[Zonguldak]
Arabanın camından bakarken usulca vedalaşmıştı.
Hem bu yabancısı olduğu şehirden hem de bu şehirde tanıdığı insanlardan..
Ne hayallerle gelmişti bu yabancı şehire..
Hayallerini gerçekleştiremeden gidiyordu.
Bir hafta nasıl geçecek diye düşünürken şimdi bir çok şeyi geride bırakarak gidiyordu.Hızla akıp, giden yolu seyrederken "Ben doğru olanı yaptım" diye düşünüyordu.
Geride bir adam bırakmıştı.
Oysaki adamın geride kaldığından bile bir haberi yoktu..
Genç kızda geride kalanların ne kadar farkındaydı meçhul..Vefa'yı unutma kararı almıştı.
Tanımak için çabalamayacak ve bu şehirde yaşanılan her şeyi bu şehirde bırakacaktı.
Bir papatya yaprağı ile vermemişti bu kararı.
Tamamen özgün iradesine dayanarak vermişti.
Doğru olanın bu olduğu düşüncesinden yola çıkarak..[Muğla]
Yarı uykulu yarı muhabbetli geçen yolculukları yeniden onları memleketlerine geri getirmişti.
Sahilden geçerken camı biraz açtığı gibi içeri giren havayı iliklerine kadar huzurla çekmişti.
"Gözünü seveyim denizimin.. Buranın denizi bile ayrı bir güzel kokuyor"Efsun'un bu çıkışı arabadaki herkesi gülümsetmişti.
Kendi şehrine gelmenin huzurunu ve mutluluğunu yaşıyordu.
Misafirlikte bir yere kadar insan elbette evini özlüyor..
Efsun özlediği evinin kapısını çalmıştı.
Kısa bir süre sonra kapıyı annesi açmıştı ve açar açmaz söylediği şey "Telefona niye cevap vermiyorsun?" sitemi olmuştu.Annesine gözlerini deviren Efsun "Pardon! Acaba siz kimsiniz?
Hayır...
Annem olsanız en azından bir boynuma sarılırdınız..
Ne bileyim..
Bir hoşgeldin kızım falan derdiniz dimi?" demişti."Saçmalama yine Efsun..
Bir daha o telefonu ben aradığımda açma bak o zaman ben sana ne yapıyorum"Bu arada ayakkabısını çıkaran Efsun içeriye doğru adımını atarken göz ucuyla annesine bakmıştı.
"Anne sen beni özlememiş olabilirsin" demişti ve annesini kendine doğru çekip "Ama ben seni çok özledim" diyerek sarılmıştı.
"Benim özlemediğimi de nereden çıkardın" diye söylenen kadın bir yandan da kızına sıkıca sarılıyordu.
Efsun kendini geriye doğru çekip "Doğru. Sen asla güzel olan şeyleri söylemezsin. Unutmuşum annecim kusuruma bakma. Bir hafta yoktum ya mazur gör" dediği gibi annesinin savunmaya geçmemesi için hemen konuyu değiştirip
"Bu arada babam yok mu?" diye sormuştu.Efsun'un çantasını alan kadın "Baban dükkanda" diyerek dış kapıyı örtmüştü.
Odasının kapısını açtığı gibi yüzünü tebessüm kaplamıştı.
"Seni çok özledim. Bir daha bu kadar uzun ayrı kalmamalıyız" diye sesli konuşurken yanından geçen annesi "Bir haftada mı özledin odanı? Demek ki evlenip göndersek ne yapacaksın belli değil" diyerek evlilik konusunu hemen gündeme getirmişti.
Kendini yatağın üzerine atan Efsun bir yandan da annesine bakıp "Odamı da peşimde götürürüm sen merak etme" demişti.
Elindeki çantayı bir köşeye bırakan kadın kızının yanına geçip oturduktan sonra sormuştu.
Bir haftasının nasıl geçtiğini, neler yaptığını sormuştu.
Üstün körü yaşadıklarını annesine anlatırken tam tanıştığı yeni insanlardan bahsedecekti ki aklına bir soru gelmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tek Yapraklı Papatya (TAMAMLANDI)
General FictionBiraz düşünen genç kız yaşlı kadının yüzüne bakıp "Bir insanı tanımak istiyorum ama bir yanımda tanımana gerek yok diyor. Çok kararsız kaldım ve ben hiç bu kadar kararsız kalan bir insan olmamıştım. Sence tanımalı mıyım yoksa tanımamalı mıyım?" demi...