Sahil kenarında ufak bir kafede denizi gören güzel bir köşeye geçip oturmuşlardı.
Oturdukları gibi iki çay söyleyen Yağız önüne dönüp öylece masadaki aksesuarlara bakıyordu.
Efsun, karşısında kıvranan Yağız'ın işini kolaylaştırmak adına ilk adımı atmıştı."Ben daha önce kızımı hiç bu kadar çaresiz ve üzgün görmemiştim" demesiyle Yağız gözlerinin içine bakmıştı.
Efsun da bakışlarını hiç kaçırmadan açık bir dille anlatmaya devam etmişti."Bu nasıl bir kader inan aklım almıyor. Keşke böyle olmasaydı. Keşke onca insan arasından gelipte benim kızımı bulmasaydın ama kader işte.. Oldu bir kere.. Kızımın hayatına girdin. Çağla seni çok seviyor Yağız. Bu ayrılık fikri ona hiç iyi gelmedi. Bak neredeyse bir buçuk ay oldu ama hiçbir düzelme göstermiyor. Evi terk edip gitmesini geçtim. Eskisi gibi değil. Neşesi, enerjisi hiç yok. Benimle zaten hiç konuşmuyor. Bana çok kızgın. Haklı da.. Bende olsam bana kızardım. Ama sadece banada değil. Babasına.. Arkadaşlarına.. Sanki herkese.. Kendine bile öfkeli.. Bu yüzden buralara kadar geldim"
Efsun duraksayınca Yağız çekimser tavrıyla söze girmişti.
"Benim içinde hiç kolay olmadı. Bende Çağla'yı çok özlüyorum.
Ama.."Efsun merakla araya girmişti.
"Aması ne Yağız? Baban mı sorun?"
Başını hafif öne eğerken "Kötü bir geçmiş üzerine güzel bir gelecek kuramayız. Bunu ne babama ne de kendime yapabilirim" dediğinde Efsun ciddi ses tonuyla
"Babanla aramızda yaşananlar çok eskide kaldı. Biz kendi yollarımızdan gittik. Bizi düşünmene gerek yok! Bu sizin hayatınız.. İlla ayrılacaksanız bile.. Nedeni bu olmamalı.. Siz doyasıya sevin birbirinizi.. Olmayacaksa olmaz zaten.. Ama en azından pişman olmazsınız.. Keşke demezsiniz.. Hayata böyle küsmessiniz" demişti.Yüzünde küstah bir ifade oluşurken kaçırdığı bakışlarını yeniden Efsun'a doğru çevirmişti.
"Yıllar önce babama yaptığınız gibi mi? Hani kafanıza esince gitmelerinizi kast ediyorum.
Tamam ben şimdi sizi daha iyi anladım.
Sizin tek derdiniz benim kızınızdan ayrılıyor olmam dimi? Ama ilerde kızınız benden ayrılırsa sorun yok! Nasıl olsa onun duyguları tatmin olmuş olacak"Efsun yanlış anlaşılmanın telaşıyla araya girmişti.
"Yağız asla öyle bir şey demek istemedim"
Yağız öfkeyle devam etmişti.
"Ben anladım anlayacağımı Efsun hanım. Bu ayrılığın nedeni sadece babamla olan geçmişiniz değildi zaten. Benim o geçmişten tanıdığım öyle bir kadın var ki... Hayatımda hep öyle kadınlardan korkar oldum. Şimdi o korktuğum kadının kızını sevecek kadar aptal değilim. İçimde biraz pişmanlık vardı ama sağ olun. Sayenizde artık o da yok"
"Yağız beni çok yanlış anladın! Lütfen sakince konuşalım"
"Konuşacak bir şey yok Efsun hanım"
"Beni hiç mi tanıyamadın Yağız? Ben bu sözleri hak ediyor muyum gerçekten?"
Yağız keskin bir dille "Dışarıdan öyle görünmüyorsunuz, haklısınız! Babamın sizin gibi bir kadına nasıl sevdalandığını, sizi görünce daha iyi anladım. Ama siz göründüğünüz gibi bir kadın değilsiniz! Lütfen bir daha bizim hayatımıza girmeyin" dedikten sonra ayağa kalkmıştı. Efsun tam bir şey diyecekti ki müsaade etmemişti.
"Daha fazla konuşmanın bir alemi yok Efsun hanım. Çağla için bende çok üzgünüm ama bu saatten sonra elimden bir şey gelmez" dedikten sonra hesabı ödeyip oradan hızla uzaklaşmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tek Yapraklı Papatya (TAMAMLANDI)
General FictionBiraz düşünen genç kız yaşlı kadının yüzüne bakıp "Bir insanı tanımak istiyorum ama bir yanımda tanımana gerek yok diyor. Çok kararsız kaldım ve ben hiç bu kadar kararsız kalan bir insan olmamıştım. Sence tanımalı mıyım yoksa tanımamalı mıyım?" demi...