Bir Yalan Bin Yanlış

170 17 0
                                    

[Zonguldak]

Vefa pür dikkat elindeki ince uzun sopayı toprağa dikmeye çalışıyordu.

"Kolay gelsin" sesiyle duraksamış ve arkasını dönüp Kübra'ya bakmıştı.

"Sağol" diyerek tebessüm etmişti.

Ayağa kalkıp genç kadının hizasına geldiğinde "Bir sorun mu var?" diye sormuştu.

Hayır derecesine başını sallayan Kübra
"Bir sorun yok. Seni görmek istedim. Biraz konuşabilir miyiz?" demişti.

"Elbette.Sen istediğin bir yere geç otur. Bende hemen geliyorum"

Kübra arka bahçede sakin bir köşeyi gözüne kestirdikten sonra geçip oturmuştu.
Ellerini yıkayan Vefa kısa bir süre sonra yanına gelmişti.

"İyi oldu aslında geldiğin. Geçen gün yaptıkların için doğru dürüst bir teşekkür edememiştim"
Derken sandalye çekip Kübra'nın karşısına oturmuştu.

"Teşekkür mü? Ne için?"

"Adresi bulup yardımcı olduğun için"

"He sen onun için diyorsun.. Hiç önemli değil lafı bile olmaz"

Vefa sadece tebessüm etmişti.
Kübra bu konunun hazır mevzusu açılmışken sormak istemişti.

"Adresi verdim vermesine ama sanki vermesem daha mı iyi olurdu?"

Vefa anlamamış gibi bir bakış atmıştı.

"Neden böyle söyledin?"

"O günden beridir çok dalgınsın.. Sanırım kötü bir yolculuk oldu"

O gün yaşadığı şeyleri konuşmak, tekrardan hatırlamak istemiyordu.

"Bunları konuşmak için mi geldin?"

Vefa'nın rahatsız olduğunu anlayan Kübra konuyu hemen değiştirmişti. Çünkü gelme nedeni o değildi.

"Yok. Hayır. Konusu açılmışken sormak istedim"

"Anladım. Bir bardak çay içelim mi? Ne dersin?"

"Hiç gerek yok. Sağol.
Ben yarın gidiyorum da..
Vedalaşmak, seni gitmeden son bir kez daha görmek için geldim"

"Yarın gidiyorsun demek!
Saat kaçta?"

"Sabah erken gideceğim.
Her şey için çok teşekkür etmek istedim.
Seninle çalışmak çok güzeldi.
Arkadaşlığında öyle...
Belki ileride kader yine bir şekilde bizi karşılaştırır" derken gülümsemişti.

"Veda etmeye gerek var mı gerçekten?
Gidiyor oluşun görüşmemiz için bir engel değil"

"Doğru söylüyorsun. Ben çok daha farklı olmasını hayal etmiştim" derken iç çekmişti.
"Neyse.. Benim gitmem gerek" diyerek ayağa kalkmıştı.
Elini Vefa'ya uzatacaktı ki hemen geri çekmişti.
"Alışkanlıklar işte.. Bir türlü vazgeçemiyorum bazı şeylerden" derken tebessüm etmişti.
Başını hafif öne doğru eğip hoşlandığı adamın yüzüne buruk bir şekilde bakmıştı.

"Arkadaşlığına veda etmiyorum belki ama  onun haricindeki her şeye veda ediyorum. Hoşça kal"
Dedikten sonra arkasını dönüp gitmişti.

"Allah'a emanet ol" diye mırıldanan Vefa genç kızın arkasından öylece bakakalmıştı.
Kübra söyleyeceğini söylemiş ve öylece gitmişti.

~Ertesi gün~

Saate bakan Sıla seslenmişti.

"Vefa abi!"

Tek Yapraklı Papatya (TAMAMLANDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin