Kekler

2.1K 164 333
                                    


Bölümü Çilekli Süt içerek yazmadığım için biraz içime sinmedi ve gözlerim iki gündür Wattpade aşırı dozda maruz kaldığı için de şaşı oldum sanrm.. yazm yanlışlarımı her zamanki gibi görmezden gelin yani kelxlw ve sınav haftasını da maruz görün teşekkürler 🙈

°
°
°
°

Dudaklarım arasındaki pipeti ağzımın içinde dilimle bir o yana bir bu yana iterken Çilekli Sütümü içmeden sadece düşünüyordum. Bilirsiniz, ben o pipeti asla rahat bırakmam. Ama sütü de içmem. Ne yapayım yoğun bir düşünme eylemi gerçekleştiriyorum. Louis'nin bana telepatik bir şekilde aldığı Çilekli Süt için ona en iyi kurabiyeyi seçmem lazım.

Belkide çikolata seviyordur? Ya da fıstık? Of ne sever ben ne bileyim, ya fıstığa alerjisi falan varsa rezil mi olayım?

Telefonumdan tarif bakmaya ara vererek gerinerek sandalyeden kalktım ve her yeri paketler ve kolilerle dolmuş evde ufak bir gezintiye çıktım. Babam eve gelmişti evet ama geride gitmişti. Yeni ev için bir iki şey hazırlıyordu kendileri ve onu eğer kavga edecek seviyeye getirene kadar kışkırtıp karşı çıkmasaydım beni müstakbel üvey anneme - bu durumda takıldığım kesinlikle örülmesini istemediğim saçlarım ve Zayn'in varlığı- götürecekti. Neyseki dediğim gibi onu delirttim ve bana dayanamadı. Çünkü ben onun oğluyum? Bana nasıl dayanabilir? Biraz şımardım farkındayım ama buna ihtiyacım olduğunu biliyor.

Hem, bu evde asla tam anlamıyla yalnız değildim. Evin etrafında iki koca köpek var ve bir kedi, tavşandan bahsetmiş miydim? Üstelik kuşları saymadım bile.

Zıplaya zıplaya merdivenlerden inerken saçlarım uçuşuyor ve hala üzerimde olan kazağımdan çıtırtı tarzında sesler geliyordu. Korkmadım değil, üstümden doğrusal akım geçmez umarım. Neyse...

Ayağımdaki patiklerimin çıplak merdivene çarpma sesini duyacağım kadar sessiz olan evde merdivenleri aşıp kendi aksiyonumu yaratarak halısız fayansta kaydım ama düşmekten son anda kurtuldum. Buna bayılıyorum. Yani düşmekten kurtulmaya değil o da güzel tabii ama patikle fayansta kaymaktan bahsediyorum.

Mutfağa girip bir bardak su içerken boylu boyunca perdesi açık kalmış camdan karanlık bahçeye baktım. Golden ve Snowflake hava soğuk olduğu için kulübelerine çekilmişlerdi ve dışarıda cidden şiddetli bir rüzgar vardı. Acaba babamla mı gitseydim... Ya kasırga falan olursa ve ben burada mahsur kalırsam?

Bardağı tezgaha bırakıp perdeyi hızlıca kapadım ve sanki babam evdeymiş gibi hissedeyim diye koşarak oturma odasındaki televizyonu açtım. Tamam bu gün onun sevdiği dizi vardı değil mi? Onu açıp ışığı kapalı olması gereken tüm odaların kapısını kapattım.

Dış kapıyı kitledim değil mi ben?

Kapıyı da kontrol ettikten sonra mutfağın ışığını açık bıraktım ve zıplayarak indiğim merdiveni koşarak çıktım. Kendi kendime neden korktum birden bire bilmiyorum.

Dudaklarımı birbirine bastırıp kendi odama kapanırken kapıyı da kilitledim. Tamam evde tekim ama tek olmak da çok korkunç...ya periler falan varsa? Hani şu insalar olmadığında canlanan eşyalardan varsa ve ben daha reşit biri değilim ya beni öldürmeye çalışırlarsa!

Elime Çilekli Sütümü alıp yatağıma oturdum. Tamam güvendeyim... Ya da dur henüz değil! Hızla üzerine oturduğum yorganın altına girdim ve masanın üzerinden aldığım telefonumun flaşını açtım. Pekala şimdi iyi.

Evet nerde kalmıştım, kurabiye.
Belkide bir çeşit değil bir iki çeşit yaparsam daha mantıklı olur hem hangisi tutarsa onu yer? Çok iyi, çok zekice.

Yüzümde gamzelerimi belli edecek bir gülümseme yer edinirken gözlerimi göremediğim tavana diktim. Tavana bakmak için değildi bu hareketimin sebebi, dudaklarımın arasında duran pipetten çektiğim Çilekli Sütün tadıyla karışmış hayalerimdendi. Bu güne kadar onun tavrının kesinliğini kestiremediğim için çok çekingendim, hayal bile kurmaya çekinmek ne demekti o zaman anlamıştım ama evet şuan emindim. Gözlerimi bile kapatmadan onun gözlerine bakarak yapabileceğim her şeyi hayal edebilirdim.

Rebel / Larry Stylinson Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin