Ariel hızla ayağa fırladı. Askılıktaki kaskını da kafasına geçirip aktarım noktasına geçti. Yerden yavaşça yükselirken yüreği ağzındaydı. Bir yandan keşif aracını sürüyor. Bir yandan da yaklaşmakta olan meteora bakıyordu.
Nihayet ana üsse ulaştığında geç kalmamak için dua ediyordu. İçeri olabildiğince hızla girerek "Domanic." diye bağırmaya başladı. Bilgisayar odasında olabileceğini düşünüp hızla alt kata indi. Gri duvarlar artık daha da mide bulandırıcı gelmeye başlamıştı.
Beton odada masa ve bilgisayar haricinde bilgisayarın başında klavyeye bir şeyler yazan Domanic'i gördü. Hemen yanına koşup bir sandalye kaptı ve kendi bilgisayarını açtı. Hiç konuşmadan ikisi de bir şeyler yazıyordu. Sonunda Domanic Ariel'e dönüp:
"Bu meteor sonumuz olabilir. O roketi onu yok etmek için kullanmak zorundayız." dedi. Ariel gözünü hologram ekrandan ayırmadan onu dinliyordu. Bir kaç saniye düşünüp:
"Veya başka bir yere gitmek için kullanabiliriz." dedi. Domanic elini cebine atıp Ariel'in satranç oynarken sahip olduğu şahı çıkarıp önüne koydu.
"Bunu yapamayacağımızı ikimiz de biliyoruz. Yeterli zaman olsa bile Dünya'dan umudumuzu kesmek zorundayız." dedi. Ariel şaha bakıyordu. Elini kaldırıp şahı yavaşça Domanic'e itti.
"Gittiğimde roketin konsolunu uzaktan kontrole açtım. Buradan kontrol edebiliriz." dedi. Domanic gülümseyerek kendi bilgisayarına döndü. Ardından ikisi de konuşmadan dakikalar geçti.
Her geçen dakika parmakları daha sert ve daha hızlı basıyordu. Duyulan tek ses gittikçe artan klavye sesiydi. Bir süre daha ter dökmenin sonunda Ariel:
"Roket hazır. Kalkış plakasını aç." dedi. Bu sırada yan ekranda roketi dıştan gösteren bir kamera vardı. Kamerada roketin üstündeki tavanın yavaşça iki yana doğru açıldığı gözüküyordu. Ama açılırken içeri taş ve gri kum düşmekteydi. Kapak açılınca Ariel:
"Kalkış ünitesini hazırla." dedi ve roketin altındaki sabitleyiciler iki yana açıldı. Ardından roketin kapısına bağlı yol katlanarak kapandı. Ariel Domanic'e bir bakış atıp:
"10" dedi. Ve roketin altından hava çıkmaya başladı.
"9"
"8"
"7"
"6"
"5"
"4"
"3"
"2"
"1" dediğinde roket ateş yerine hava püskürterek havalanmaya başladı. Roket yükseldikçe Ariel ile Domanic'in de nabzı yükseliyordu. Roket hava püskürtmesine rağmen oldukça hızlıydı. Şimdi akıllarındaki tek soru roket doğru yere gidebilecek miydi?
Ariel roketi izlerken Domanic hala bilgisayardan hesaplar yapıyordu. Biraz daha uğraştıktan sonra Ariel'e dönüp:
"Sanırım bir hata yaptım." dedi. Ariel şaşkın gözlerle Domanic'e bakarak:
"Ne oldu?" dedi. Domanic gözünü bilgisayardan ayıramıyordu.
"Hızı tahminimizden yavaş. Eğer böyle giderse roket meteora sadece dokunacak." dedi. Ariel hiçbir şey söylemedi. Sadece roketi izliyordu. Sonunda Dönüp:
"Tek yapabileceğimiz beklemek." dedi.
Roket doğru yönde ve doğrultuda ilerliyordu. Tek sıkıntı hızındaydı. Ariel ayakta daireler çiziyor ve başka yollar düşünüyordu. Domanicse hala hesaplama peşindeydi. Bu sırada roket meteora çok yaklaşmıştı. Sonunda Ariel elini Domanic'in omzuna koydu. Kısa bir bakışmadan sonra ikisi de ayağa kalkıp yürümeye başladı. İkisi de hiçbir şey demeden yere bakıyordu.
Gözlem odasına yavaş adımlarla girdiler. İkisi de ayrı koltuklara oturup cam tavanı seyretmeye başladılar. Roket ile meteorun buluşmasından çoktan umutlarını kaybetmişlerdi. Ariel Domanic'e bir bakış atıp gözlerini sıkıca kapattı ve bütün yaşadıklarını düşündü. Domanic ise hiçbir şey düşünmeden rokete bakıyordu. Sonunda bekledikleri gibi oldu. Roket meteora çarptı. Ama tek yapabildiği yönünü biraz değiştirmekti. Çarptıktan sonra o da yörüngenin dışına doğru ilerledi. Domanic ayağa kalktı. Ariel hala gözlerini kapatmış oturuyordu. Domanic yavaşça yanına oturdu. Ariel'e bakarak:
"Umarım başka bir yerde yine karşılaşırız dostum." dedi ve o da gözlerini sıkıca kapadı. Tam ikisi de sonlarını beklerken kollarındaki ekranın titremesiyle irkildiler. Domanic gözlerini açıp ekrana baktı. Ariel'e dönüp:
"Kız uyandı." dedi ve ayağa fırladı. Gözlerini açmayan Ariel bile hızla ayağa kalktı. Bu sırada yer sallanmaya başlamıştı. İkisi de koşarak ilk yardım odasına gittiler. Yatağın üzerinde yarı uyanık bir şekilde bekleyen yabancıyı gördüler. Yatağın yanına geçip durdular ve şaşkınlıkla baktılar. Uzun süredir başka birini görmedikleri için epey heyecanlanmıştılar. Domanic yerde duran kumandayı kapıp yastığı yükseltti. Kız artık onları görebiliyordu. Yerin sarsıntısı arttığı için kız etrafına bakınmaya başladı. Soluk alış verişi hızlanmıştı. Domanic serumunu kontrol edip:
"Merhaba ben Domanic. Bu da Ariel." dedi. Kız Domanic'e kısa bir bakış atıp Ariel'e uzun süre baktı. Sonunda kollarıyla yatağa tutunup ayağa kalkmaya çalıştı. Domanic kolundan tutuyor ve izin vermiyordu. Sonunda Ariel Domanic'e "Bırak. " dedi. Kız yataktan yardım alarak oturdu. Ardından zar zor konuşarak:
"Yüzük." diye çatallı sesiyle haykırdı. İrkilen Ariel ile Domanic birbirlerine baktı. Ardından Ariel hızla elini cebine atıp yüzüğü çıkardı. Kıza uzatınca kız hızla ayağa kalktı. Yüzüğü parmağına geçirip koşmaya başladı. Başta yataktan kalkınma afallayip sendeledi. Ariel ile Domanic te peşindeydi. Kız bir sağa bir sola dönüyordu. Sonunda Domanic kolundan tutup:
"Çıkışı arıyorsan göstereyim." dedi ve labirent gibi koridorlardan kapıyı buldu. Kapıyı açıp içeri geçti. Ariel diğer tarafta camdan şaşkın gözlerle bakıyordu. Kız'a ve kendisine hızla uzaykıyafetini, kaskını ve tüpünü giydirdi. Arından kendilerini dışarı attı. Kız gözünü meteora dikmiş izliyordu. Domanic kıza bakarak
"Üzgünüm ama uyanman bir şeyi değiştirmedi. Yine uykuya dalacaksın." diye bağırdı. Kız Domanic'e bir bakış atıp sağ kolunu havaya kaldırdı. Bir gözünü kapatmış meteoru hedef almaya çalışıyordu. Bir kaç saniye sonra Domanic kızın kolundan bir ışın çıktığını gördü. Bir eliyle kolunu tutuyor bir eliyle ışın gönderiyordu. Çıkan ışın kızı o kadar zorluyordu ki yüzü kıpkırmızı olmuştu. Ayakları yerde sürünüyor, direnç gösteriyordu. Domanic meteora gözünü çevirince beyaz ışığın meteorun içinden geçerek yok olduğunu gördü. Meteor küçüldükçe küçüldü. Taa ki küçük bir kaya parçasına dönene kadar.
Meteor yok olunca kız aniden ışını kesti. Yüzüğü kullanmanın etkisiyle kendini yere bıraktı. Domanic bütün gücüyle kıza koştu. Yere eğilip kızı kucakladı. Hızla üsse yürümeye başladı. Kapıyı tekmeyle açıp aktarım noktasına geçti. Kızı bırakmadan odanın hava dolmasını bekledi. Kapı açılınca karşısına gülümseyen Ariel'i gördü. Ama baygın kızı görünce onun da suratı düştü. Birlikte ilk yardım odasına koşup sedyeye yatırdılar. İkisinin de ağzından tek kelime çıkmıyordu. Sadece işlerine odaklanmışlardı. Ariel tam kızın uzay kıyafetini açacaktı ki bir el hızla kollarını kavrayıp itti. Kız kanlı gözlerini sonuna kadar açmış Ariel'e bakmaktaydı. Kısa bir bakışmadan sonra kollarıyla kendini kaldırarak dikelmeye çalıştı. Domanic ile Ariel izlemekten başka bir şey yapmıyorlardı. Kız nihayet oturur pozisyona gelince ikisine de göz gezdirip rahat bir nefes verdi. Kısa bir bakışmanın sonunda kız:
"Hota-a,e gü-eknuczi" dedi. Ariel önce kıza sonra Domanic'e manasız gözlerle bakıp yavaşça kıza yaklaştı. Korkutmamaya özen göstererek:
"İsmim Ariel, o da Domanic." dedi ve Domanic'i işaret etti.
"Bizi meteordan kurtardığın için teşekkürler." dedi. Kız hala anlamsız gözlerle bakıyordu ama Ariel teşekkür edince başını salladı. Ardından Ariel geri çekilip:
"Senin ismin ne?" dedi. Kız korkmuş bir şekilde kurumuş dudaklarını araladı ve:
"Marry." dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ray Part 2
RandomEvrende üç ırk yaşamını sürmektedir. Bunlar Nux, Jark ve Hork olarak üçe ayrılmakta. Hork olarak doğup sonradan Nux olan ilk örnek Bart, Nux ırkının ayrıcalıklarını kaldıramaz. Öğrendiği gerçeklerle birlikte güç Bart'ı delirtir. Artık dünya onun...