Rose (Chaeyoung)
"Otopsi sonuçları ne zaman çıkar?" diye sordum gözyaşlarımı kuruturken. Kai sıkıntıyla nefes aldı ve "Otopsi kolay bir süreç değil. Üstelik yıllar geçtiği için otopsi bile çekmeyecekler. Sadece nasıl öldüklerini anlamak için inceleme yapıcaklar. Polis, senin onayını aldı. Mezarı açıp, adli tıpa göndericekler. Bu da bir haftayı bulur." dedi.
Ağlamamı durdurmuştum. Başımı salladım ve arkama yaslandım. Kai ciddiyetle, "Yoongi'yi bir hafta nasıl tutarız?" diye sordu.
Yoongi'nin ismini bile duymak beni sinir etmişti. Ciddi bir merakla, "Boomslang hakkında ne biliyorsun? Hani bugün 'Yoongi'nin o sürüngenden kurtulması gerek' demiştin ya? Neden?" diye sordum.
Kai derin nefes aldı ve "Açık konuşacağım. Aileni Boomslang'ın soktuğunu düşünüyorum. Hatta eminim. Bak Chaeyo-" derken birden dış kapı tekmeyle açıldı.
Kapı kırılmamıştı ama sonuna kadar açılmıştı. Yoongi siyah bol bir sweat, siyah askeri biçimi pantolon ve siyah postallarıyla rahat bir şekilde içeri girmişti.
Elindeki telefonunu arka cebine soktu ve hiçbir şey olmamış gibi karşımda ki kanepeye, yayılarak oturdu. Bir ayağını diğer dizinin üzerine koydu ve erkeksi bir şekilde saçlarını karıştırdı.
Sonra Kai'ye bakarak, "Misafirini böyle mi karşılıyorsun Kai? Kalk kapıyı kapat, bana su getir hadi." dedi ve bana döndü.
Bana bakmaya başladığında açık ağzımı hemen kapattım ve gözlerimi yere çevirdim. Kai, "Of Yoongi offf." dedi ve ayağa kalktı. İlk önce kapıyı kapattı ve sonra tam karşımda olan açık mutfağın içine girdi. Sürahiden su doldurup yanımıza geldi.
Su dolu bardağı Yoongi'ye uzattığında, Yoongi gözünü benden çekmeden bardağı aldı. Sudan bir yudum aldı ve yanındaki komidinin üzerine koydu. Hâlâ bakışlarının üzerimde olduğunu hissediyordum. Ben ona bakmıyordum ama onun bana baktığını iyi biliyordum.
Kai, "Çalışma odasına gidelim Yoongi, kalk hadi." dediğinde yine gözünü benden çekmedi ve "Senin konuşmanı dinlemek için gelmedim. Zorluk çıkarmadan Chae'yi alıcam ve gidicem. Sonra ayriyeten senin belanı sikicem, o kadar. O üç aptal çalışanıma da karışmıyorum -ki o da ailelerinin geçim sıkıntıları olduğu için." dedi.
Sonra tekrar devam etti ve "Eşyalarını topla Chaeyoung." dedi. Bunu benim için söylemişti. Gözlerimi kaldırdım ve onunkilere diktim. Kesin bir dille, "Olmaz!" dedim. Sinirleniyordu ama tutar gibiydi.
Kai'de, onun sinirlendiğini farkedince "Yoongi, çalışma odası hadi..." dedi ve zorla Yoongi'yi kaldırdı. Aslında Yoongi kendi isteğiyle kalkmıştı ve Kai'den önce çalışma odasına girdi.
Hemen yerimden kalktım ve Kai'nin bana kalmam için verdiği odaya koştum. Yalnızdım ve bu korkumu tetikliyordu.
Kai (Kim Jongin)
Yoongi'yi zorla oturtmuştum. Sinirden yerinde durmuyordu. Bacaklarını kalkmaması için bastırırken, "Bir şişe getir bana hemen." dediğinde onu bırakıp masanın altından içki şişelerini çıkardım.
Bunlar en ağır olanlarıydı ve Yoongi hep bunları içiyordu. Şişenin kapağını patlattım ve eline verdim. Şişeyi kafasına dikti ve uzun bir süre içti.
Yarısını bir dikişte bitirmişti. Normalde bir insan bu içkinin bir yudumuyla sarhoş olurdu ama Yoongi kolay kolay sarhoş olmadığı için kafası yerinde duruyordu.
Bende sinirlenmeye başlamıştım. Öfkeyle karşısına oturdum ve "O sürüngen öldürdü demi. Bu yüzden yerinde duramıyorsun. Kaç kere dedim Yoongi, öldür o pisliği diye." dedim.
Sırıttı. O kadar zıkkım içiyor ve yine de kafası yerinde oluyordu ya, işte buna şaşırıyordum. Ben o şişeyle bir atı bile bayıltabilirdim. Yoongi'nin anlaşılmaz bir bünyesi var ve bazen ben bile korkuyorum.
Aslında Chaeyoung'u ona vermek, Chaeyoung'a büyük bir kötülük. Bu hâliyle Chae'yi çok fazla korkuturdu ve canını yakabilirdi. O yüzden bir şekilde Yoongi'nin sakinleşmesi gerekiyordu. Mümkün değil ama sakinleşmesi lazım...
"Sen piç," dedi. Biraz daha yayıldı ve devam etti. "Söyledin mi?" diye sordu. Sorusuyla bende yayıldım. Şişeden bir yudum almak istiyordum ama sarhoş olmamak için yapmadım.
"Henüz söylemedim." dedim. Sırıtarak, "Söylersen, seni öldüreceğimi biliyorsun değil mi Kai?" dedi. Tekrar şişeyi kafasına diktiğinde elinden çekip aldım.
Almamla sinirle sehpayı tekmeledi ve ucu benim erkekliğime geldi. Acıyla bağırdım. Bağırmamın inlemeye dönüşmesi kısa sürmüştü. İnlerken, "Piç." dedim.
'Piç' dediğim için bir daha vurdu. Yine bağırdım ve son çare şişeyi geri verdim. Baş etmesi zordu...
Yine şişeyi kafasına dikti. Ağzını sildi ve "Yılanım ve Chae benim tek ailem. İkisini de, asla kaybedemem." dedi. Hâlâ sesimden belli olan acıyla, "Ama o sürüngen, Chae'nin ailesini öldürdü. Sen emir vermedin ama o soktu. Otopsiden sonra Chaeyoung, herşeyi öğrenecek zaten." dedim.
Elindeki şişe boşalmıştı. Duvara attı ve şişe toz parçalara ayrıldı. Ellerindeki damarlar daha da çok belirginleşmişti. Öfkeyle, "Otopsi işini fes ettim. Boşuna beklemeyin. Kimse emrimi çiğneyip size otopsi çekmez. Sende boşuna beni oyalama. Burdan çıkma, ben Chaeyoung'u alır giderim." dedi ve ayağa kalktı.
Onu durdurup, "Chaeyoung'u koca bir yalanla yanında tutamazsın." dedim. Kendinden emin bir dille, "Tutarım." dedi ve bir adım daha attı ki bu sefer bileğinden tuttum ve durdurdum.
Bu sefer çok fazla sinirlenmişti. Beklemediğim bir anda karnıma tekme atınca yere düşmüştüm ve sırtım sertçe duvara çarpmıştı. Bu sefer daha fazla bağırmıştım. Yaklaştı ve "Yakışıklı suratına yazık ettin Kai." deyip yüzüme yumruk atmaya başladı.
Tüm hırsını çıkardı ve ayağa kalktı. Kapının kilidini aldı ve beni odaya kilitledi. Chaeyoung'u götürecekti. Engel olmam lazımdı ama daha fazla dayanamayıp, acıdan bayılmıştım...
💮💮💮💮💮💮💮💮💮💮💮💮
![](https://img.wattpad.com/cover/204475382-288-k627623.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BOOMSLANG // YoonRose
FanfictionEĞER BİR BOOMSLANG YILANI TARAFINDAN ISIRILIRSANIZ, VÜCUDUNUZUN BÜTÜN DELİKLERİNDEN KAN FIŞKIRIR. (Gerçek bir bilgidir) ~ Chaeyoung, anne ve babasını trafik kazasında kaybettiğini sanıyordur. Ailesini kaybedince ortada kalan Chaeyoung'a amcası sahip...