Otuz iki

16.9K 1.3K 5.2K
                                        

Can misafirleri içeri almak için kapıyı açtı ve yemin ederim içki masasına panter gibi koştular.

Sadece iki dakikada bütün içecekler tükenirken olan biten her şeyi Pipisu görmüş uke götü gibi izliyordum. Bardaklar kapılmış, masanın üstü kısa sürede boşalmıştı. Hızını alamayan itin teki masayı götürüyordu az kalsın abartmıyorum.

Partileyecek havada olmadığım için koltuğun köşesine kurduğum kampı bozmadan hareketlenen ortamı izledim. Sadece birkaç dakikalığına tamamen görünmez olmak istiyordum. Bütün dünya beni rahat bıraksın istiyordum.

Ya da dünyadaki herkes ölsün ve yaşayan sadece ben ve Jimin kalayım Allah'ım nolur...

O herifteki göt hava yastığı gibiydi. Pantolonun arkasında kendi bağımsızlığını kurmuştu. Jimin'in götü yoktu, götün Jimin'i vardı. Herif arkasında ayrı bir yaşam formu taşıyordu resmen, o göt benim olsa sabah akşam-

Sapkın düşlerimden sıyrılarak elimi yanağıma yasladım, elimdeki içki bardağına hala dokunmamıştım. Babamlar öyle düşünsün diye içeceğimi söylemiştim zaten, yoksa götümü sokaktan bulmamıştım. Gerçi şu an beni aramaya bile tenezzül etmeden evde kompresör gibi sikiştiklerinden çok emindim.

Sonra çok enteresan bir şey oldu; partideki herkesin telefonuna aynı anda bildirim geldi.

Ben neler olduğuna anlam vermeye çalışırken ellerini telefonlarına atmışlar ve o sırada bir oda dolusu insanın gelen mesajı aynı anda okuduğuna şahit olmuştum;

"Anılcan, HAYIR."

Ve hepsinin başı aynı anda bana döndü.

Evet. Belli ki Furkan'a sınıf arkadaşlarımın numarasını buldurtmuşlardı...

Bir sürü insan cevap beklercesine bana bakıyordu. Bu sırada geç gelen mesajı odanın ortasından ufak tefek bir çocuk, robotik bir ses ve olmayan Türkçesiyle seslendirdi. "ANILCAN. GÖTÜNÜ. SİKERLER."

Sonra sessizlik oldu.

"Bakın ne diyeceğim." dedim yüksek sesle odadakilere. "Babamlara benim nerde olduğumu söylemezseniz... Burdaki herkese benden şarap!"

Tabii ki partiye zıkkım bulabilmek amacıyla geldikleri için anında kabul ettiler.

Borçlandığım içkilerin parasını yine onların cebinden ödeyecektim. Kendi kendime sırıttım.

Tamam benim için bu kadar uğraşmaları biraz hoşuma gitmişti ama çok değil...

Olmazsa olmaz disko müziği kulaklarımda çınlamaya başlayınca ışıkları da kapattılar ve sadece mumların alevi kaldı. Artık insanlar bu karanlıkta istediği kadar oynaşabilirdi. Hatta şimdiden üst kattaki odalara çıkmaya başlamışlardı bile. Can'ın midesi evinin fuhuş ortamına dönüşmesini nasıl kaldırabiliyordu? İlginç bir adamdı gerçekten.

Odadaki tanıdık insanlara göz gezdirip anonimin de bu kalabalığın arasında olup olmadığını merak ettim. Haklı çıktığı bir sürü konu vardı ve ben bu konuda onunla doğru düzgün konuşmamıştım, aksine tersleyip durmuştum. O ise ısrarla beni bir şeylere uyandırmaya çalışmıştı, canım istemiyordu ama hiç değilse bir engelini açsaydım çocuğun.

Kendi telefonumu açmama inadını sürdürdüğümden duvar kenarında dans etmekte olan rastgele bir 10. sınıfın yanına gittim.

"Telefonunda bir yere girebilir miyim? Benimkinin şarjı bitti de."

"Hayır giremezsin." dedi. Şansıma eskiden kavga ettiğim çocuklardan biriydi.

"O zaman telefonunu satın alıyorum." dedim ve cebimden çıkardığım nakitleri eline tutuşturup telefonunu kaptığım gibi eski yerime döndüm.

yan rol • bxb Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin