[Muğla]
"Neredesin be oğlum! Kaçtır arıyorum"
"Evi anca bulabildim"
"Keşke gelseydim bende..
Ya başına bir iş gelirse..""Telaşlanma! Ben halledeceğim. Şimdi apartmana giriyorum. Sonra konuşuruz"
"Aman kardeşim dikkatli ol! Bi terslik olursa hemen haber ver"
"Tamam dedim. Hadi Allah emanet"
Öğleden sonra anca yola koyulan Vefa tedirgindi. Saatin uygun bir vakit olmaması tanımadığı insanların karşısana çıkmasını zorlaştırıyordu.
Efsun'u bir umut bir kez daha aramış yine aynı telesekreterle karşılaşmıştı.
Başını hafifçe yukarı kaldırıp karşısında duran üç katlı binaya bakmıştı.
Bilmediği bir şehirde, bilmediği bir adreste ne işim var diye bile düşünemiyordu.
Tek düşündüğü Efsun'a olan öfkesiydi.
Açık olan dış kapıdan içeri girdiğinde sessizce ikinci kata çıkmıştı.
Kapının önünde öfkeyle karışık hissettiği gerginlik kalbinin daha hızlı atmasına ve aklındaki tüm kelimelerin uçup gitmesine neden oluyordu."Yapabilirim!
Yapmak zorundayım!"Diye düşünerek bir cesaret zile basmıştı.
Hayatında hiç olmadığı kadar utangaç ve aciz hissediyordu. Tanımak bile tanımadığı bir kızın saçma sapan yalanından ötürü.."Şimdi Efsun'a kızma zamanı değil" diye düşünürken kapı açılmıştı.
Vefa çaresiz bakışlarla kadının yüzüne bakarken ağzından kelimeler öylece dökülüvermişti.
"Hayırlı akşamlar. Rahatsız ediyorum. Kusura bakmayın"Handan hanım daha önce hiç göremediği bu yabancı adama tuhaf bir şekilde bakıyordu.
"Önemli değil" demişti ve meraklı gözlerle genç adamın dudaklarından dökülecek kelimeleri beklemişti.
Vefa kadının bu rahat tavrı karşısında kızının yaptığı şeyden daha haberi olmadığını düşünmüştü.
Bu düşünce söyleyeceği şeyi dahada zor hale getirmişti.
Sitresten titreyen elini yumruk yaptıktan sonra boğazını temizlemiş ve sakin bir ses tonuyla konuya girmişti."Sanırım daha haberiniz yok"
Handan hanım iyice tedirgin olmuş ve bunu ses tonunada yansıtmıştı.
"Neden bahsediyorsunuz?"
"Kızınız Efsun" demesiyle Handa hanım sözünü kesmişti.
"Ne olmuş Efsun'a"
"Bugün onunla hiç konuştunuz mu?"
"Konuştum elbette.. Neden bunları soruyorsunuz? Kızıma bir şey mi oldu"
"Lütfen sakin olun! İnanın neler olduğunu bende bilmiyorum..
Sanırım Efsun hanım evi terk etmiş"Handan hanım duyduğu şey ile sendelemişti. Düşmemek için tutunduğu kapının kenarında "Siz ne saçmalıyorsunuz? Doğru değil bu!" diye bağırdığında arkasından gelen Ömer bey "Ne oluyor Handan! Kim geldi" demişti.
Ömer Bey bir kapıdaki delikanlıya bir de karısına baktıktan sonra "Sorun ne" diye sormuştu.
Handan hanım atılmıştı."Ömer kızımız evden kaçmış. Bu adam öyle söylüyor"
Ömer Bey Vefa'ya doğru bakmıştı.
"Siz kimsiniz? Ve bu saçmalıkta ne!"Vefa başını hafifçe önüne eğip "Üzgünüm ama söylediklerim doğru" demişti.
Karısının koluna girip dik durması için destek veren adam "Bu bir saçmalık! Bizim kızım yapmaz öyle bir şey.." dedikten sonra Vefa'ya bakmıştı.
"Arkadaşına gitmişti. Gelir birazdan.. Hem siz böyle bir şeyi neye dayanarak söylüyorsunuz?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tek Yapraklı Papatya (TAMAMLANDI)
General FictionBiraz düşünen genç kız yaşlı kadının yüzüne bakıp "Bir insanı tanımak istiyorum ama bir yanımda tanımana gerek yok diyor. Çok kararsız kaldım ve ben hiç bu kadar kararsız kalan bir insan olmamıştım. Sence tanımalı mıyım yoksa tanımamalı mıyım?" demi...