POLATHAN GERAY
"Söz vermiştin.." diyerek dikildim abimin başına.
Parmaklarını saçlarının arasında sertçe geçirip hafif çekiştirip bıkkınlıkla bana döndü."Söz vermedim." Sesi katıydı, bu beni hafiften geri düşürsede pes etmeye niyetim hiç yoktu.
"Bakarız, dedim."
Derin bir nefes verdim.
Tamam, evet söz vermemişti ama gitmeyecek olsaydık, net bir şekilde kestirip atardı.
Bakarız demişti..."Abi, lütfen. Jeyan'da orada olacak. İzleyeceğime, orada olup destek olacağıma söz verdim. Annem de yanımda sen ya da Paha abim olmazsa gidemeyeceğimi söyledi."
Kendimi güzelce acındırmıştım, benden çıkmıştı.
Abim yavaşça, vakit geçirmek ister gibi ayağa kalkmıştı.
"Umarım ne zaman çıkacağını biliyorsundur Polat, çünkü oturup tüm gösterileri izlemeyeceğim."
Gülümseyişim yol boyu yüzümden silinmemişti.
Salona girdiğimizde bir gösteri son duruşunu bitirip sahnenin ortasına yerleşmişti.Jürilerin onu yeterli bulmadığındaki yüz ifadesi beni üzmüştü. Jeyan'ın da bu duruma düşmesini istememiştim o an, burda durup onu utandırmakta.
Dönüp Pars'a baktım.
Benim için böylesine rahatsız olduğu bir yerde bulunması hoşuma gidiyordu.
Annemin emrivakisine rağmen.
Üstelik daha yeni görüşüp, barışmaya başladıkları bu sürede..Abim omzumdan tutup beni koltuklardan iki sıra geride, sağdan dördüncü koltuğa yönlendirdi.
Geçip oturduğumuz zaman sahneye yedi numara çıkmıştı.
Kendinden emin, burda olmak için var olmuş gibi duran yedi numara..Örgülü bir topuzu vardı ki bu ona daha asil bir duruş kazandırmıştı.
Hafif çıkık elmacık kemikleri gururlu yüzünü daha ulaşılmaz göstermesine yardımcı oluyordu sadece.
Kızarık dudakları belli etmemeye çalışsada gergin olduğunu gösteriyordu.
Dövmeleri çok küçük olduğu için bu uzaklıktan seçilmese de beyaz teni üzerinde çok hoş duruyordu..
Bu sırada müzik hoparlörlerden yayılmaya başladığında duruş pozisyonunu alıp, hareket notasını beklemeye başladı.
İnce, uzun bir kızdı ve esnek duruşu estetik duruyordu.
Kız başladıktan sonra, kendimi izlerken bulmuştum. Sanki burada onun için bulunuyormuşum gibi hissetmiştim.
Kızdan kendimi zar zor koparıp, abime baktım.
Yeşil gözlerinde her daim bir karanlık vardı..
Bu onunla ilgili çekindiğim şeylerden biriydi. Ne yapacağı, ne düşündüğü, ne istediği asla tahmin edilemezdi.
Ama dikkatle kızı izlediğini fark etmiştim.
Hiçbir hareketini kaçırmak istemiyormuşçasına her duruş, dönüşte abimin de Çam yeşili gözleri ahenkle hareket ediyordu.
Ne düşündüğünü merak etmiştim.
Kızın duruşu, müziğin bitiş ritmi ile son bulmuştu. Gözlerinde ki o delici ateşle jurilere bakıyordu.Salonda bir alkış hareketliliği başlamıştı.
Aşağı yukarı otuz küsür kişi vardı ama ses daha fazlası olduğunu düşünmeye itmişti beni..Hafif bir tebessüm ile duruşu dikleşti yedi numaranın. Kendinden artık tamamen emindi.
Hayranlık duymamak elde değildi..Jüri, içimize işleyen o duyguları kelimeye aktarıp, kızı gittikçe yükselttiler. Elemeyi yüksek bir derece ile geçmişti.
"Tebrikler, Gümüş..." dedi Beyaz saçlarını topuz yapmış, ince gözlüklü erkek Jüri.
Kız gururla son kez bakıp sahne çıkışına doğru ilerleyip kırmızı perdenin arkasında kayboldu.
Kızdan kendimi ayırıp bir daha abim Pars'a bakma iradesini gösterdim.
Yüzünde bir parlaklık vardı.
Onda daha önce görmediğim bir aydınlık.
Çok sonradan bunun sebebinin ne olduğunu herkesle birlikte bende öğrenecektim..
![](https://img.wattpad.com/cover/207419393-288-k275276.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MANŞİNEL
Fiksi RemajaKarayip Yerlilerinin " Gölgesinde uyuyanın bir daha uyanmayacağına inandığı" tatlı Meyve Ağacı. Ama bir kusuru var.. Zehirli.. Dokunmanın, koklamanın, yaklaşmanın hatta ona çarpan su damlasına değmenin dahi günah sayıldığı ama etrafında olmanın büy...