FİNAL

12.8K 701 238
                                    

Babama sarılıp döndüm arkamı. Ağlamak üzereydim ve bu babamın moralini bozmasına sebep olurdu. Bunu istemezdim.

Babamlar bu gece göreve çıkacaktı ve sessiz sedasız babamı görüp eve gidecektik. Atilla'yı kaç zamandır görmememe rağmen içimde her şey dipdiri duruyordu.

Ha bu arada evet, girmiştim sınava. Ankara Üniversistesi Türkçe Öğretmenliği bölümünü kazanmıştım. Ve bir hafta sonra gidiyordum Ankara'ya. Benim için yeni bir hayat başlıyordu.

Askeriye'den çıkacakken kahkaha sesini duydum. Arkama dönmemek için kendimi zorlasam da döndüm. Onu son kez gülerken görmek ve bunu bilmek canımı yakmıştı.

Atilla, keşke bunu yapmasaydın bize.

Ama bu mukadderdi. Ve onun da dediği gibi birilerinin hayatını feda etmesi gerekirdi. Askerlikten ayrılıp daha rahat bir hayata geçebilirdi. Okumayı bırakıp aşkımın kanıtı olarak evlenebilirdim onunla. Ölene kadar mutlu ve kaygısız yaşayabilirdik.

Ama o birileri bizdik.

Ve öyle bir lüksümüz yoktu.

Olması gereken buydu ve olmuştu da.

Önüme dönüp yürümeye başladım.

Yavuz abim ve Göktuğ abim peşimden geliyordu. Keyifsiz bir şekilde eve gittik. Tek tük dışarıda kalan eşyalarımı da yerleştirdim valizime. Babam ben gidene kadar geleceğini söylemişti. Yani babamı da görüp öyle gidecektim. Sevinçli ve heyecanlıydım. Hayalini kurduğum üniversiteye gidiyor ve ülkem için vereceğim savaşın ilk adımlarını atıyordum.

Yatağa uzanıp gözlerimi kapattım. Uyuyacak, unutmaya çalışacaktım.

***
Uyandığımda saat 21.00 idi. Akşamüstü uyumuş, yeni uyanmıştım. Saate bakarken gözüme çarpan Whats App bildirimini açtım.

Atilla mesaj atmıştı.

Bana.

Yedi dakika önce.

Atilla: Parka gelebilir misin?

Gözlerime inanamayarak ekrana baktım bir süre. Daha sonra eşofmanlarımı değiştirip yağmurluğumu giydim. Anneme marketten ped alacağımı söyleyip çıktım evden. Başka bir şey deseydim bu saatte çıkmama izin vermez abilerimden birini gönderirdi çünkü.

Beni neden çağırmıştı? Ne olmuştu da aylardır yüzüme bakmayan adam beni görmek istemişti?

Boş olan parka girip etrafta gezdirdim gözlerimi.

Bankta oturmuş yere bakıyordu. O koca vücudu küçülmüş gibiydi.

Yanına gittim.

"Atilla?"

Kafasını kaldırdı. Ayağa kalkıp sarıldı bana.

Ve öyle sıkı sarıyordu ki boğulacak gibi oluyordum.

Her zamankinden daha yoğun olan parfüm kokusunda sarhoş oluyor gibiydim. Kollarımı sardım yine beline.

Artık emindim. Bu ona son sarılışımdı.

Kendimi tutamayarak ağlamaya başladım. Belki de hayatımda ilk kez bu kadar şiddetli ağlıyordum. Atilla bedenini benden ayırıp alnımı öptü.

Biri ilk kez alnımı öpüyordu. Ve bu kişinin Atilla olması olayı daha destansı kılıyordu.

"Kendine çok dikkat et Umay. Ankara'ya gideceksin, yeni bir hayata başlayacaksın. Seni her zaman koruyacak bir adam var olacak burada. Ne zaman sıkışırsan geleceksin bana."

UMAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin