-16. Bölümün devamı-
Kuzey Yıldız gittiğinden beri gözü yolda kadını bekliyordu. Kimseye çaktırmamaya çalışıyordu ama özlemişti.
"Nerdesin be keçi...?"
"Ne diyon oğlum kendi kendine?" diye sordu Emine.
"Ana darlandım ben çıkayım az"
"Mavişi yok ya darlandı beyefendi" dedi Şeref gülerek.
"Ne-ne alakası var gelmesin hem o keçi"
"He he" dediler evde ki herkes aynı anda.
"Amaan inanmazsanız inanmayın! Ayrıca ne bu samimiyet? Ben hala küsüm size" dedi kendi bile bunun yalan olduğunu bilerek, o kadar özlemişti ki hepsini küsemiyordu.
"Babaylan anaya küsülmez" dedi Şeref sert bi tonla, ayağa kalkıp Kuzey'in yanına gelince Kuzey tokat yiyeceğini sanıp geri çekilmişti.
"Özür diledik ula işte bi büyüklük yap affet işte, yaşlı adamım ne kadar ömrüm kaldı bilinmez"
"Öyle deme baba" dedi Kuzey korkarak.
"Yaa öyle işte evlat, ölüm korkusu sarmayınca insan anlamıyo.."
Kuzey'in gözleri dolmuştu, dudaklarını büzdüğünde yine o sekiz yaşındaki çocuk gibi olmuştu.
"Baba'mm" diyerek babasına sarıldı. Gözlerindeki yaşlar yanağına süzülürken, babası da onun gibi ağlıyordu.
"Oğlu'mm merhametli oğlum benim"
Kuzey ve babası sarılınca herkesin gözleri dolmuştu.
"Ehh yeter bu kadar sulu gözlülük" dedi yaşlı adam gözlerini silerken, "Hadi mavişini de bul da affet artık"
"O iş biraz karışık be baba... Biraz daha süründürürüm onu ben"
Şeref gülümseyerek oğluna baktı.
"Kıyamazsın ki sen"
"Kıyamıyorum zaten.." dedi Kuzey, "Çipil çipil bakıyo gözlerime... Kıyamıyorum..." hala gelmediği aklına geldi. "Da nerde bu?!" diye çıkıştı bi anda, kimse bunu beklemediği için hepsi yerinden sıçramıştı.
"Hem alıştım ben onunla yatmaya-" ağzından kaçırdı bi anda, babasının bakışlarını görünce toparlamaya çalıştı.
"Ya-yani şey yapmaya- y-yok ya öyle değil....şeyy ya-yazmaya yani ona yazmaya" dedi kekeleyerek nefes nefese, "Gençler der ya hep yazmak filan...neyse ben gideyim en iyisi" dedi kapıya yönelirken, Şeref gülerek arkasından bakıyordu.
Sahile inmişti. Sonuçta kapı kapı dolaşıp Yıldız'ı arayamazdı. Ne yapacağını düşünürken, karşıda tanıdık iki kişi gördü. Sinirle yumruğunu sıktığında çenesi kasılmıştı. Sinirle karşıya geçerken gelen arabalardan biri acı bi fren yapmıştı.
Yoldan gelen sese yönelen Yıldız ve Güney sinirle kendilerine gelen Kuzey'i gördüler.
"Kuzey?"
Yıldız şaşkın bir halde adama bakarken gözlerini kısmıştı. Kuzey görmezden gelerek ilerlemeye başladı. Yıldız peşinde koşup adamı durdurduğunda gözleri öyle nefretle bakıyordu ki, elini hemen adamın kolundan çekti. Adam bakışlarını Yıldız'dan çevirdiğinde, Yıldız çenesinden tutup kendine çevirdi.
"Yüzüme bak.."
"HANGİSİNE?!" dedi Kuzey öfkeyle.
"O ne demek o?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜZEŞTE
FanfictionÜç kalp, aşkı için yanıp tutuşan ama sevdiğine kavuşamayan üç kalp... 20 yıl herkesin payına farklı düşmüştü. Yıldız bi pusuladaki resme sevdalı yaşadı. Kuzey yaptığı hatanın bedelini ödedi. Güney ise olmayacak bi sevda uğruna içten içe yandı.Kimsel...