Eve gelişimin üzerinden iki hafta geçmişti. Az çok toparlanmıştım. Bugün ayağımdaki sargıları çıkarmıştık abimle. Kollarım iyice iyileşmişti.
Ve nihayet tek başıma duşa girdim.
Önce bıyıklarımı ve kaşlarımı aldım. Yavaş yavaş insana dönüşüyordum. Daha sonra bacak ve kollarımdaki tüyleri aldım. Saçlarımı iyice köpürtüp bir güzel yıkadım. Vücudumu, suya ve sabuna hasret kalmışçasına çitiliyordum.
Bir insan duş alabildiği için mutlu olur muydu? Ben oluyordum.
Banyodan çıkıp kot pantolonumu ve kazağımı giydim. Yeniden doğmuş gibi hissediyordum.
Saçlarımı da kurulayıp kızaran yüzüme hafifçe pudra sürdüm. Dişlerimi de fırçaladıktan sonra yağmurluğumu giydim. Bugün babamın yanına gidecektik Göktuğ abimle.
Kendimi iyi hissediyordum yaşananlara rağmen. Sadece gece kabuslar görmüştüm ilk birkaç gün. Ve bir süre tek başıma dışarı çıkmamaya karar vermiştim.
Ha bir de akraba işkencesi vardı!
Geçen hafta şehir dışından ziyaret için gelen akrabalarım bana destek olmak yerine yanımda yakınarak beni daha fazla ağlatmış ve mutsuzluğa sürüklemişti.
İçeriden homurdanan abimi daha fazla kızdırmamak için koşa koşa girdim salona.
"Çok şükür Umay. Düğüne mi gidiyoruz ne bu hazırlık?"
Düğüne değil belki ama ona benzer bir şeye gidiyor olabilirdik.
Asker beyimiz beni bekliyordu belki de?
Hâlâ adını bilmiyor olsam da beni beklediğini düşünüyordum ben.
Bence o da benden etkileniyordu.
Sonuçta eve geldiğim ilk akşam beni ziyaret ettiğinde bana gülümsemişti.
Tamam, diyelim ki bu yeterli bir sebep değil, ileride etkilenmeyeceği ne malumdu?
Ayakkabılarımızı da giyip merdivenden inmeye başladık.
"Abi anahtarı aldın mı?"
"Yavuz evde."
Sormanın tam sırasıydı.
"Abi, sana bir şey soracağım. Bana doğruyu söyle ama."
"Sor bakalım."
"Yavuz abim hâlâ kullanıyor mu o şeyi?"
"Sen yokken Yavuz bir klinikte yattı. Devlete ait bir klinik. On gün kaldı orada. Şu an ilaç alıyor ve onun demesine göre artık canı çekmiyor uyuşturucuyu. Yani bıraktı gibi bir şey."
"Bu öyle kolay bir şey mi ki? On günde bırakmak falan."
"Uyuşturucuyu bırakmakta sorun yok ama Yavuz bu sefer doktorun verdiği ilaca bağımlı oldu. Asıl mevzu o ilacı bırakabilmekte."
"Anladım."
İçimi sıkıp beni boğmak isteyen bir el vardı şimdi. Abimin her şeyden tamamen arınması ömrünün sonuna kadar mümkün olmayacaktı belli ki.
Ve uyuşturucunun abimde bıraktığı iz, kolay kolay silinmeyecekti.
***
Fatih abi, Kasım abi, Suat abi, Göktuğ abim ve ben. Muhteşem beşli!
Salıncakta oturmuş anlamadığım muhabbetlerine dahil olmak için çırpınıyordum ki bir ses geldi arkamdan.
"Selamun aleyküm."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
UMAY
Teen FictionAdı Umay olabilsin diye dünyaya gelen bir kız. Asker bir baba, her şeye kızan bir anne, üç tane ağabey. Biraz eğlence, biraz gerçeklerin rahatsız edici soğukluğu... İyi okumalar. •Tamamlandı.