu okşadı.

"Merak etme, yakında anlarsın Chae..."

💮💮💮💮💮💮💮💮💮💮💮💮

Baekhyun'da piçlik sezebilirsiniz. Tamamen doğru seziyorsunuz...

VRose bitmek üzere yakında yayınlayacağım...

Kimler okur?

💮💮💮💮💮💮💮💮💮💮💮💮