Devasa iş makineleri ağaçların üstünden gördüğüm kadarıyla çayır çimeni eze eze geliyor, süper kahraman filmlerini aratmayan bu sahne karşısında içimdeki Siken Adam modu aktifleşiyordu. Bu zorluk karşısında dik durmalı ve en iyi bildiğimiz şeyi yapmalıydık. Deliler gibi sikişmeliydik. Canımızı kurtarmak için, hayatımız ve özgürlüğümüz için sikişmeliydik...
Elini tuttuğum gibi Charles'ı açıklık alana doğru çekiştirmeye başladım. "Biz iki dakika sıvı transferi yapıp geliyoruz, siz burda kalın." desem de ekibin geri kalanı beni dinlememiş, koşar adımlarla peşimizden gelmeye başlamışlardı.
"Abi, anlamadım ne yapıyoruz şu an?" diye sordu Tuana.
"Dedemin bize ne dediğini hatırlıyor musun Tuti?"
"Binmesini bilirsen eyersiz ata binersin-" diye başladı.
"Ya bu deveyi güdersin ya bu Çarlıs'ı sikersin." diye devam ettim.
Onun özlü sözleri bu durumda bana fazlasıyla rehberlik ediyordu. Ama karşımdakiler hala akıl sağlığımdan endişe eder gibi bakıyorlardı. Ona kütüphanedeki hırs dolu bakışlarla karşılık verdiğimi gören Charles ise durumu hemen çakmıştı. Zafere ulaşmak uğruna her şeyi yapabileceğimi biliyordu.
"Annie bu plan çok ters gidebilir." dedi. "Sokakta çiftleşen it görmüş gibi üstümüze kaynar su atmasınlar?"
"Kazı işlemini bir günlüğüne erteletecek bir şey yapmamız gerekiyor, onları olay yerinden uzaklaştırıcı bir şey. Bu yeterince şaşırtır onları."
"Ama bu çok saçma-"
"Sus artık ulan, canım dıbışmak istiyor!" diye patladım sonunda.
"Dıbışmak mı?" deyip güldü. "Tamam da mantıki açıdan düşünecek olursak böyle bir şey bize herhangi bir kazanç sağlama-" Onu zerre dinlemediğimi görünce pes etti. "amaaan ver mazbatayı."
Tuana'yla Lysander bu rahatlığımızı travmatik bakışlarla takip ederken gelenlerin bizi rahatça görebilecekleri bir ağacın önünde konum aldık ve sabırsızca karşıma geçen Charles'a baktım. "Kıyaeftlerini çıkra."
"İnsan kendisi yapar." dedi.
"Artık birilerini soymaktan yoruldum."
Don gömleği indirmeye başladı, bu sırada ben de aynısını yapıyordum. Soğuk bir esinti çıplak vücudumu sardığında mantığım ve kalbim geniş çaplı bir sorgulama içindeydi.
Biz niye hep bir plan uğruna sevişiyorduk?
"Ayaklar omuz genişliğinde açık, vücut ağırlığı her iki ayakta ve ayağın topuğu ile parmak uçları eşit, gövde dik karın içeride, vücut eğilmeden veya ağırlık merkezi değişmeden sabit pozisyonda dursun." dedim.
"Anlayacağım dilden?"
"Domal." dedim kısaca.
İlla açık açık söyleterek dediğimi yaptıktan sonra elini güç bulmak istercesine ağaca dayadı ve "Hücum yeleğine ihtiyacım olacak mı?" diye sordu korkuyla.
İlk seksimiz onun için de pek iyi geçmemişti ve muhtemelen şu an o anları tekrar tekrar kafasında canlandırıyordu, hoş unutmak da pek mümkün değildi zaten çünkü gözümüzü hastanede açmıştık.
"Yok, bu sefer vanilya seks." dedim içini rahatlatmak için.
Yalan.
Ona arkadan yaklaşıp yere diz çöktüm ve dudaklarımı bacak içine bastırdım. Huylandığını belli edercesine bir kıkırtı salmıştı dudaklarının arasından, ama bir yandan bu hareketimin bütün gerginliğini alıp onu şımarttığını görebiliyordum. Artık nasıl bir travma yaşadıysa bu kadar naif davranmamı beklemiyordu çocuk. "Ön sevişme sevmediğinizi sanıyordum?" diye sordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
yan rol • bxb
HumorKitap zaman dilimi olarak Adaş'ın 8 yıl sonrasında geçmekle beraber sureti umumiyede iptidaî fiatile behemehal ve mülâhazalarladır ki rasyonelleştirme gayeli ve münferiden ticarî hedefli bilûmum ahlaki değerleri tasrih etmemektedir kısaca içeride si...