Peter ayağa kalkıp Judith'in yanına geldi. Totemin gösterdiği yere bakıp:
" Yürüyerek mi gideceğiz?" dedi. Judith bir şey demeden havadaki totemi alıp Peter'a uzattı. Peter hala cevap beklerken totemi aldı. Uğraşmak istemediği için totemi arkasına, pantolonunun arkasına sıkıştırdı. Judith ormanın içine bakıp Peter'ın karşısına geçti. İki elini de kaldırıp:
" Üzgünüm Lois Lane ben olmalıydım ama sıra sana da gelecek." dedi. Peter gözlerini ormandan çekip ellerine çevirdiğinde şaşırmıştı. Artık neler olacağını kestiremez olmuştu. Yine de ellerini tuttu. Geçen sefere kıyasla daha sakin oldukları için ellerini tutunca yine kalbine bir ağrı saplandı. Ağrının kayına karnında bir acı hissetti. Gözlerine bakarken bir anda ayakları yerden kesildi. Bu defa başka bir yere ışınlanmıyorlardı. Peter korkuyla ellerini sıktı. Havalandıkları an yerden birkaç santim üzerinde telaşlanmaya başladı. Yere bakıyor ve dengesini sağlamaya çalışıyordu. Judith'in bu kadar sağlam onu tutmasına şaşırmıştı. Korku ve heyecanla Judith'e bakıp:
" Başka ne özelliğimiz var? Zihnimi de okuyabilir misin?" dedi. Judith kafasını gökyüzüne çevirmiş, bütün dikkatini buna vermişti. Yerden bir kaç metre havalandıklarından ağaçların tepesine neredeyse ulaşmışlardı. Judith gülümseyerek:
" Bunu öğrenmen biraz zaman alabilir." dedi. Peter bir yandan tüm gücüyle Judith'in kollarına tutunuyor, bir yandan da aşağıya bakıyordu. Artık yemek masası küçücük kalmıştı. Peter yine İsa heykeline bakıp:
" Sanırım en sevdiğim özellik bu oldu." dedi. Judith Peter hala etrafına bakınırken ellerini yavaşça bırakmaya başladı. Peter telaşlanarak:
" Ne oluyor Judith. Beni bırakma." diye bağırdı ama Judith elini gevşetmeye devam ediyordu. Pete'ın kalbi artık yerinden çıkacak gibiydi. Sürekli hareket ederek dengesini sağlamaya çalışırken Judith ellerini bıraktı.
Peter ellerini bırakmasıyla çığlığı bastı. Gözlerini sıkıca kapamış, sırtında belirecek acıyı bekliyordu ama böyle bir şey olmadı. Hatta hiçbir acı hissetmedi. Gözlerini sakince açınca tek başına havada durduğunu gördü. Karşısında durmuş ona bakan Judith'e:
" Hadi canım!" diye bağırdı. Üzerine esen hava onu yerinde oynatsa da dengesini bozamadı. İnanılmaz bir özgüvenle etrafında döndü. Sevinçle:
" Peter Pan gibiyim Judith." diye bağırdı yine. Judith gülümseyerek ona bakarken elini kaldırdı. Havada açık duran elini yumruk yaptı. Yumruk olunca Peter hareket etmeye başladı. Judith'e iyice yaklaşınca Judith elini tekrar açtı. Ciddi bir ifadeyle:
" O kadar erken değil." dediğinde Peter'ın bütün hevesi açmıştı. Peter hala yerden ne kadar yükseldiklerine bakarken daha da yükselmeye başladılar. Artık ağaçları çoktan geçmişlerdi. Bütün şehir gözükebilir olmuştu. Peter bütün gücüyle yüzüne esen havayı içine çekip rüzgarın mahvettiği saçlarını kenara topladı. Kendinden bir metre kadar daha yüksek olan Judith'e bakıp gülümsedi. Tam bu anda kolları donmaya başladı. Yükseldikçe soğukluk artıyordu. Peter artık bağırmaya başlayacaktı ki aniden durdular. Judith kendini biraz geri alıp:
" Tek yapman gereken etrafında bir bariyerin oluştuğu ve yer çekimini yok ettiğini düşünmek." dedi. Biraz daha uzaklaşıp Peter'ın endişeli bakışlarına maruz kalırken şiddetli rüzgardan sesinin duyulması için bağırarak:
" Hızlandırılmış kurs." diye bağırdı. Bağırmasıyla Peter bütün dengesini kaybetti. Aşağı düşerken çığlıklar atıyor, dengesini sağlamaya çalışıyordu. Birkaç salise geçtiğinde hala taklalar atıyordu. Belinde duran totemi başka bir tarafa fırlayıp gitmiş, dengesini neredeyse sağlamıştı. Judith ise yukarıdan büyük bir zevkle seyrediyordu. Peter ise artık aşağıdaki ağaçlarla bir araya geleceğini anlamaya başlamıştı. Kollarını iki yana açıp gözlerini kapadı. Yaşadığı bir günlük hayatı gözünün önünden geçirirken sürekli yüzüne çarpan ve saçlarını oynatan rüzgar kesilmişti. Kulaklarındaki gürültü de beraberinde gitmişti. Korkarak gözlerini araladı. Gördüğü ilk şey yapraklar ve dallardı. Ağacın üstünde yer çekimi olmadan süzülüyordu. Kafasını çevirip etrafına bakındı. Yüz üstü yattığı yerden kalkmaya çalıştı ama yükselmesi gerekliydi. Bu esnada kör noktasında kalan bir ses işitti. Judith:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ray Part 2
RandomEvrende üç ırk yaşamını sürmektedir. Bunlar Nux, Jark ve Hork olarak üçe ayrılmakta. Hork olarak doğup sonradan Nux olan ilk örnek Bart, Nux ırkının ayrıcalıklarını kaldıramaz. Öğrendiği gerçeklerle birlikte güç Bart'ı delirtir. Artık dünya onun...