~42~

53 4 0
                                    

(1 Yıl Sonra)

"AÇELYA TOPUKLU AYAKKABIMIN TEKİ NEREDE?!" Gelinliğimin eteğini tutmuş bir şekilde ayakkabımı arıyordum. Düğün günü aksiliği dedikleri şey bu olsa gerek.

"BENDE GETİRİYORUM!" Elindeki kalemle ayakkabının altına ismini yazan Açelya'ya 'ciddi misin sen?' bakışlarımı atarken omuz silkti.

"İsmini yazmaya ne gerek var? Siz nişanlanalı 1 ay oldu. Bırak ta diğer kızlar nasibini alsın." Ellerini göğsünün altında birleştirerek omuz silkti.

"Bana ne. Ben Jungkook'la daha erken evlenmek istiyorum belki!" Gözlerimi devirerek ayağıma ayakkabımı giydim. 

"Senin elinde olsa nişanla beraber arada kınayı kaynatır ertesi güne düğün yaparsın. Düğünün ortasında çocuğu alıp otel odasına atarsın da Allah'tan yengem ve amcam o kadar geniş insanlar değil." Kahkaha atarken elindeki tek taş yüzüğe baktı. Gözlerindeki aşk her zaman gülümsememe neden olurdu. Birbirlerini bu kadar seven çifti ilk defa görüyordum. Tabii Yoongi ve benden sonra...

"Rümeysa?" Odaya giren babam ile aynadaki görüntüme bakmayı keserek babama döndüm. Gözlerinden damlayan bir kaç yaşı silerek yanıma geldi. Ellerini ellerimle buluşturduğunda gülümseyerek anlıma narin bir buse kondurdu. Babam hep narindi. Her şeyiyle, varlığıyla narindi...

"Güzel kızım benim..." Kollarımı boynuna dolayarak onun o mis kokusunu içime çektim. Bu kokuyu özleyecektim...

"Bu kadar güzel bir kız olacağını hiç tahmin etmezdim..." Gülümseyerek elimi yanağına çıkararak okşadım. 

"Ağlamak istemiyorum, duygusal konuşma baba..." 

"Eğer... Sana karşı yanlış bir davranışı olursa... Biliyorsun, baban hep burada." Küçükçe kıkırdayarak koluna girdim. Zamanı gelmişti. Artık babamın kolundan çıkıp Yoongi'nin koluna girmemin vakti gelmişti. Merdivenlerden yavaş adımlarla inerken neredeyse tüm K-pop camiası gelmişti. İçimi dolduran heyecan ile bana büyüleyici gözlerle bakan Yoongi'ye gülümsedim.

Karşısına geçerek gözlerindeki heyecana gülümseyerek baktım. 

"Çok güzelsin..." Gülümsedim. "Sende çok yakışıklısın..."  Masaya geçerek heyecanla nikah memurunu dinlemeye başladık.

"İyi günde, kötü günde; hastalıkta ve sağlıkta Min Kyung oğlu Min Yoongi'yi eşin olarak kabul ediyor musun?" 

"Evet."

"Peki siz Halit kızı Rümeysa Kültanoğlu'nu eş olarak kabul ediyor musunuz?"

"Evet." 

"Bende sizi karı koca ilan ediyorum..." Ayağa kalkarak memurun bana uzatmış olduğu cüzdanı aldım. Kapağını bir süre nutkum tutulmuş bir şekilde baktıktan sonra kaldırarak anneme doğru gülümsedim. 

"Gelini öpebilirsin." Ellerini boynuma koyarak dudağıma doğru eğildiğinde dizine vurarak uyardım. Annemle babamın yanında beni öpemezdi herhalde.

Anlıma kondurduğu minik öpücük ile elimi tutarak piste doğru ilerledik. Elleri belimdeki yerini aldığında kollarımı boynuna dolayarak gözlerine baktım. Kulaklarımızı dolduran Jungkook'un sesi ile irkilerek sahneye döndük.

"Öhm öhm! Öncelikle merhabalar. Çiftimizin ilk dansını ben söylemek isterim..." Gülümseyerek Jungkook'a baktığımızda bize göz kırparak "2U" adlı şarkıyı söylemeye başladı. (Medya)

Müziğin ritmine göre adımlarken Yoongi'nin bakışlarındaki aşk içimi kıpır kıpır ediyordu.

"Seni seviyorum güzelim..." Anlımı anlına dayayarak yutkundum. Bende onu seviyordum, hemde tahmin edemeyeceğinden fazla.

"Seni seviyorum adam..." 

***

Gecenin sonlarına doğru artık herkes dağılmış durumdaydı. Üyelere göz gezdirdiğimde Açelya ve Jungkook'un fırsattan istifade köşede öpüşüyorlar, Tae'nin kravatı kafasına bağlanmış bir şekilde masanın üstünde dans ediyor, Jin hyung üzerine doktor önlüğü giymiş bir şekilde seksi danslar ediyordu, önlüğün nereden geldiğini sormayın çünkü ben bile çözemedim. Hoseok hyung saçlarına pasta bulaştırmış göbeğini ovuyor, Jimin gömleğini çıkararak sadece kravat ve ceketiyle ortalıkta tarzan gibi geziyor, aralarında en normali ise Namjoon hyung elindeki telefonu ile waatpadden adlarına yazılmış olan kurguları okuyordu.  

"Gidelim mi artık?" Yoongi'nin arkamdan seslenmesi ile dönerek kollarımı boynuna doladım.

"Gidelim. Yorucu bir gündü..." 

"Daha gece yeni başlıyor da neyse(Sessizce söyler)"  

"Anlamadım?" Gülümseyerek anlıma bir öpücük kondurdu. 

"Bir şey yok. Hadi gidelim..." Koluna girerek küçük adımlarla salondan çıktık. Artık evliliğimize ilk adımı atmıştık. 

Küçük bir mesaj hayatımda kocaman bir değişikliğe sebep oldu...

Belki de en güzel değişiklikti...

Tüm sahteliklerin içinde kendimize bir gerçeklik kurmuştuk...

Kimsenin yıkmaya cürret edemeyeceği bir gerçeklik...

Arabanın önüne geldiğimizde geriye dönerek büyük salona son kez göz gezdirdim. Işıl ışıl parlayan salon içimi aydınlatıyordu. 

Tüm karanlığımıza rağmen şeffaftık biz...

Esir şehrin sahte insanlarının içindeki gerçekliktik biz...

Ve sonsuza kadar da öyle olacak...

-SON-

Belki bu kitap bitmiş olabilir. Ancak siz hayal kurmaktan vazgeçmeyin.

Hayallerinizdeki dünyayı kirletmelerine izin vermeyin...

Her hayalin bir gerçeklik payı vardır. 

Bunu da asla unutmayın :)

Promise | MYG ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin