Yorumlarınızı bekliyorum 🌸
Ceren'in getirdiği ağrı kesiciyi içip uzattığı kabanı giydim."Akşam yemeğinde ne yapayım Tane Hanım?"
"Bir şey yapmana gerek yok,akşam dışarıda oluruz."Ayakkabımı giyip evden çıktım ve arabaya doğru ilerledim.Dün akşam saatlerce banyoda oturmuş,ardından odaya döndüğümde Cumali'yi görememiştim.Sabah da benden önce çıkmıştı.
Arabayı çalıştırıp ofise doğru yola koyuldum.Boğazım feci derecede ağrıyordu.Makasla elbiseyi değil kendimi kestiğim için,ve tabi karnıma doğru yediğim yumruklar yüzünden de vücudum acıyordu.
Kısaca bok gibi hissediyordum.
26 yaşına girmeme az bir zaman kalmışken kendimi 56 yaşına girecek gibi hissediyordum.Ayrıca Hakan'ı da kaybedeli 2 seneyi geçmesine rağmen Cumaliyle hâlâ aramdaki duvar olarak dimdik duruyordu.
Arabayı yavaşça durdurup park ettim ve çantamı aldım.Başımdaki ağrı gittikçe artıyordu.Sorunsuz ve şahane geçen 7 aydan sonra böyle bir darbe alarak her şey başa dönmüş gibi hissediyordum.
Bindiğim asansörden inip geniş koridorda ilerledim."Hoş geldiniz Tane Hanım."Sevil'e gülümsedikten sonra Cumali'nin kapısını tıklattım."Gel."Kapıyı açıp içeri girdim ve çantamı askıya astım."Erken çıkmışsın."
"Tane?"Şoka girmiş bir şekilde baktığında başımı iki yana salladım."Neden bu kadar şaşırdın?"
"Benim yetiştirmem gereken dosyalar vardı.Sen dinlenseydin.Neden geldin?"Soğuk bir şekilde konuştuğunda yanına ilerleyip kollarımı omuzlarına sardım."Özür dilerim,sana bağırmam hataydı."Sandalyesinde bana doğru döndüğünde yanağını okşadım."Gecemizi berbat ettim."
"Senin suçun değildi."Yüzüme düşen saçları çektikten sonra dudaklarıma ufak bir öpücük bıraktı."Acıyor mu?"Yüzümdeki çiziğe dokunduğunda yavaşça kucağına oturdum."Hayır canım."Ellerini belime sarıp boynumu öperken çalan telefonuna uzandım."Ceren arıyor."
"Aç sen."Boynumu öpmeye devam ettiğinde kıkırdayarak çekildim."Efendim Ceren?"
"Tane Hanım,telefonunuzu evde unutmuşsunuz.Haber vermek için aradım."
"Aa,tamam ben almaya gelirim birazdan."
"Tamam efendim."Telefonu kapatıp masaya bıraktıktan sonra kucağından kalktım."Telefonumu unutmuşum."
"Ceren getirsin sen gitme."Sapsarı olan suratına bakakalmıştım."Ne oldu?"
"Ne oldu?"Sorumu tekrarlamıştı.Elimi alnına götürüp ateşini kontrol ettim."Suratın sapsarı oldu."
"Başım ağrıyordu.Hastalanacağım galiba."Yanından ayrılacağım sırada bileğimi yakalayıp kendine çekti."Nereye?"
"Telefonumu alacağım dedim ya."Ayağa kalkıp beni koltuğuna oturttuğunda gülmüştüm."Ne yapıyorsun?5 dakikalık yol hemen gidip gelirim.Merak etme patron,işleri aksatmam."
"Sevil alıp gelir."
"Saçmalama Cumali."Sinirle ayağa kalktığımda beni durdurmuştu."Ne oluyor ya?Ne gizliyorsun benden?"
"Ne gizleyebilirim?"Aniden ciddileştiğinde elimi tutan elini ittim."Telefonumu alıp geleceğim.Müvekkiller arayıp duruyorlar biliyorsun."Çantamı alıp kapısını açtığımda peşimden gelmişti."Dikkatli git gel."
"6 yaşında değilim."
"Arabaya kadar geleyim mi?"
"Aa,sen Nesrin yine saldırır diye mi korkuyorsun?"Sessiz kaldığında kahkaha atıp yakasını düzelttim."Merak etme sevgilim,Mehmet amca bunun bir daha yaşanmasına izin vermez."Dudaklarına ufak bir öpücük bıraktıktan sonra aralık olan kapıyı açtım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Üç Kalp
Teen FictionSen de üzgünsün bu hayattan hem de nasıl, Bir kalpte iki kalp nasıl yaşanır? İki kişi seven iki defa ölürmüş, Bir kalp yalnız bir kalbi düşünürmüş..