~12~

57 2 0
                                    

minsuga : 젠장,이 세상에는 너무 많아 ! (Kahretsin, bu dünya için çok fazla!)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

minsuga : 젠장,이 세상에는 너무 많아 ! (Kahretsin, bu dünya için çok fazla!)

46.936.327 beğeni

23.648.582 yorum

.

.

.

hye_minri : Kime aşık oldun oppa? Kim o kız? Kimden bahsediyorsun?

            ↳ minsuga : @hye_minri  Kendime ;)

.

.

.

rumin : İnsanın kendiyle bağışık yaşaması çok güzel, ne de olsa gül de kendini görse beğenirdi.

           ↳ minsuga : @rumin  Sende haklısın gül kadar mükemmelim.

           ↳ rumin : @minsuga Egon ve sen defol!

.

.

.

Telefonu yatağıma koyarak valizim için son kontrollerin üzerinden geçtim. Konservatuarda sergilediğim başarı sayesinde ailemi gururlandırarak Kore'ye gitme iznini koparmıştım. Belki de hayatım değişecekti orada, kim bilir?

"Rümeysa! Valizini hazırladın mı?!" Annemin aşağıdan bağırışları ile gülümseyerek içimde bir yere bu bağırışları sakladım. Kore'de bulamayacaktım.

"EVET!" Valizin ağzını kapatarak sırt çantama telefonumu koyduktan sonra aşağıya inerek babamın yanına gittim. Bir süredir küçük kardeşim hasta olduğu için hava alanına benimle gelememeleri beni üzse de kardeşim daha önemliydi. 

"Sakın üşütme orada kızım." Babamın saçlarıma dokunan ellerini öperek sarıldığımda gözlerimden birer damla firar oldu. 

Çok özleyecektim onları...

"Ahh, Rümeysa! Kızım sakın el alemin eline muhtaç etme kendini." Gülümseyerek annemin mis kokulu saçlarını öptükten sonra küçük kardeşimin anlına bir öpücük kondurarak sarıldım.

"Orada kendine yeni bir kardeş bulmazsın değil mi abla?" Gülmeyle ağlama karışık bir şekilde kafamı olumsuz anlamda sallayarak burnumu burnuna sürttüm. 

Bu bizim sevgi şeklimizdi kardeşimle. 

"Hoşça kalın..." Evin önünde duran taksiye binerek hava alanına doğru yürüdüm. 

Çantamdan çıkardığım telefon ile Bayan Mi Ok'u aradım. 

"Efendim ben yola çıktım... Tabii gelirim... Anlaşıldı görüşürüz efendim." 

Hava alanında indiğimde gülümseyerek kocaman yapıya baktım. Belki aylar sonra bu hava alanında korumalarla gezecektim. Bana el sallayan Bayan Mi Ok'a doğru ilerleyerek bavulumu adamlardan birine verdim. 

"Yarım saat sonra uçak kalkacak, girişlerde oyalanmamak için bize özel bir yer açtırdım. İki dakikada geçeceğiz." Başımla onaylayarak girişlere doğru ilerledim. 

Attığım her adım titrek ve korkaktı. Neden korktuğum hakkında bilgim olmasa da korkuyordum işte. 

Uçağa bindiğimizde kemerimi bağlayarak nefesimi tuttum. Uçaklardan nedense hep korkarım, galiba insanın ayağı toprağa değince daha güvende.

Telefonumdan gelen bildirim ile çantama uzanarak çıkardım.

jeonkookie : Unnie~ 

jeonkookie : Sesin çok güzelmiş...

jeonkookie : Yani güzeldi...

Tek kaşımı kaldırarak gelen mesaja baktım. Sesimi nereden biliyordu ki? Tekrar gelen bildirim ile irkilerek yerimden sıçradım.

minsuga : Kore'de görüşürüz kaçık. ;)

Nereden öğrenmişlerdi benim Kore'ye gittiğimi? İçime oturan merak duygusu ile yutkunarak etrafıma bakındım. 

Arkamda oturan birini fark etmem ile önüme dönerek gözlerimi kapattım. 

Kimdi bu?

Korku içinde terlemeye başladığımda yutkunarak kafamı camdan dışarıya çevirdim. Bulutların güzelliği az da olsa içimi rahatlatmıştı.

"Güzeller değil mi? Bulutlar..."

Promise | MYG ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin