Peter bir süre ellerine baktıktan sonra Judith'e dönüp:
" Bunu sen mi koydun?" dedi. Judith gülümseyerek:
" Hayır Peter, sen oluşturdun." dedi. Peter anlamsız gözlerle ellerine bakarken tahta parçasını alıp daha detaylı bakmaya başladı. Çubuğun uçlarında yanık izleri vardı. Onun dışında dal parçasından başka bir şey değildi. Tekrar Judith'e dönecekken Judith:
" Bu konseyin bahsettiği totemin. Bununla güçlerini kontrol ediyorsun." dediği anda Peter'ın parmağındaki yüzükten ışıklar saçılmaya başladı. Birkaç saniye geçmeden yüzüğün etrafındaki damarlar ortaya çıkmaya başladı. Ortaya çıktıkça damlardan da ışık saçılıyordu. Peter heyecandan tahta parçasını yere attı. Judith'e doğru hızlıca birkaç adım attı. Judith temkinli bir şekilde ellerini tutup yüzüne baktı:
" Sakin ol." dedi. Peter hala anlamsız gözlerle bakarken Judith:
" Bu sana özel olan bir durum." dedi. Ellerini aşağı indirirken:
"Bu yüzük etraftaki ışınları depolamanı sağlıyor. Dediğim gibi bu sana özel. Bizlerde böyle bir şey yok." dedi. Peter ellerini indirip arkasını döndü. Yere eğilip çubuğunu aldı. Judith Peter'ın yanından yürüyüp tezgahın arkasına geçti. Hala parıldayan yüzüğe bakan Peter'a:
" Yüzük sana babandan kalmış. Hafızanı kaybetmeden önce epey konuşurduk." dedi. Peter yüzünü Judith'e çevirip tezgahın önüne yürümeye başladı. Çubuğu alıp boş tezgahın üzerine bıraktı.
" Başka neler söyledim." dedi. Bu defa Judith'in yüzünde ani bir duygu değişimi oldu. gözleri dolmaya, dudakları titremeye başladı. Gözlerini aşağı çevirip kaçınmaya çalıştı. Dayanamayıp elleriyle göz yaşlarını silip:
" Her türden şey." dedi. Peter bir şeyler daha söyleyecekken Judith ellerini tezgaha uzattı. Avuçlarını açıp gözlerini Peter'dan hiç ayırmadı. Gözlerini bile kırpmadan ustaca bir şekilde kendi totemini oluşturdu. Pratiklikten etrafa fazla ışık bile saçılmadı. Sonunda ellerinde kırmızı bir kitap oluşmuştu. Judith kitabı tutup kaldırdı. Peter'a gösterip:
" Bu benim eskiden uzunca bir süre tuttuğum günlüğümdü." dedi ve yutkundu.
" Annemle babam ben küçükken bir araba kazasında vefat etmişler. Kaza esnasında ben de varmışım." dedi. Tekrar gözlerini silip:
" Daha on altı yaşındaydım. Buz pateni yapıyordum. Annemler de izlemeye gelmişti. Her şey çok güzeldi."dedi. Peter anın büyüsünü bozmayı hiç istemese de sormadan duramadı:
" Buz pateni mi?"dedi. Judith gülerek:
" Buzu biliyorsun değil mi? Bir gün götüreyim seni."
" İşte patenden sonra eve dönüşte fırtına her yeri silip süpürüyordu. Eve daha birkaç kilometre kala her zaman geçtiğimiz köprü bir anda çöktü. Ben arka koltuktaydım. Günlüğüme sıkıca sarılmıştım. Sonrasında tek hatırladığım ön camın parçalanıp doğruca içeri dalan suyun sesiydi. Kendime geldiğimde beni dışarı çıkartmışlardı." dedi ve kitabı karşı duvara doğrulttu. İki eliyle tutarak kapaklarını açtı. Kapaklar açılınca içinden karşı duvara, doğruca beyaz bir ışın gönderdi. Birkaç saniye tuttuktan sonra kabakları kapattı. Peter'a dönüp:
" Senin sıran." dedi. Peter tedirgin bir şekilde çubuğu eline aldı. Kısa tarafından tutup duvara doğrulttu. Tam bu esnada Judith:
" Şimdi senden ne yapmak istediğine odaklanmanı istiyorum. Günlüğümden çıkan ışınların senden çıktığını düşün." dedi. Peter gözlerini sık aralıklarla açıp kapadı. Tekrar Judith'i düşünmeye başladı. Günlüğe odaklanmaya çalışıyordu ama içindeki başka duygular buna engel oluyordu. Günlüğü düşündüğü anda aklında geçilmez bir duvar daha oluşuyordu. Sonunda Judith'e dönüp:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ray Part 2
RandomEvrende üç ırk yaşamını sürmektedir. Bunlar Nux, Jark ve Hork olarak üçe ayrılmakta. Hork olarak doğup sonradan Nux olan ilk örnek Bart, Nux ırkının ayrıcalıklarını kaldıramaz. Öğrendiği gerçeklerle birlikte güç Bart'ı delirtir. Artık dünya onun...