Yüzümde 'işte şimdi sıçtık' gülüşüyle önümdeki sınav kağıdını inceliyordum.
O da beni inceliyordu. Yaklaşık yirmi dakikadır böyle bakışıyorduk. Keşke yanımda vazelin getirseydim diye düşünüyordum, en azından bütün gece belgesel izlemeseydim de çıkacak konulara bir göz atsaydım. Ama sınava gelmek planımda yoktu, Charles sabah arayıp gelirsen göt açarım demiş ve beni son anda ikna etmişti. Sınavdan sonra umarım verirdi.
Ayrıca ondan daha önemli bir sorunumuz vardı; Can. Suç ortağımla bu konuda anlaşmış ve bugünün sınavları biter bitmez, yani öğleden sonra okuldan kaçıp mezarlığa gitmeye karar vermiştik. İş makineleri gelmeden Can'ı gömdüğümüz yerden çıkaracak ve akıbetine o zaman karar verecektik. Daha çok vaktimiz vardı, endişelenmek için erkendi. Ama maalesef önce şu soktuğumun sınavlarını atlatmam gerekiyordu.
Sınav İngilizce'ydi ve nefret ettiğim bir sürü gramer sorusu vardı. Sağımda solumda herkes ciddiyetle kağıdına eğilmiş bir şeyler karalarken benim kafamın içinde kapanmaz yarayım gece gündüz kanarım çalıyordu.
Hikayeler, romanlar ve makaleler dahil olmak üzere tüm yazılar sözcüklerden - ŞAAAP ÖPEYİM Mİ İÇİME DE ÇEKEYİM Mİ - sözcükler cümleleri cümleler de paragrafları meydana getirir.
Kafam düğün yerine dönmüştü, soruyu doğru düzgün okuyamıyordum bile.
Acaba Nihal gibi bayılma taklidi mi yapsam?
Üniversite sınavında biri ölünce herkese tam puan veriliyordu. Keşke gönüllü olarak ölecek birilerini bulabilseydim.
En son çare olarak klasik sınav taktiklerinden birini yapıp sallamaya karar verdim. Kalemimi elimde çevirdim ve dikkatle odaklandım.
"Al-la-hım bil-dik-le-ri-mi yap-tır at-tık-la-rı-mı tut-tur tut-maz-sa tek-rar tut-tur Al-la-hım i-lim ir-fan ka-pı-la-rı-nı ba-na aç lüt-fen ay-rı-ca o Tek-no-sa-da gör-dü-ğüm ku-lak-lı-ğın da fi-ya-tı-nı dü-şür ü-ni-ver-si-te-ye gi-de-mez-sem ba-bam-lar be-ni Char-les-a ve-rir ne o-lur a-min."
Uzun çabalarım sonucu çıkan şıkkı hızla işaretledim ve diğer arada kaldığım soru da Bis-mil-la-hir-rah-ma-nir-ra-him taktiğiyle C çıktı.
Sınavımı bitirip sınıfın geri kalanına göz attım. Montumun iç cebinde ne olur ne olmaz diye sakladığım bir kopya vardı ama onu en son çare olarak kullanmayı planlıyordum. Ruh hastası İngilizceci masaya oturmuş kime baktığını da görmeyelim diye gözüne güneş gözlüğünü takmıştı. Sıramda hafifçe yana kayıp yanımdaki koyu tenli Amerikan kıza doğru fısıldadım, bildiğim kadarıyla o da 11. sınıftı.
"Pişt. Salsana kağıdı. Kağıdı salsana."
Bunun üzerine kollarıyla iyice kapatıp kağıdın üstüne kamp kurdu. Bir yandan İngilizceciyi kesmeye devam edip kıza laf attım.
"Sana bir şey soracağım."
"Sor, sınavla ilgili olmasın ama." dedi.
"Tamam. Memenden çikolatalı süt mü akıyor?"
Gözlerini kocaman açıp kollarını sınav kağıdından çekerek bana baktı.
Bayağı da yapılı bir ablamızdı o yüzden bakışlarından korkmuyor değildim. Hemen kendimi toparlamaya giriştim. "Hani biz beyazlar, yani beyaz kadınlar anne olunca memesinden sade süt akıyor ya. Sen de çikolata tenlisin, dedim acaba aromalı mı... Yanlış anlaşılma olmasın, ten rengini yargılamıyo-"
"Git kendini becer." dedi öfkeyle.
Gözlerimi kısarken ben de ona ayak uydurdum. "Ooow yeah dostum, senin tek sorunun ne biliyo musun? O lanet kıçının kafandan büyük olması!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
yan rol • bxb
HumorKitap zaman dilimi olarak Adaş'ın 8 yıl sonrasında geçmekle beraber sureti umumiyede iptidaî fiatile behemehal ve mülâhazalarladır ki rasyonelleştirme gayeli ve münferiden ticarî hedefli bilûmum ahlaki değerleri tasrih etmemektedir kısaca içeride si...