11.Bölüm (kavuştuk)

59 20 0
                                    

        Aklım hala almıyor , Büşra nasıl ölebilir.  Büşra , Büşra ya  Büşra inanmak istemiyorum.

-" Neden ağlıyorsun ? " salak nasıl ağlamam ya.
-" O kız...... Büşraymış , ama şuan iyi "

     İyimi  , iyimi dedi volkan . Ölmemiş mi ?

-" N-nasıl Büşra ölmedi mi ? " kafasını bana çevirdi ve korkunç bir gülümsemeyle baktı.

-"Sadece kaçmaya çalışırken , bir şekilde bayılmış . "

      Ölmedi Allah' ım ölmedi . Yaşıyor.

-"E eeee hadi o zaman gidelim"

       Kayadan suya atladı , arkasından bende atladım. Tabii yine elini belime sardı. Buradan bir kurtulayım o elini koparıcam.

     Maskeyi taktıktan sonra suya daldık tekrar . Ama Mağaradan çıkmadık , aynı mağarada küçük bir bölme vardı oradan teker teker geçebilirdik anca. Dar bir yer .

    Eliyle beni öne doğru ittirdi . Bu bölme nin nereye çıkacağını bilmiyorum . Ama girmek zorundayım.

     Yavaş bir şekilde geçerken , o da arkamdan geliyordu . Giderken bir anda sular gitti . Herhalde yine mağara gibi bir yer .

      Bölük bitti ,  maskeyi çıkarttım . Geldiğimiz yer uzun bir koridora benziyordu . Öylece bakarken arkadan bir el belimi sardı.

-" Şuan suyun içinde değiliz , farkındamısın?" Beni belimden tutarken , bir yandan yürüyorduk .

-"Olsun , birşey olmaz." Bunun rahatlığı beni öldürecek ya .

    Elini aldım ve belimi kurtardım. O an bana döndü . Boş boş baktı.  Sonra salakça bir soru sordu .

-" Eğer ki ben kimseyi kaçırmamış olsaydım. Sen......Sen beni ?"
  Bu soruyu sorarken gözlerinde mutsuzluk gördüm.

-"Sen ilk başta bana güzellik deyip durdun. Sinirime gitmiştin zaten. Uğraşma dedikçe uğraştın benimle."

     Bunu bağırarak söylemem gerekiyordu. Ama çok sakin söyledim , ve bir yandan ağlıyordum.
Neden ağladığımı bende bilmiyorum.

    Sonra önüne döndü ve yürümeye başladı. Normalde kaçmaya çalışmam lazım ama malesef volkanın yanından ayrılırsam ölme ihtimalim çok fazla.

   Mecbur peşinden gitmek zorundayım . En sonunda koridor gibi yerden çıktık. Ve kocaman bir yere geldik. Ama hala  mağaranın içindeyiz.

    15-20 tane ev var resmen . Deniz Altında bir şehir gibi. Ve dahada önemlisi insanlar var burada . Pazar gibi bir yer , bir sürü insan var . Krallık gibi işte  , normal dünya gibi ama denizin Altında ve hiç gün ışığı yok. Ve herkez mutlu sanki evlerinde gibiler.

         Ben şaşkın şaşkın bakarken , volkanın bana baktığını gördüm. Şaşkınlığıma gülüyordu.

-"Burası neresi böyle?!?!"  Dedim.1-2 saniye sonra cevap verdi.

-"Krallığıma hoş geldin Derya." Krallık mı ? Ne yani denizin  100 lerce kat altında bir Krallık , şehir yani.

    Böyle şeyler sadece masallarda olur zannetmiştim.

-"Krallığın mı ? Senin Krallığın mı? Ve nasıl , yani deniz Altında bir Krallık
Nasıl olabilir ?"

     Sorularımı sorarken beni dikkatlice dinliyordu.

-"İnanması Güç ama.... burası da şehir gibi biryer işte.  Tek farkı su altında bir şehir olması . Üstelik bu kadar da değil başka şehirlerde var."

Deniz Altında Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin