[Muğla]
Balkonda köşesine çekilen Efsun ılık yaz esintisinin tadını çıkarıyordu.
Bir gözü yuvarlak balkon masasının üzerindeki telefonundaydı.
Büyük bir heyecanla Vefa'dan gelecek mesajı bekliyordu.
Sokaktan geçenleri izlerken telefonu titremişti.
Kendini Vefa'ya öyle kaptırmıştı ki, diğer gizemliyi unutmuştu.
Bu mesaj Bay densiz'den geliyordu.Bay Densiz
(Ben seni merak edeyim.
Sen balkonda keyif çat!
Oh, ne ala memleket.
Verdiğin sözü unuttun sanırım)Dudaklarını büken Efsun mesaj atmayı unuttuğu için kendine kızarken bakışları mesaja yeniden yoğunlaşmıştı.
"Balkonda keyif çat mı?"
Diyerek çevresinde olup bitenleri hızlı bir şekilde kolaçan etmişti.
Sokaktan geçen yaşlı kadın, biraz arkasında bakkala giren orta yaşlarda bir adam ve yoldan geçen ufak bir kamyonet, karşısındaki hizada kalan apartmanda cam silen komşusu...
Etrafta dikkatini çeken farklı biri yani bay densiz diye düşünebileceği herhangi bir şüpheli yoktu.."Hem ablamı tanıyorsun hemde evimi biliyorsun demek..."
Hemen telefonu eline alıp cevap yazmıştı.
(Ben bu süreçten çok sıkıldım. Seninle yüz yüze görüşmek istiyorum)
Hakkında bu kadar çok şey bilen bir adamı hiç tanımıyor oluşu artık canını sıkmıştı.
Tam bu esnada Vefa'dan bir mesaj gelmişti.
Huzur yazısını görür görmez tüm gergin düşünceleri uçup gitmiş ve yüzünde şapşal bir tebessüm oluşmuştu.Huzur
(Sizin görüşünüz, saygı duyuyorum)Gözlerini devirerek baktığı mesajda ağzı açık kalmıştı.
"Biz adama huzur veriyorsun demek isteyelim, adamın dediğine bak!
Saygı duyuyormuşmuş...
İnsan hiç olmazsa bir teşekkür eder" diyerek burun kıvırırken "hödük" diyede mırıldanmıştı."Orman ayısı! Sen ne anlarsın iltifattan"
Telefona bakarak ettiği bu sitemden sonra ne yapıyorum ben diyerek kendi tavrıyla dalga geçmişti.
Tüm bu esnada evde kimsenin olmayaşınada şükretmişti.
Tekrar mesaja dönüp
"Bu mesaja da nasıl cevap verilir" diye düşünürken beklediği diğer mesaj gelmişti.
Vefa'yı sonraya erteleyip Bay densizin mesajına odaklanmıştı.Bay densiz
(Soruma hala bir cevap alamadım. Farkında mısın Şeffaf Kız!)Dudağını ısıran Efsun
"Doğru ya.. Birde o mesele vardı" diye düşünmüştü.
Bu mesaj talep ettiği şeyide unutturmuştu.
Ciddi bir tavırla telefonun ekranına seri parmak hareketleriyle dokunuyordu.
Kısa bir sürede yazıp yollamıştı.(Başıma bir sürü şey geldi diyeceğim ama sen bahanelerin arkasına sığındığımı düşüneceksindir.. O yüzden boşver. Sorunun cevabına gelecek olursak...
Açıkçası yalan söylenmesini de söylemeyi de sevmiyorum ama maalesef ki arada bir söylemek zorunda kaldığım zamanlar oldu.
Üniversitedeyken bir keresinde babam aramıştı. Sunumum var ders çalışıyorum diyerek suratına kapatmıştım. Aslında karakoldaydım. Çok fazla içen arkadaşlarım yüzünden başım belaya girmişti. Bu durumu aileme açıklamak büyük bir paniğe yol açacağı içinde söylemek istememiştim)Bu derttende kurtulmanın rahatlığıyla tam arkasına yaslanacaktı ki annesi balkon kapısında görünce bir an tedirgin olmuştu.
"Sen ne ara geldin?"
Balkona çıkmayan kadın eşikten Efsun'a bakıp konuşmuştu
"Şimdi geldim" dedikten sonra elindeki gelinlik saatine bakıp "Babanda gelir birazdan. Ben üzerimi değiştireyim" diyerek arkasını dönüp ilerlemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tek Yapraklı Papatya (TAMAMLANDI)
General FictionBiraz düşünen genç kız yaşlı kadının yüzüne bakıp "Bir insanı tanımak istiyorum ama bir yanımda tanımana gerek yok diyor. Çok kararsız kaldım ve ben hiç bu kadar kararsız kalan bir insan olmamıştım. Sence tanımalı mıyım yoksa tanımamalı mıyım?" demi...