AMBER

29 0 0
                                    



Aynada tatminkar bir şekilde yansımama bakarken kapımın tıklatılıp, komut beklemeden içeri girmesini ve topuk seslerinin parkeyi şiddetle yalamasını dinledim. Zümrüt Hanımın enerjisi anında odayı doldurmuş ve beni germeye yetmişti, azarlarını dinlemek istemiyordum ben ama o bunun için can atıyormuş gibiydi..

"Senin için seçtiklerimi neden giymedin?" Annemin sakin sesinden duyduğum rahatsızlığa aldırış etmeden aynada kendime bakmaya devam ettim. Onun beni sokmak istediği kalıbı asla kabul etmeyeceğimi bile bile ısrarını asla anlamlandıramıyordum. Üstümden galip gelip neyi kanıtlamak istiyordu ki yıllardır ısrarlarıyla yakama yapışmıştı?

"Dekoltem fazla mı olmuş?" Ona aldırış etmememe tepkisiz kalıp bir adım sola kayıp arkamdan yansımama bakmaya başladı. Beni detaylı ve eleştirel bir gözle süzdükten sonra dudaklarını hafifçe öne çıkarıp anlamsız bir yüz ifadesi takındı.

"Belki." Demekle yetindi sadece. Annemi tanırdım, onaylasın onaylamasın asla tepkisiz kalmaz ya da fikir belirtmeden durmazdı bu sebeple odaya girdiğinden beri ilk kez baktım ona. Düşünceli görünüyordu, dalgın ve biraz da duygusal..

"Değiştirip inerim birazdan aşağıya." Kibarca çıkmasını talep etmiştim ve beni şoke ederek odamdan sessizce çıktı. Umursamadım çünkü yakamdan düşmesine her ne sebep olmuşsa minnettar kalmıştım. Dolabımı tekrar açıp elbiselerimi gözden geçirdim, parlamama gerek yoktu neticede, şık olmam yeterliydi bu sebeple bebek mavisi, ince saten kumaşlı, sırt dekolteli, dizimin dört parmak üstünde sonlanan elbiseyi elime geçirip hızla giyindim ve nude olan makyajıma hiç ellemeden mantomu elime alıp odamdan çıktım. Merdivenleri yavaş ve dikkatli bir şekilde inerken annemin, babamın çalışma odasından gelen hararetli sesleri çalındı kulağıma. Durup kelimeleri netleştirme arzuma karşı koyamayıp duraksadım ve ses çıkarmamaya özen göstererek biraz da olsa kapıya yaklaştım.

"Anlattığın kadar kolay olmadığını sende biliyorsun." Dedi öfkeli bir fısıltıyla, yanında biri yoktu, telefondaydı belli ki.

"Bunu cesaretle yaşayacağıma yerin kat kat altına girmeyi yeğlerim." Kaşlarımı çatıp, hafif bir sırıtışla annemin çırpınmasını dinliyordum. Gizli işler piri olan Zümrüt Hanım'ın bu tavrı normalden daha farklıydı, İlk kez yaptığının sonuçlarından çekinir gibi bir hali vardı. Plansız hareket etmişti ve şimdi ceremesini çekiyordu yüksek ihtimal. Daha fazla onunla kendimi yormadan merdivenlere yönelip, aşağı inişimi tamamladım.

Babam, mutfak barına yaslanmış, elinde ki viski bardağında benliğini kaybetmişçesine duruyordu. Abimler ise özenle süslenmiş takım elbiseleriyle kanepenin üzerine gömülmüşlerdi.

"Beyler." Dedim dikkatleri üzerime çekme amacıyla ve beklenen oldu. Babam küçük bir gülüş ve elinde ki bardakla selamdı beni.

"Göz kamaştırıyorsun." Doğan'ın arsız sırıtışını görmezden gelerek özensiz ama kesinlikle özenli örgümü savurdum.

Alparslan ve Kürşad ise küçük nida ve ıslıklarla övüp önemsiz telefonlarına geri döndüler.

"Annen nerede?" Babamın bıkkın sesini duyunca neden bu ailenin bir parçası olduğumu tekrar sorgulamaya başlamıştım.

"Bilmiyorum." Gerçeği söylememeyi tercih etmiş ve annemi yapabildiğimce kendimden uzaklaştırmayı denemiştim.

Merdiven korkuluklarına yaslanmış Hazretlerini beklerken sonunda klasik topuk sesleri çalındı kulağımıza. Dönüp ona baktığımda nefes kesecek kadar güzel göründüğünü fark ettim. Zümrüt Hanım her zaman parlardı ama bu sefer üstünde ki ağır karamsarlık ironik bir şekilde ışıltısına destek çıkıyormuş gibiydi. Bi' an keşke diye geçti içimden, keşke annem olabilseydin, keşke kaçarak uzaklaşmak arzusu kaplamasaydı içimi senin güzelliğin gözlerime değdiğinde..

MANŞİNEL Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin