Ray Part 2 Bölüm 19 - Geçit-

8 1 0
                                    

  Ariel doğrulup endişeli gözlerle ona bakan Domanic ile Marry'e döndü. Elleriyle gözlerini ovuşturup:

" İyiyim. Bir şeyim yok. Hadi şuna başlayalım." dedi. Domanic ayağa kalkıp:

" Emin misin? Daha dinlenmen gerek." dediğinde Ariel öfkeyle:

" Önemi yok. Hemen bitirelim." dedi. Domanic omuzlarını silkip koltuğuna geri oturdu. Arkasında kalan kapıdan demir yığınına bakıp:

" Marry, Ariyle sen demirleri ayırmaya başla. Bende yukarıdan kaynak makinesiyle devreyi getireyim." dedi. Marry ile Ariel kapıdan çıkıp demir yığınına doğru yürümeye başladılar. Domanic ise odayla birlikte geri yukarı çıkıyordu.

  Ariel ilk başta onca paslı ve eskimiş parça arasından nasıl bulacaklarını düşünürken Marry ellerini birbirine vurup parçalara bakmaya başladı. Ariel kenarda durmuş onu izlerken:

" Dünyada neler oluyor." dedi. Marry şaşırmış şekilde dikeldi. Ariel'e bakıp:

" Neden soruyorsun?" dedi. Ariel bir kaç adım atıp yere çömeldi. Önündeki parçayı kaldırıp altlarına baktı. Marry'nin yüzüne bakmadan:

" Merak ediyorum." dedi ve Marry de yanına çömeldi.

" Kıyameti tahmin et desem bir şeyler düşünebilirsin ama böylesini değil. Herkes yerin altına saklanıp kendi ülkelerini ilan ettiler. Ben Pravosya'daydım. Başta çok sorun yoktu ama sonra dünyanın sonu da olsa kibirleri ağır bastı ve savaşlar yaşandı. O kadar ölümün üstüne daha da kaos getirdiler. Ama arkadaşlarım olmasa bu kadar zorluğun üstesinden gelemezdim. Buraya gelebilmem için bir çoğunu canını feda etti."derken son sözlerde sesi titremeye başlamıştı. Ellerini gözüne götürüp ağlamaya başladı. Ariel parçalara bakmayı bırakıp elini Marry'nin omzuna attı. Marry elleriyle göz yaşlarını silip:

" Ama en kötüsü gün ışığını hiç görememek. Orada sadece yapay ışıklar var. Onlar da her yeri aydınlatamıyor. İçine çektiğin oksijeni bile özlüyorsun." dedi. Ariel elini cebine atıp karıştırmaya başladı. Sonunda bir peçete çıkarıp Marry'e uzatırken:

" Bir yolunu bulacağız. Başka seçeneğimiz yok. Canlarını feda edenler için yapacağız. Sahte tanrı yaptıklarının sonucunu düşünmedi. Ondan farkımız da bu. Bizler düşünebiliyoruz." dedi ve Marry'nin koluna girip ayağa kaldırdı. Asansörün indiği tozlu zeminde koca dikdörtgen bir iz kalmıştı. Yukarı bakıp:

" Dom hemen gelse iyi olur. Ekranım da ilk yardım odasında kaldı." dedi ve arkasına dönüp geri yere çömeldi. Öncekinden de hızlı şekilde parçaları ayırmaya başladı. Bir metreden uzun parçaları sola kısaları ise sağa topluyorlardı. Ariel önce gözüne kestirdiği en uzun parçaya doğru ilerlemeye başladı. Metal plakalara ayaklarını koyarken düşmekten korkuyordu. Nihayet yığının tepesine geldiğinde arkasını dönüp yere çömeldi. Plakayı elleriyle sıkıca kavrayıp ayağa kalkmayı denedi ama yapamadı. Geriye düşeceği sırada dengesini sağlamayı başardı. Aşağıdan Marry: "Dur! Ben geleyim." dedi ve Ariel tekrar parçayı kavradı. Poposunu arkaya atıp belini düzleştirdi. Marry'e bakıp: "Hallettim." dedi ve titreyen bacaklarıyla ayağa kalktı. Aşağı inerken önce bir ayağını atıyor, emin olduğunda diğerini atıyordu. Yapacağı en ufak hatada düşebileceği için kafasından sular damlıyordu. Titreyerek aşağı inmeyi başardı ve sola döndü. Sol duvara diğer plakaların yanına gürültüyle bıraktı. Plakayı bırakınca kendini ileri attı. Ellerini dizlerine koyup nefesinin düzelmesini bekledi. Marry elini sırtına koyup:

" Seyit Onbaşını duydun mu? Neden Domanic'i beklemedin?" dedi. Ariel dikelip yığına doğru yürümeye başladı. Yine yere çömelip parçaları boyuna göre sağa veya sola fırlatmaya başladı.

Ray Part 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin