Ela'nın saçlarını okşamayı bırakıp yanağına sıcak bir öpücük bıraktım."Uyudu mu?"
"Evet."Odadan çıkıp kapısını çektikten sonra derin bir nefes aldım."Bu eve alışamadı."
"Alışır zamanla.Taşınmanız çok iyi oldu."Salona girip koltuğa oturdum ve kırlenti bacaklarımın üstüne bıraktım."Koskoca evde yalnız kalıyorduk.En azından burada güvenlik var.Siz üst kattasınız."
"Ela'yı kreşe yazdırmayacak mısın?"Doldurduğu çay bardağını bana uzattığında elinden aldım."Şu an değil.Babalarıyla gelen çocukları görüp moralinin bozulmasını istemiyorum."
"Onu ne kadar koruyabilirsin ki?Bu çocuk önünde sonunda okula başlayacak."Gözlerimi kırpıştırıp hücum eden yaşları geri gönderdim.Ağlamamalıydım.Sakın ağlama Tane."Zaten daha yeni 4 yaşına girdi.6 yaşında kreşe gider.Hem ben onsuz kalmaya dayanamıyorum."
"6 çok geç-"
"Aman Mine ya.Biz 3 yaşında mı başladık kreşe?Ben şahsen 1 sene gittim sadece."Güldüğünde ben de gülmüştüm."Gülsüm arıyor mu?"
"Yok ne araması.Umurunda bile değiliz şükür.Cumali'nin abisi arıyor haftada bir kere.Ela'yla falan konuşuyor."
"Para sıkıntın yok,değil mi?"Başımı hafifçe salladım."Yok her şey eskisi gibi."
"Sen büro açmayacak mısın?"Başımı iki yana salladım."Şimdi değil.Ela çok yalnız kalır."
"Onu da götür yanında.İki odayı birleştir biri senin ofisin olsun biri Ela'nın odası."
"Ben bu şehirde yaşamak istemiyorum sanırım."Boğazına kaçan çayı öksürerek çıkardıktan sonra elini göğsüne doğru bastırdı."Pardon?Nerede yaşamak istiyorsun acaba?"
"Ankara'ya gideceğim.Bursa'nın her yerinde Cumali'yi görür gibi oluyorum.Her sokaktan çıkacak gibi.Kapıyı açınca ben geldim diyip içeri girecek gibi."
"Sorunlardan kaçarak kurtulamazsın.Cumali'yi kaybedeli daha 7 ay oldu.Hemen karar verme."Başımı iki yana salladıktan sonra yüzümü ovaladım.Karar vermiştim bir kere.Adım attığım her yerde anılarımız canlanırken burada daha fazla nefes alamazdım."Hakan'ın gitmende etkisi var mı?"
"Hayır.O kendi ailesiyle meşgul.Ben sadece yolda karşılaşılmaktan korkulan biriyim onlar için."
"İyi düşün lütfen."Elini elimin üstüne koyduğunda gülümseyip elini tuttum."Merak etme.Sık sık ziyaretinize geliriz."
3 Ay Sonra
Hakan
"Günaydın hayatım."Leyla'nın yanağıma kondurduğu öpücükten sonra gülümsedim."Günaydın.Ben Duygu'ya buzdolabındaki sütü ısıtıp verdim."Kucağımda tuttuğum Duygu'yu öptükten sonra yanağını sıktım."Isıttın ama değil mi?""Evet evet.Güzel güzel içti hanımefendi."Tabağımdaki peyniri ağzıma götürürken beni izleyen Duygu'ya göz kırptığımda gülümsemişti."Seni de yiyeyim mi?"Ağzımı kocaman açıp kolunu ısırır gibi yaptığımda kahkaha atmaya çalışıyordu."Ölürüm sana ben."Ufak elleri yanağımda gezerken gülümsedim."Bugün ne yapalım?"
"İşe gitmeyecek misin?"
"Hayır canım.Beraber bir yerlere gidelim.Piknik yapalım mesela."
"Harika olur ya.Hava da çok güzel."Kucağımdaki Duygu'yu Leyla'ya uzattıktan sonra ayağa kalktım."Ben birkaç telefon konuşması yapayım.Sen de kahvaltını bitirirsin o zamana kadar.Sonra hazırlanıp çıkarız."Eğilip Duygu'yu öptükten sonra salona ilerledim.Masanın üstündeki telefonu aldıktan sonra Mine'den gelen cevapsız aramaları ve mesajı açtım.
'Tane Ankara'ya gidiyor bugün.'Gözlerimi boş duvara getirdikten sonra derin bir nefes aldım.Yüzünü aylardır görmediğim kadından haber duymak isteyip istemediğimi bilmiyordum.
'Temelli.'İkinci mesajla beraber koltuğa oturmuştum.Biz nişanlıyken yapması gerekeni başkasıyla evlenip onu kaybettikten sonra yapması beni incitmişti.Gerçi,artık beni çocuğumdan başka kimse alakadar etmiyordu ama..
Rehberi açıp yavaşça numarasına dokundum.Ne kadar silersem sileyim ezberimde olduğu için hafızamdan silinmiyordu.
Telefonu kulağıma götürürken ne söyleyeceğimi kararlaştırmaya çalışsam da akışına bırakmak en iyisiydi.
"Alo."
"Alo,Tane?"
"Efendim Hakan?"Ayağa kalkıp salonun içinde birkaç adım attım."Bugün şehir dışına taşınıyorsun sanırım."
"Evet.Bursa bana iyi gelmemeye başladı."Pencereden bahçeyi izlerken derin bir nefes aldım."Elayla konuşabilir miyim?"
"Tabi."Birkaç saniyenin ardından Ela'nın sesi kulağıma dolmuştu."Hakan?"
"Tatlım,nasılsın?"
"İyiyim sen?"
"İyiyim ben de."
"Biz Ankara'ya gidiyoruz."Heyecanlı gelen sesiyle gülmüştüm."Biliyorum canım.Beni ne zaman istersen ara olur mu?"
"Sen de beni ara."
"Ararım bebeğim.Ararım tabi."
"Seni seviyorum."Kalbimi binlerce parçaya bölen mahsun sesiyle birlikte hafifçe gülümsedim."Ben de seni seviyorum.Hoşça kal."
"Bay bay."Telefonu kapattıktan sonra ellerimle yüzümü kapatıp soluklandım.Bu hikaye burada bitmişti.
Eskiden birbirimize iyi gelirken şimdi çocuklarımıza iyi geliyorduk.Birbirimiz için planlar kurarken şimdi çocuklarımız için yaşıyorduk.
Tane
"Kendine ve Ela'ya çok dikkat et.En ufak bir sorunda hemen bizi ara olur mu?Bak ne zaman sıkılırsan kalk gel.Ya da ara beni ben gelirim."Mine akan gözyaşlarına rağmen hızlı hızlı konuştuğunda gülümsedim."Merak etme.Her zaman en yakınım olarak kalacaksın."Burnunu çekip bedenime sarıldığında ben de ona sarıldım.Yeni bir hayat için ilk adımı atmıştım.Ankara'da kızımla baş başa bir hayata başlayacaktık.
Bedenlerimizi ayırdıktan sonra sürücü koltuğuna geçip kemerimi taktım."Bebeğim kemerin takılı mı?"
"Takılı annecim."Kapıları kilitledikten sonra el salladım ve gülümsedim.Mine,Halil ve Duru da bana el sallamışlardı.
Gaza basıp yola koyulurken bir anda herkes yok olmuş,sadece bana gülümseyen Cumali kalmıştı.
Gözlerimden süzülen yaşla beraber gülümsedim.
Havada kalan elimle ona da el sallamıştım.
O da bana el salladığında gözyaşlarım sicim gibi akıyorlardı.
Elini indirdiğimde elimi kalbime götürüp bastırdım."Seni seviyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Üç Kalp
Teen FictionSen de üzgünsün bu hayattan hem de nasıl, Bir kalpte iki kalp nasıl yaşanır? İki kişi seven iki defa ölürmüş, Bir kalp yalnız bir kalbi düşünürmüş..