Yaram...Yarim

2K 114 13
                                    

İki saat önce
Sahil
"Yıldız bişey demicek misin?"
Güney elinde yüzük hala cevap bekliyordu. Yıldız ise beklemediği bu soru karşısında ne yapacağını bilemez halde bi yüzüğe bi Güneye bakıyordu.
"Güney ayağa kalk konuşalım bak herkes bize bakıyor"
Güney ilk önce etrafa baktı. Sonra Yıldızın dediğini yapıp ayağa kalktı.
"Tamam konuşalım hadi"
"Ben.. ben ne diyeceğimi bilmiyorum Güney... onun dışında birisiyle evlenmeyi bırak ondan başkasını düşünmedim bile"
"Yıldız...bak anlıyorum seni gözünü açtın ilk onu gördün, onu bildin, onu sevdin... ama bi şans versen bana...aşkıma"
"Ya üzüldüğüm gibi üzersem seni"
"Sen demedin mi sevda bu hangi yüreğe iyi gelmiş ki diye varsın yanayım seninle ama seninle..."
"Mutsuz oluruz"
Dedi Yıldız son çare olarak niyeyse reddedemiyordu Güney'i halbuki bunca zaman onlarca kişiyi reddetmişti.
"Senden ayrı da Mutlu olamam ki ben...hem sensiz mutluluğu senle mutsuzluğa tercih ederim. Benimle mutsuz olurmusun?"
Maviş maviş gözlerini dikti Yıldızın gözlerine bi cevap bekliyordu.
Yıldız ise kendine yeni bi sayfa açmanın vakti geldi diye düşünmüştü.
"Güney ben...ya yani bi süre düşününmek istiyorum. Olur mu?"
Güneyin içi içine sığmadı gözleri doldu. Ama bu sefer mutluluktan dolmuşlardı. Ellerini tutup öpmek istedi ama Yıldız izin vermedi.
"Olmaz mı be olmaz mı? Sen hayır demedin ya ben seni bi ömür beklerim.
Yayla
"Yı Yıldız?"
Kuzey'in de sesi titremiş, gözleri dolmuştu. Karşısında Yıldız'ı görünce böyle donup kalacağını hiç düşünmemişti. İçten içe neler yaptığını merak ediyordu.Bıraktığım o kız başkasına sevdalandı mı ana diye soramamıştı. Biraz utandığından biraz cevabında korktuğundan sormamıştı.Ya sevdalandıysa ya yönü artık Kuzey'i göstermiyorsa? Diye aklından geçirdi sonra herkesin ona baktığını fark edip kendini toparladı. Yıldız tereddütle bi kaç adım attı Kuzeye doğru sonra vazgeçer gibi oldu durdu evine yöneldi ama ondan da vazgeçti. Parmağındaki yüzüğü gizlemeye çalıştı sonra çıkarıp cebine koydu.
"Yıldızz"
Kuzeyin ona seslendiğini duyunca tekrardan ona yöneldi. Ama yapamıyordu ona gidemiyordu. Kuzey baktı Yıldız ona gelmiyor bu sefer o ona gitmeyi denedi. Kızlar merakla babalarını ve adının Yıldız olduğunu öğrendikleri kadını izliyorlardı. İkisininde gözleri dolu doluydu.
"Bişey demicek misin?"diye sordu Kuzey. Yıldız'ın bu kadar sakin olmasına alışık değildi. Yıldız sesi yine titremesin diye boğazını temizledi.
"Ne demem gerekiyo?"
"Bilmem bağır çağır tokat at"
"Niye?"
Niyesini Kuzey de bilmiyordu aslında ama böylesi çok zordu.Karşısındaki kadın hiç bişey yapmıyordu, gözleri dolu dolu ona bakıyordu sadece
Yıldızınsa kafası karışıktı ne yapması gerektiğini bilmiyordu. Öyle bi zamanda gelmişti ki Kuzey, tam da Güney evlenme teklifi etmişken, belki de hayatına yeni bi sayfa açıcakken.. en iyisi çekip gitmek diye düşündü. Çünkü o da biliyordu tokat atsa kendini ele verirdi. Hala onu sevdiğini, onu özlediğini... ama hayır bu zevki Kuzeye yaşatmayacaktı.
"Bilmem böyle garip geldin benim bildiğim Yıl-"
Sözünü bitiremeden Yıldız araya girdi
"SENİN BİLDİĞİN YILDIZ YOK ARTIK"
kendini toparlayıp devam etti konuşmasına.
"Ne bekliyordun tokat atıp neden diye bağırmamı mı, yoksa.... boynuna sarılmamı mı?"
"Yıldız..."
Kızlar hala ikiliyi izliyorlardı ama uzakta oldukları için ne konuştuklarını duymuyolardı. Gökçe dayanamayıp babasına seslendi.
"Baba"
"Ba baba mı?"
Yıldız geldiğinde dikkatini çeken kızlara baktı bi süre, demek Kuzeyin kızlarıydı... Evlenmişti.. O burda pusulasında saklı bi aşk yaşarken sevdiği adam evlenip üç çocuk yapmıştı. Bi süre durdu, Kuzey görmeden yanağındaki yaşı sildi.
"Haketmiyorsun Kuzey.... ne nefretimi ne de..."
(İçinden)"ne de aşkımı haketmiyorsun"
"....."
Yıldız yeni öğrendiği detayla beraber Kuzeyden iyice uzaklaşıp eve gitmişti. Kuzeyse kızlar ve Yıldızın evi arasında kaldı hafif çiseleyen yağmurun altında öylece durdu bi süre sonra kızlara eve girmelerini söyleyip Sahile indi. Denizin yanına geldi cebinden bi alyans çıkardı.
Flashback (Kuzeyden)
"Baba Yıldız daha 14 yaşında ne evlenmesi?"
"Hemen evlenmiceksiniz  sözdü nişandı bi kaç yıl sonra evlenirsiniz."
"Babam yapma"
"Sevmiyomusun Yıldızı?"
Bu sorunun cevabını bende bilmiyordum. Evet seviyordum ama bi ömür geçirecek kadar aşık mıydım? Yada kardeşim gibi mi seviyordum? İnsan aşık olduğunu nasıl anlar ki ?
"Bi ömür geçirecek kadar seviyormuyum bilmiyorum baba kardeşim gibi görüyorum ben onu"
Dedim saklamanın manası yoktu. Babam biraz düşündü başladı konuşmaya.
"Peki sana bi soru bu kız gidip başkasıy-"
"Tamam baba anladım!"
Babam gülmeye başladı. Noldu şimdi kıskandım mı ben Yıldız'ı ?
"Düşünmem lazım tamam mı baba bi süre düşünmem lazım"
"Tamam evlat düşün ama bil ki o yağmurda sen çoktan sırılsıklam olmuşsun"
Kendimi dışarı attım bilmediğim daha önce gelmediğim sokaklarda geziniyordum. Bu evlilik işi hiç kafama yatmıyordu. Tamam belki seviyordum Yıldız'ı ama ya ondan başkasını gözüm görmedi diye seviyorsam ya basit bi çoçukluk aşkıysa, ya üzersem onu, soldurursam o mavileri. Hem daha okulum var benim, hayallerim var...
"Of baba off"
Flashback son
Kuzey yüzüğü inceliyordu dikkatli dikkatli yıllar önce babasının dediği söz aklına gelmişti "sen çoktan sırılsıklam olmuşsun" demişti. Çocuktu o zamanlar anlamamıştı aşktan bahsettiğini... Sonra birden aklına Yıldız'ın elini saklaması geldi acaba nişanlandı mı? Diye düşündü ama sonradan baktığında  yüzük filan görmemişti. Belki de hala beni seviyordur diye düşününce yüzünde bi gülümseme belirdi. Sonra onu umursamadığı aklına geldi yüzündeki gülüş anında soldu. Bi süre daha denizi izleyip eve döndü.
"Hoşşgeldinnn babacımm" diyip sarıldı Mine
"Hoşbulduk kızım. Ee ne yaptınız ben yokken?"
"Hiiç biraz etrafı toplamaya çalıştık kızlarla gerçi Gökçe tırnağı kırılınca pek bişey yapamadı ama..." Feride Gökçeye bakıp göz devirdi. Gökçenin aklına yine tırnağı gelince dudaklarını büzüp
"Ama tırnağım koptu" diyince hem Kuzey hem de kızlar gülmeye başladı. Feride'nin aklına takılan bişey vardı. Babasını Yıldızın evine bakarken görünce dayanamayıp sordu.
"Baba.. o kadın kim yani Yıldız?"
Kuzey başta cevap vermedi. Bu hikayeyi henüz anlatmak istemiyordu.
"Sonra kızım...zaten bi süre sonra herşeyi öğrenirsiniz."
Feride çok üstelemek istemedi tamam diyip sofrayı kurmaya başladı. Gökçe
"Bence eski sevgili filanlar" diyip gülmeye başlayınca Kuzey öksürmeye başladı.
"Demek ki doğru ayyy çok merak ettim şuan"
"GÖKÇE MİNEE"
"Yes Dad?"
"Başlatma dadine bu konu bi daha açılmıcak yoksa fena bozuşuruz!"
"Okey Father"
Gökçe Minenin kulağına eğildi.
"Bizde deniz kızına sorarız"
Yıldız Ev
Yıldız eve geldiğinden beri ağlıyordu. Bi elinde yirmi yıl önce taktığı nişan yüzüğü diğer elinde Güney'in bugün taktığı yüzük. Bi ona bi diğerine bakıyordu. Kapının çalmasıyla başta bi irkildi sonra yüzünü silip kapıyı açtı gelen Nahide'ydi. Yıldızın yengesi, Kuzey gittiğinden beri Yıldızın en büyük destekçisi olmuştu. Şen şakrak biri olduğundan Yıldıza en iyi gelen insandı.
"Boncuğum"
Yıldız dudaklarını büzdü, gözlerinden başlar süzülmeye başladı.
"Yenge"
Nahide Yıldızın ağlamasıyla hemen ona sarıldı.
"Yaran...yarin gelmiş gülüm"
"Geldi yenge yirmi yıldır kabuk bağlamayan yaram tam biri merhem olucakken geldi"
Nahide şaşırdı. Soran gözlerle Yıldıza baktı.
"O ne demek kız?"
"Güney.."
"Kuzeyin kuzeni?"
"He yenge o"
"E n'olmuş ona?"
Yıldız elindeki tektaşı Nahideye gösterdi:
"Evlenme teklifi etti"
"NE!?ULA SEN ONUN YENGESİ SAYILIRSIN"
"Yenge? Ne yengesi Nahide. O devir kapanalı 20 yıl oldu"
"Boncuğum sen onun teklifini kabul mü ettin yani?"
"Hayır kabul etmedim. Yani şimdilik düşüncem dedim."
"Ee o ne dedü?"
"Sen hayır demedin ya ben bi ömür seni beklerim dedi. Yüzüğü parmağıma taktı"
"Ne zamandır sevdalıymış saa?"
"Kendimi bildim bileli sana sevdalıyım dedi"
Nahide kaşlarını çattı.
"Ne yani sen Kuzeylen nişanlıyken saa sevdalumuydu bu?" 
"Yenge kalp bu laftan anlıyomu anlasa ben yirmi yıldır ne dil döktüm ilk önce beni anlardı."
"Tamam ula demedim bişey"
Nahide sormaya korkuyordu ama elbet soracaktı.
"Peki benüm boncuğum Kuzeylen konuştunuz mu?"
"Çok bişey konuşmadık, ben bişey söylemedim. O da niye sustuğumu sordu o kadar"
"Ne diye çıkıp gelmiş acaba bu öküz ben gidem de bakam bi"
Yıldız yine dudaklarını büzünce yengesi kalktığı gibi geri oturdu.
"Dizine yatsaydım azcık sonra öğrenseydin dedikoduları."
"Tamam boncuğum gel yat" diyip eliyle dizine dokundu. Yıldızda yattı hemen yengesinin dizine ağlamaktan gözleri o kadar yanmıştı ki kapatır kapatmaz uykuya daldı.
Sabah Yıldız ev
Sabah kalktığında Nahide kahvaltıyı hazırlamış Yıldızı bekliyordu. Normalde Yıldız daha erken kalkardı ama bu sefer Nahide ondan önce davranmıştı Yıldızın uyandığını görünce her zaman ki neşesiyle seslendi.
"Boncuğummm günaydınn"
"Günaydın"
Dedi esneyerek.
"Ohooo Yılduz sen hala ayılamamışsun yengem"
"Ula bağırma zaten başım çatlıyo"
"E saatlerce ağlamışsın tabi çatlar bi ilaç iç geçsin"
Yıldız perdeleri aralarken Kuzeyde evden çıkıyordu. Evden çıktığı gibi Yıldızın evine baktı, bi süre göz göze kaldılar.
"Geçmez yenge aha o bana öyle kara kara bakarken ne başımdaki ağrı diner ne de kalbimdeki"
"Napacan Yıldızum nereye kadar böyle yaşayacan? dün de çok sakin kalmışsın"
"He ya sakin kaldım. Dilim lâl oldu hiç bişey diyemedim"
Nahide tek kaşını kaldırdı.
"Fırtına öncesi sessüzlük olmasın bu?"
Kuzey ev
"Kızlar hadi sizin şu okul işinizi halledelim"
"Ee ablam ne olucak baba"
"Minecim siz kendi okulunuzu düşünün tatlım ben hallederim kendi okulumu"
"Yok öyle bişey Feride beraber halledicez. Ama önce siz süpürgesiz cadılar hadi beş dakika içinde hazır olun"
Kızlar odaya gidince Kuzey'de arabayı çalıştırmak için dışarı çıkmıştı. İstemsizce Yıldızın evini taradı gözleri, tam kafasını çeviricekken Yıldız çıktı cama bi süre göz göze kaldılar. Sonra içeri girdi bi hışımla ama Kuzey hala bakıyordu cama belki tekrar çıkar diye....çıkmadı. Kuzey cama bakarken kızlar da hazırlanmış babalarının yanına gelmişlerdi.
"Babacım hayırdır? Derinlere dalmışsın"
Gökçenin sesiyle irkilen Kuzey bişey söylemeden arabaya geçti. Okul işini zor da olsa halletmişlerdi. Kızlar İstanbulda özel okula gittikleri için devlet okuluna pek içlerine sinmemişti fakat elden gelen bişey olmadığı için mecbur razı oldular. Kuzey kızları yaylaya bıraktıktan sonra limana iş aramaya geldi. Gün Kuzey için çokta iyi gitmiyordu
Kimse Kuzey'e iş verme taraftarı değildi. O da yetmezmiş gibi Sefer gelmişti. Kuzeyin geldiğini Nahideden öğrenmiş soluğu limanda almıştı.
"Senin ne işin var ula burda?"
"İş arıyorum Sefer"
"Saa burdan ekmek çıkmaz Kuzey efendi hangi cehennemden geldiysen oraya git!"
Bütün kahve Kuzey ve Seferin etrafına toplanmıştı.
"Sefer.."
"ULA BEN SAA GARDAŞIM DEDİM GÖZÜM KAPALI SAA BACIMI EMANET ETTİM"
"Haklısın tamam suçluy-"
"KUZEY GİT ARDINA BAKMADAN GİT, EN İYİ YAPTIĞIN ŞEYİ YAP VE GİT"
Sefer arkasını döndü bi kaç adım ilerledi. Durdu kafasını hafifçe çevirdi.
"Bacımdan da uzak dur!"
Kuzey iş bulamamıştı. Sadece kadılar değil mollalarda yüz çevirmişti ondan hatta hepsi bir olup Kuzeyi silmişlerdi.Biraz daha dolaştıktan sonra evin yolunu tuttu.
Yıldız ve Nahide alışveriş için çarşıya çıktılar, herkesin gözü Yıldızın üstündeydi.
"Noluyor ula niye herkes bana bakıyo?"
"Kuzey geldi ya ondan heralde"
Dedi Nahide.
Herkes Yıldızın Kuzeye nasıl aşık olduğunu biliyordu. Ama sadece bildikleri gerçekleri değil bilmedikleri, uydurdukları yalanları da konuşuyorlardı.
"Acaba karısı nerde?"
"Kızları güzel kesin karısı da güzeldir"
"Ben duydum kız, karısının biraz daha işi varmış o da gelecekmiş"
"YA SABIR" diye bağırdı Yıldız etrafındakilere biri sussa öteki susmuyordu.
"Yıldızı kuma getirirmiş bide"
"Belki de hiç nikahla uğraşmaz bunların aralarında bişey geçmese niye bu kız evlenmesin ki?"
dedi yanındakine, pazar arabasını itekleyen kadın. Yıldız daha fazla dayanamamıştı. Kadın yaşlı olmasa saçını başını yolardı. Ona bişey yapamayınca sinirle arabaya yürüdü aldığı üç beş torbayı bagaja tıkıştırdıktan sonra Nahideyi bile beklemeden evine sürdü arabasını
İkisi de aynı anda gelmişlerdi. Arabaları dip dibe park ettiler Yıldız hızla inip evine doğru çabuk adımlar atmaya başladı bi yandan da gözyaşlarını siliyordu. Kuzey Yıldızın ağladığını görünce peşinden gitti.
"Yıldız?"
"...."
Yıldızın hızlı adımlarına karşılık Kuzey koşmaya başlamıştı.
"Yıldız noldu?"
Baktı Yıldız cevap vermiyo biraz daha hızlanıp kolundan tutup kendine çekti. Aralarında bi nefeslik bi mesafe kaldı.
"Bı bırak kolumu"
"Ne olduğunu söyle bırakayıp"
"SAANE ULA SAANE!"
Yıldız kolunu çekmeye çalışırken Kuzey onu kendine daha çok bastırmıştı.
"Kuzey bırak dedim"
"Bende ANLAT dedim!"
Yıldız histerik bir şekilde gülmeye başladı. Kızlar dışardaki bağrışmaları duyunca dışarı çıktılar hemen
"Güzel göz-"
"SAKIN! Sakın tamamlama onu"
"Tamam....tamam Yıldız"
Yıldız kolunu çekmeye çalıştı yine çekemeyince diğer eliyle Kuzey'e vurmaya başladı. Kuzey bi süre durdurmadı Yıldızın sakinleşmesini bekledi. Kafasını biraz eğip Yıldızla göz göze geldi.
"Biri bişey mi yaptı?"
"YAPTI ALLAHIN BELASI BİRİ BİŞEY YAPTI!"
"Yıldız...ben..."
Yıldız gözünden akan yaşları nefretle siliyordu onun yanında ağlamak istemiyordu ama içindeki öfkeyi bastırdıkça daha çok ağlıyordu. Kuzeyin eli bi an Yıldızın gözyaşlarına uzandı ama Yıldız kendini geri çekince Kuzeyin de eli hava da kaldı.
"Sen ne ? Sen ne Kuzey? Üzgün müsün pişman mısın?"
Kuzey pişmanlıkla gözlerini kapadı iç geçirdi.
"Pişmanım...üzgünüm.."
Onun da gözleri dolmuştu. Üstüne üstlük yağmur başlamıştı.
"Özür dilerim"
"DİLEME ÖZÜR FİLAN DİLEME!"
Yıldız Kuzeyin göğsüne vurmaya başlayınca Kuzey ona sarılıp durdurdu. Yıldız biraz daha çırpındı baktı kurtulamıyor kafasını Kuzeyin omzuna koydu hıçkıra hıçkıra ağlıyordu artık
Kuzey de Yıldızın saçlarını kokluyodu. 20 yıl geçti ama kokusu değişmemiş diye geçirdi içinden
"Kuzey bırak"
"Özür dilerim..ben...ben böyle olacağını bilemedim...özür dilerim"
Yıldız nihayet Kuzeyin kollarından kurtulmuştu. Artık ikisi de sırılsıklamdı.
"Böyle olacağını bilemedin öyle mi?"
"Yıldız.."
"Nasıl olur sanıyodun Kuzey çok merak ettim nasıl olur diyodun? Beni parmağımda o koskoca yüzükle bırakırken ne olucağını sanıyordun?"
"H hayallerim vardı. Gitmem gerekiyordu"
"Hayallerin vardı. Gitmen gerekiyordu. Ben peki? O 14 yaşındaki kız onun bi hayatı yok muydu bi hayali mesela ha Kuzey?"
"Çocuktum Yıldız..bilemedim"
"Ben de çocuktum Kuzey sen arkanda bırakıp gittiğinde ben de çocuktum. Küçücük köy yeri..."
Bunun devamı belliydi. Yıldızın gözyaşları yağmurla bütünleşmişti. Silmiyordu. Kuzey cümleyi tamamlamasın diye kafasını çaresizce sallayıp yalvardı Yıldız'a
"Ne düşündüler benim hakkım biliyormusun?"
"Yıldız tamam sus yalvarırım sus"
Ama susmayacaktı Yıldız
"Niye ben onları yaşarken kimse susmadı herkes bağıra bağıra sen Kuzeyin esk-"
Kuzey Yıldızın ağzını kapadı göz göze kalmışlardı. Aralarında sadece bi kaç santim vardı.
"Sus.."
Kuzey elini çekince Yıldız başladı konuşmaya
"İşte senin o duymayı kaldıramadığın şey var ya ben onu yaşadım. Şimdi karşıma geçmiş özür dilerim diyosun öyle mi? Seni ben affetsem o kız çocuğu affetmez Kuzey, aklım affetse kalbim affetmez.."
Yıldız Kuzey'e arkasını dönüp eve doğru yürürken Kuzey içine içine haykırdı.
"Mecburdum.."
2.bölümün sonu. İlk hikayem olduğu için hatalarımı maruz görün lütfen bu bölüm biraz geçiş bölümü oldu. Bundan sonraki bölümlerde daha bol YılKuz olucak..
3. Bölümden bir kesit de bırakayım şuraya da biraz merak edin 😂
"Baba Güney abiyle hiç konuştun mu?"
"Yok kızım kayboldu resmen herhalde müstakbel karısının yanındadır"
"Değil"
Kuzey Feridenin cevabına şaşırmıştı.
"Ne demek değil sen tanıyor musun musun?"
"Sanırım tanıyorum baba hatta sen de çok yakından tanıyorsun"
"Allah Allah kimmiş bu kadın?"
Feride söyleyip söylememekte kararsız kalmıştı.
"...."
Kesit bitti vote ve yorum bekliyorum 🤗
Bu arada yeni bölümler cuma günleri olucak sanırım

GÜZEŞTE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin