Terasın kapısının önünde durmuş derin nefesler alıyordum. Biraz sonra artık ne olacaksa hazırlıklı olmalıydım. Derin nefesler eşliğinde kapıyı açtığımda atıştıran kar gözlerime ilişti. Çok güzellerdi.
Kar taneleri gibi sadece dünyayı görüp sonra da yok olmak isterdim. Ellerimi açarak avuç içime dolan kar tanelerine baktım. Yaratılabilecek en güzel şeylerden bir olsa gerek.
"Yoongi, bunu bana yapma!" Kulağıma ilişen sesler ile terasın köşesinde kavga eden Yoongi ve bir kızı gördüm. Kimdi o kız?
"Sana ne yapıyorum ben? Hiçbir şey!"
"Beni görmezden gelemezsin! Şu siktiğim kalbimi yok sayamazsın?!" İçimi dolduran kırgınlık hissi ile burnum sızlamaya başlamıştı bile.
"Kaç aydır sana mesaj atıyorum, kaç aydır benimle konuşuyorsun, kaç kez buluştuk, kaç kez bana gülümsedin, kaç kez bana sarıldın Yoongi... Bir kez bile fark etmedin beni, neden?" Yoongi, benimle konuşurken o kızla da mı konuşmuştu? İçimi dolduran öfkeye engel olamıyordum.
"Seni sevmek için bir neden aradım, ama olmadı, sevemedim..." Kız Yoongi'nin dudaklarına küçük bir öpücük kondurduğunda ellerimi ağzıma götürerek sesimi çıkarmamaya çalıştım.
Kalbimin parçalarını karlar içine sermiştim. Dizlerimi kırarak soğuk karların içine çöktüğümde ruhum yalnızlığımı haykırıyordu. Az önce ki kız önümden hızla geçtiğinde beni fark etmemişti bile. Görüş alanım bulanıklaştığında dudaklarımdan küçük bir hıçkırık feryat oldu. Elimi hızla ağzıma götürdüğümde göz yaşlarım ve akan burnumun seslerini engelleyemiyordum.
"Kim var orada?" Ayak sesleri bana doğru yaklaştığında gözlerimi kapatarak dizlerimi kendime çektim. Ne olur beni görmesin?
"Rümeysa...?" Elimi ağzımdan indirerek gözlerine nefretle baktım.
"Beni buraya canımı yakmak için mi çağırdın? Tebrik ederim, kalbimin attığını bile hissedemiyorum artık!" Hızla yerimden kalktığımda bileğimden tutarak sırtımı duvarla birleştirdi. Yüzlerimizin yakınlığı nefes alış verişimi engellese de belli etmeyerek yüzümü çevirdim.
"Bunun için çağırmadığımı biliyorsun. Biliyorsun değil mi?" Kafamı daha da çevirerek yüzünü benden uzaklaştırmasını istediğimde daha fazla yaklaşarak nefesini boynuma üfledi.
Dokunduğun yerler yanıyor Yoongi, yapma...
"Bırak beni!" Nefretle çıkan sesim onu da şaşırtmış olacak ki bedenini benden uzaklaştırarak gözlerime baktı.
"Benden nefret etme, nefretini hak edecek hiç bir şey yapmadım..." Dudaklarıma yerleşen alaycı gülümseme ile kırgın gözlerine baktım.
"O yüzden mi benimle konuşurken başkasıyla konuştun. Üstelik bana söylemedin bile. O yüzden mi o kıza baktığın gibi bana bir kere bile bakmadın. Yoongi, beni öldürüyorsun farkında değil misin?" Elleri boynuma çıktığında bedeninin sıcaklığı ile gözlerimi kapattım.
"O kızla konuşmam seni sevmediğim anlamına gelmiyor ama..." Gözlerim şok ile açılırken dudaklarına etkileyici bir tebessüm yerleşti.
"Üstelik o kızın beni sevdiğinden haberim bile yoktu. Rümeysa, artık kır şu duvarlarını..." Kollarımı boynuna doladığımda elleri belimdeki yerini almıştı. Kokusu içimi doldururken dudaklarıma huzurlu bir tebessüm yerleşti.
"Kim var orada?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Promise | MYG ✓
Fanfiction|Texting| rumin : Bana söz verebilecek kadar seviyor musun beni? rumin : Yoksa söz veremeyecek kadar korkak mısın? rumin : Söylesene Yoongi, sana gerçekten oppa deyip aramızda olabilecek her şeyi koparmamı istiyor musun? ©Lelanora | 2019 Aralık