Üstümdeki ceketi vestiyere teslim edip uzun koridorda ilerledim."Kimseyi tanımıyor olabilirim."
"Tanışırsın.Seninle tanışmaya can atanlar olacaktır."
Görevli önümüzden çekildikten sonra bize dönüp gülümsedi."Teşekkürler."
"Rica ederim efendim."Göğsüm heyecanla inip kalkarken içeri girmiştik.
Anında Cumali'nin etrafına toplanan kalabalıkla birlikte birkaç adım uzaklaştım.Keşke gelmeseydim.Kalabalığa girmek benim için cehenneme girmek gibi bir şeydi.
"Tane,gelsene."Cumali'nin sesiyle birlikte konuştuğu grup bana dönmüştü.Olamaz ya!
Gülümseyerek yanlarına ilerledim ve herkesle tek tek el sıkıştım."Nihayet sizinle tanışma fırsatını yakaladım Tane Hanım."Yanımızdan geçen garsonun tepsisinden aldığı şampanyayı bana uzattığında teşekkür ederek aldım.İçmeyi hiç düşünmüyordum."Ofisinizi açmışsınız."
"Evet uzun zaman oldu."Loş ortamda parıldayan gözleri beni gerim gerim germişti."Ben Cumali'nin yanına gideyim."
"Birlikte çözdüğünüz davaları tek tek inceledim.Çok başarılı sonuçlar elde etmişsiniz."
"Teşekkür ederim Tarık Bey,müsaadenizle.Misafirimi yalnız bırakmayayım."Hızlı adımlarla Cumali'nin yanına geçtim ve şampanyayı ufak yuvarlak yüksek masaya bıraktım."Ne oldu?"Kulağıma fısıldamıştı."Tarık'ta bi gariplik var."Kaşlarını çatıp bakışlarını arkama attığında yavaşça o tarafa döndüm.Tarık bana bakarak kadehini kaldırıp gülümsemişti.Gülümseyerek karşılık verdim ve önüme döndüm."Bakma boşver."
"Canını sıkarsa bana söyle."
"Kendimi koruyabilirim."
"Tarık insanları bel altından vurur.Seni sinirlendirip cevabını beklemeden çeker gider.O yüzden bana söyle ki buna izin vermeyeyim."Bir şey demeden masadan bir kanepe alıp ağzıma attım."Güzide Hanım'la tanıştın mı?"Yanımıza yaklaşan olağanüstü güzellik gülümserken ben de gülümsedim."İsmini duymuştum."
"Cumali,hoş geldin."Yanak yanağa öpüştükten sonra elini bana uzatmıştı."Merhaba,Güzide Aslan."
"Tane Hanzade."El sıkıştıktan sonra duruşumu dikleştirdim.Kadın o kadar güzeldi ki onu incelemekten kendimi alıkoyamıyordum.
Cumali ile derin bir konuşmaya daldıklarında gözlerimi iri yeşil gözlerinden çektim ve etrafa bakındım.Geleli daha 15 dakika olmuştu ama sıkıntıdan patlayabilirdim.
~
"Ne bu acele Tane?Yavaş olsana."Aldığım kıyafetleri hızlı hızlı yerine asarken kafamı iki yana salladım."O davet benim için çok önemli.Hazırlanmam lazım."
"Daha 9 saat var."Belime sardığı ellerini tutup bedenimi Hakan'a çevirdim."Sevgilim,daha kıyafetim hazır değil.Saçım var makyajım var."
"Farkında mısın bilmiyorum ama 12 tane kıyafet aldın bu gece için."Dudaklarını boynuma bastırdığında kollarımı omuzlarına sardım."Evet ve içlerinden sadece 1 tanesini seçmem lazım.Bu da benim 6 saatime mâl olur."Kahkaha attığında kollarından kurtulup makyaj masama ilerledim."Yemek sipariş ettin mi?"
"Hayır sevgilim.Sana kendi ellerimle yemek hazırlamak istiyorum."
"Yemek yerine senin ellerini yesem olmaz mı?"Dudaklarına bıraktığım kısa öpücükten sonra gülümsedi."Olmaz bebeğim."Saçımı sımsıkı toplayıp telefonumu açtım."Hadi sen yemek hazırla ben de hangi makyajı yapacağımı seçeyim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Üç Kalp
Teen FictionSen de üzgünsün bu hayattan hem de nasıl, Bir kalpte iki kalp nasıl yaşanır? İki kişi seven iki defa ölürmüş, Bir kalp yalnız bir kalbi düşünürmüş..