"Baba, annemler ne zaman gelecek?"
"Birazdan burada olacaklar kızım."
Kafamı tekrar buram buram ilaç kokan yastığa gömdüm. Annemi, abilerimi görmek için o kadar sabırsızlanıyordum ki.
Eminim, onlar da öyleydi.
Kollarım ve ayaklarım sargı bezi ile iyice sarılmıştı.
Kollarımdaki yaralar kabuk bağlamaya başlamış olsa da daha fazla mikrop kapmaması açısından gerekliymiş.
Ama bence gereksizdi.
"Sana bir şey yapmadılar değil mi? İyisin değil mi kızım?"
"Evet baba iyiyim."
"Bir ay cehennemi yaşadık. Sensiz ne sofra kuruldu evimizde ne sıcak bir çay içildi. En son eve ne zaman gittiğimi bile hatırlamıyorum. Annen ağlamaktan harap oldu."
"Benim de artık tek isteğim sizi son bir kez görebilmekti."
"Allah korusun, o nasıl söz?"
"Ne bileyim baba, kesmiştim umudumu."
"Allah seni bize bağışladı, şükürler olsun."
Kapı açıldı. Gözleri yaşlı olan annem koşarak bana sarıldı. Omzumu şimdiden ıslatmıştı.
"Kuzum. Yavrum. Annem. Umay'ım. Yavrum iyi misin? Kuzum benim iyi misin? Çocuğum, bir şey yaptılar mı sana? Bu nasıl bela, geçmiyor başımızdan! Allah'ım sana şükürler olsun kızımı verdin bana. Çok şükür Ya Rabbim!"
"Anne, çok özledim seni."
Annem derin bir nefes aldı seslice.
"Kızım benim, ben de seni çok özledim, yavrum çok korktum. Öldüm öldüm dirildim."
Anneme, sanki mümkünmüş gibi daha sıkı sarıldım. Kafamı kaldırıp abilerimle göz göze gelince kollarımı annemden ayırıp ayağa kalkmaya çalıştım.
Göktuğ abim buna izin vermeyerek bana doğru eğildi. Olağanca gücümle ona da sarıldım. Sakalları boynumu gıdıkladığı için hafifçe gülmüştüm. Şu an öyle mutlu ve huzurluydum ki, içim içime sığmıyordu.
"Abiciğim, iyi misin? Çok ağrıyor mu?" dedi ayaklarımı ve kollarımı göstererek.
"Yok, iyiyim."
Gözlerinin dolar gibi olduğunu görmüştüm ki Hakan abim 'resmen' üzerime atladı.
"Aah!"
"Lan yavaş hayvan herif, öldürdün kızı."
"Sus oğlum öyle deme ağzından yel alsın. Ölüm mölüm, Allah esirgesin."
Anlaşılan bir süre abartma sanatı evimizde kullanılamayacaktı.
Annem ve evhamlı halleri! Hoş geldiniz!
"Abi, seni dövmeyi özlemişim."
"Sanki dövebiliyordun da. Dayak yemeyi özledim de sen."
Abimin sırtını cimcikleyip geri çekildim. Yavuz abimle göz göze gelince kendini sıktığını fark ettim.
Kendini suçlu olarak görüyordu çünkü. Kaçırıldığımız ilk gün öyle demişti.
Yavaş adımlarla yanıma gelip sarıldı bana. Diğer ikisi gibi boğacakmışçasına değil de, daha çekimser.
Babam veya Hakan abimden çekiniyordu. Bunu anlamak zor değildi.
İtiraf etmek gerekirse, bir nevi onun yüzündendi.
Ama bir şey yaşanacaksa eğer, yaşanmalıydı. Ve yaşanmıştı da.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UMAY
Teen FictionAdı Umay olabilsin diye dünyaya gelen bir kız. Asker bir baba, her şeye kızan bir anne, üç tane ağabey. Biraz eğlence, biraz gerçeklerin rahatsız edici soğukluğu... İyi okumalar. •Tamamlandı.