Üç Kalp

18

"Sevgilim lütfen-"

"Sakın tek kelime bile etme!"Valizine fırlattığı gömlekten sonra kollarımı sıkıca tutup bedenimi sarstı."Bunu bana nasıl yaparsın?Nasıl?"

"İzin ver açıklayayım."Valizinin fermuarını çekip eline aldığında önüne geçtim."Bak yalvarıyorum dinle.Ben istemedim.Öpmesini istemedim!"Bedenimi sertçe ittiğinde makyaj masasına doğru savrulmuştum.Hızlı bir şekilde düştüğüm yerden kalkıp merdivenlere koştum."Nereye gidersen git seni bulurum."

"Boşandıktan sonra bulursan bul ne yapayım."Dosyalarının olduğu çantayı alıp evden çıktığında peşinden fırladım."Ya o öptü!Karşılık vermedim ben!"Arabasının kapısının önüne geçtiğimde yüzüme tiksintiyle bakmıştı."Bizden vaz mı geçeceksin?"

"Sen çoktan vazgeçmişsin."Bedenimi yeniden itip koltuğuna geçtiğinde arabanın önüne atladım."Tamam.Tamam öldür beni!Sonra nereye gideceksen git.Hadi öldür!"

Araba büyük bir hızla geriye doğru gittiğinde gözlerimden akan yaşı sildim.İşte şimdi bittiğimin resmiydi.Ne yapacaktım o yokken?Nasıl devam edecektim?Her şeyimi kendine bağlayıp beni ortada bırakmaya hakkı yoktu.Beni sadece bir fotoğrafla yargılamaya hakkı yoktu.

-

"Tane!"Mutfaktan gelen sesle gözlerimi devirip ayağa kalktım."Kapıyı neden açmıyorsun?Meraktan öldüm!"Mine mutfak kapısından sinirle içeri girdiğinde kalktığım koltuğa çökmüştüm."İyi değilim."

"Ne oldu?"Salondaki masadan sandalye çekip yanıma geçtiğinde yüzümü birkaç kez ovaladım."Cumali beni terk etti."

"Ya kaç yaşında adam çocuk gibi sürekli evi terk edip duruyor."

"Ben onu aldattım."Mine'nin gözleri irileştiğinde oflayarak kanepeye yaslandım."İsteyerek yapmadım.Hakan öptü beni."

"Hakanla mı aldattın bir de!"Üstündeki ceketi çıkartıp kenara bıraktı ve merakla öne doğru eğildi."Anlatsana şunu artık."

-

"Mine hadi sen evine git artık.Saat çok geç oldu."Mine masada son kalan tabağı da kaldırdığında bana dönüp gülümsedi."Bir şey olmaz canım.Cumali gelene kadar burada kalırım ben."

"Bir daha gelmez o.Benim onu bulup gönlünü almam lazım."Tabağı mutfağa götürüp geri döndüğünde bacaklarımı koltuğa çektim."Nerde bulacağımı da bilmiyorum."

"Sana bir şey söylemem lazım."

"Nerede olduğunu biliyor musun yoksa?"Başını olumsuz bir şekilde sallamıştı."Güzide ve Hakan ayrılmışlar."

"Ciddi misin?"Yüzüme yansıyan hayalkırıklığıyla şaşıran Mine yavaşça elimi tuttu."Üzüldün mü sen?"

"Evet çünkü Güzide bütün hıncını yine benden çıkartacak.Hakan'la konuşur musun?Onu başıma bela etmesin."Telefonunu eline aldıktan sonra dudaklarını birbirlerine bastırdı."Hakan Güzide'yi sevmiyordu yalnız.Konunun seninle alakası yok yani."

"Ben zaten Hakan hâlâ bana aşık diye bir şey demedim Mine!"Sinirle söylendiğimde kaşları havaya kalktı."İyi canım bir şey demedim."

Hakan

Elimdeki rubik küpü sessizce çeviriyordum.Betül'ü evine bırakıp döndüğüm halde Güzide hâlâ evden gitmemişti."Yüzüme bak Hakan!"Gözlerimi yaşla ıslanmış gözlerine getirip derin bir nefes aldım."Bu ilişki çok hızlı başlamıştı.Denedik ama olmadı."

"Denedik değil denedim diyecektin!Ben seni deneme tahtası gibi kullanmadım.Ben sana kendimi açtım!Duygularımı açtım!"Elimdeki küpü alıp sinirle yere attığında umursamazca yaptıklarını izliyordum."Güzide,kim kime 2 ayda aşık olmuş söyler misin?Evet birbirimizden hoşlandık.Ama ilerisi gelmedi.Birbirimize uygun değiliz."