Üç ay sonra bok gibi bir bölümle merhaba! Uzun uzun düşünürsem belki düzelir dedim daha da batırdım. Şimdi de sırf siz daha fazla beklemeyin diye atıyorum, okuyan kaldıysa buyursun ☹️
Bölüm şarkısı Ellie Goulding, guns and horses
Ve yeni (!) kapak nası?
°
°
°
°Kollarını belime dolayıp sıkıca sarılışıma karşılık verirken gülümsemekten kısılan gözlerim hızla dolmaya başladı.
Kalbimdeki çarpıntı ruhumu sarsıyordu.
Hiçbir şey yapamıyordum, ne bir ses çıkartıyor, ne de hareket ediyordum. Kitlenmiştim. Tek elimden gelen sıkı sıkı sarılmaktı. Kafam karma karışıktı, mutluluktan ne düşüneceğimi şaşmıştım.
Kendimi Harry Potter izlerken evlilik teklifimsi bir şey alırken bulmuştum ve bu benim lanet hayalimdi!
Olanı ciddi ciddi evlilik teklifi saymamam ve kendimi rezil etmemem için bir sebep verinn diyeceğim verseniz de ikna olmam! Yüzük var, yüzük varsa evliliktir! Susun!
Yüzüm boynuna gömülüydü, burası içinde çiçeklerin de sürüklendiği tertemiz bir bahar rüzgarı gibi kokuyor. İç çektim, başım dönüyordu kollarında sapasağlamken. Sonra da kahkaha atarak kendimi iyice üzerine attım ve o geriye düştü ben kucağına, güldü güzel sesini gizlemeden, başımı kaldırıp yüzüne baktım, boynumdaki kolyede asılı duran yüzük göğsüne düştü yakınlığımızdan dolayı.
Ve biz birbirimize çarpan kalplerle bakarken karşıdaki bilgisayarda film oynamaya devam ediyor, şimdiye Dumbledore gelmiştir. Zavallı ikizler!
Midem kasılıyordu heyecandan ve dudaklarım doğru düzgün kelime dizemiyordu. Bildiğiniz Harry'i gece yatakhaneden dışarı çıkıyor diye ispiyonlonlayıp ceza almalarına sevinirken kendisi de çıktığı için ceza alan Draco gibi mala dönmüştüm.
"Lou, sen - sen beni, bana yani şimdiden-"
Mallık az kalır.
Heyecanlı heyecanlı konuşup telaşla soluk alırken kelimeleri birbirine yamamış muazzam bir şapşal gibi görünmüştüm ama umursamadan soludum.
Evrene nasıl bir ısrarla evlilik sinyali gönderdim bilmiyorum ama bu kadarını beklemiyordum!
Yanaklarımı tutup acıtmadan sıkıştırdı parmakları arasında. Pespembe bulutlar vardı sanki etrafımızda. Yeşil ışıklar saçıyordum cam mavilere bakarken.
"Hey melek, şimdiden de ne demek?"
İnce dudakları konuşurken şekilden şekle girdi, simasında ise sevimli bir gülümseme vardı. Gözleri kısıldı, yanakları kırıştı.
Bana melek dedi. Bana! Darma dağınık saçları ve pijamalı, kolu yarı sakat, kanatsız, güneşten teni esmerleşmeye başlamış ve kesinlikle meleksilik dışı işlerle ilgilenen bana!
Gözlerimi kırpıştırdım. Geri zekalı gibi görünme Harry, geri zekalı gibi görünme Harry, geri zekalı gibi- alt dudağımı ani bir hareket yapmamak için ısırıp birbirine bastırdım ve gözlerim kısılana kadar yüzümü kastım. Yani geri zekalı gibi görünüyorum. Mükemmel.
O yanaklarımla özenle oynarken ve yüz ifademe gülümserken konuşmasına izin verdim, öylece yatarken minderde bir bacağım onunkilerin arasındayken ve tenimiz tatlı bir ateşle kavrulurken.
Hatalı, genç ve masumduk. Biraz da asi.
"Ben seni gördüğüm günden beri sana erkek arkadaş ya da lise aşkı gözüyle bakmadım ki hiç, bunu yavaşlıktan sürünen ilişki adımlarımız da gösteriyordu bence."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rebel / Larry Stylinson
FanficErgenler acımasızdır. Aileler anlayışsız. Harry Styles annesiyle olan kavgası yüzünden babasının yanına Doncaster'e gönderilir. Ve babasının sandığının aksi olan yönlerini keşfederek çok daha farklı bir hayata başlar. Buna okul hayatı da dahildir...