7.bölüm
Bazen cümleler aklındakileri söylemeye yetmiyordu. Bazısı çok fazla geliyordu, bazısı eksik kalıyordu. Şimdi karşısındaki adama umutla bakıyordu sanki o pusulayı o getirmiş olsa, 20 yıldır yaşadıkları silincek gibi, acılar, özlemler biticekmiş gibi, belki de hiç bir şey geçmezdi. Sadece kendini kandırırdı bi süre, bi süre üzerini örterdi. Adam da böyle düşünüyor olucak ki hiç bir şey demedi. Sadece sustu, bunca yıl sustuğu yetmiyormuş gibi..."Sana diyorum Kuzey...." sesi sinirli çıkınca kendini sakinleştirmeye çalışırmış gibi derin nefes aldı. "Kuzey...nolur bir şey söyle" dedi bu sefer de ama karşısındaki adam konuşmuyordu. Hatta yüzüne bile bakmıyordu uzaklara dalıp gitmişti.
Kuzey'in aklına o gün gelmişti. Yıllar önce gelmişti. Sonra hayatında aldığı en kötü haber kulaklarında yankılandı. Uzaklara dalmıştı. Yıldızın sesini hayal meyal duyuyordu ama anlamıyordu. Hafızasındaki görüntüler, yıllardır gördüğü kabuslardan kurtulmak istermiş gibi kafasını iki yana salladı. Yıldıza baktı, sonunda sessizliğini bozup ne dediğini anlamak için sordu.
"Efendim?"
Yıldız Kuzeyin uzaklara dalıp gitmesine şaşırmıştı. Onu duymamasına daha da şaşırarak cevap verdi.
"Pusulayı nerden biliyorsun dedim" dedi sakince ve tane tane söylemişti.
Kuzey soruyu duymamayı tercih ederdi aslında ama bunun için geç kalmıştı. 20 yıl boyunca pusulayı taşıyacağı hiç aklına gelmedi için şaşırmış ve pot kırmıştı. Şimdi de kekeleyerek yalan söylemeye çalışıyordu.
"Aa-annem annem söylemişti. Bi pusulası var o-ona bakıyor demişti." Dedi Kuzey aklına gelen ilk yalana ama başarısız olmuş olucak ki Yıldızın kaşları çatılmıştı.
"Kuzey!" Diye çıkıştı keskin bir sesle sonra devam etti. "Bu pusulayı Güney'den başka kimse görmedi." Tabi sonra bu detayı paylaştığına pişman olmuştu. Kuzeyin dişlerini sıkıp,soluklarının hızlanmasıyla
"Güney?!" Dedi dişlerini sıkarak
"Niye bu herif her şeyin altından çıkıyo? MADEM KİMSE BİLMİYO BU HERİF NİYE BİLİYO.... SİZ BU 20 YIL DA NE KADAR YAKLA-"Ama sözü yüzüne inen tokatla yarım kalmıştı. Tokatla beraber suratını yana çevirmişti. Derin nefesler alıp gözlerini kapadı. İleri gittiğini yeni yeni algılıyordu. Kafasını Yıldıza çevirdi. Pişmanlık dolu gözleriyle kadına baktı.
"Ben ö-öyle demek istemedim...öyle demek istemedim"
"Ne demek istediğin umrumda bile değil" dedi Yıldız soğuk ama kırgınlık dolu bi sesle, sonra arkasını dönüp uzaklaştı.
Kuzey başta peşinden gitmek istedi ama ondan önce yapıcak bir şeyi daha vardı. Gözlerini ovuşturdu, elini saçlarında gezdirdi sinirle, sonrasında kahveye doğru gitmeye başladı. Yaklaştıkça öfkesi artıyor, aklına daha demin ki sözler geliyordu. Kahveye vardığında babası da ordaydı. Kaçamak bi bakış atıp gözlerini kaçırmıştı Şeref, acaba demin de buradamıydı diye düşündü Kuzey, sonra sandalyelerden birine oturmuş burnunu tutan adamın yanına gitti. Diğerleri tekrardan araya girmeye hazırlanmışlardı ki, eliyle oturmalarını söyledi. Adamın tepesinde dikilirken eliyle omzunu sıkmaya başlamıştı. Kulağına eğildi, dişlerinin arasından konuşmaya başladı.
"Bir daha Yıldızın adını ağzına alırsan senin o ağzını dikerim. Değil Yıldız demek kimseye selam bile veremezsin." Bütün kelimeleri tane tane sakince söylemişti, ama her kelimede daha da sıkıyordu adamın omzunu, geri çekildi.
"Anlamışsındır umarım" dedi yüzüne tehditkar bi gülümseme yerleştirirken, adam korkuyla başını salladığında etrafındaki adamların gözlerinin içine baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜZEŞTE
FanfictionÜç kalp, aşkı için yanıp tutuşan ama sevdiğine kavuşamayan üç kalp... 20 yıl herkesin payına farklı düşmüştü. Yıldız bi pusuladaki resme sevdalı yaşadı. Kuzey yaptığı hatanın bedelini ödedi. Güney ise olmayacak bi sevda uğruna içten içe yandı.Kimsel...