Uzun zaman önce bu hikayeyi bana dayım anlatmıştı. Gece saatlerinde Rusya'nın merkezinde kalan bir parkta çalışıyordu ve odun getir götürücülüğü yaparak da fazladan gelir elde ediyordu. Zor zamanlardı. Ailesine destek olması için çok çalışması gerekiyordu. Ve sıkça gece geç saate kalıyordu.
Bir gün eve ormanlık alandan gidiyormuş. O gün çok yoğun çalışmış, gözlerini zar zor açık tutuyormuş. Karanlık yolda birden önüne biri atlamış. Oradaki şeyin ne olduğunun fark edilmesi imkansızmış. Az kalsın o tuhaf gölgeye çarpacakmış. Hemen frene basmış.
Karanlık yolun ortasında duran, kirli ve kırışık elbise giymiş bir kızmış. Ağaçlıkların orada ne işi varmış ki?
Bu saatte en yakın yer ağaçlık alanın 10 km ötesindeki yerleşim alanıymış. Tedirgin olmuş.
Fakat daha sonra kızdan çok onun bir başına karanlığın çöktüğü bir yerde bulunmasından endişelenmiş. Etrafta ayılar ve çete halinde gezen aç kurtlar olabilirmiş. Ona korna çalıp en yakın yerdeki köye götürmek üzere arabaya binmesi için işaret vermiş. Tek kelime etmeyen ve gözlerini devamlı kapalı tutan kız, güzel esmer tenli bir kız haline gelmiş.
Dayım olanları çözmeye çalışmış ama hiçbir şey anlayamamış.
Sessizlik devam etmiş.
Sonra ise, yolculuğu aydınlatmak için en sevdiği kaseti çıkarıp radyoya takmış. Şansı pek yaver gitmemiş, kaset elinden kızın bacaklarının dibine düşmüş. Kasedi almak için yere eğilmiş. Eğilirken de burnuna pis bir kıl kokusu gelmiş. Veya hayvan... İlk başta ne olduğunu fark etmemiş. Koku onu biraz korkutmuş, fakat gözleri arabanın içindeki karanlığa alıştığında, onu yaltaklayan korkunç şeyi fark edebilmiş. Kızın ayaklarının olacağı yerde, toynaklar varmış. Çamurlu ve tüyler ürpertici inek toynakları.
Bu ebediyen sürecek sanmış. Yanında oturan gizemli yolcusuna ağzını açıp tek kelime bir şey söyleyememiş. Bir şeyler olacağından şüphelendiği belliymiş.
Kendine destek olmuş ve kızdan sağ ön tekere bakmasını istemiş. Kız duyar duymaz kapıyı açmış ve kendini kapının yakınından dışarı atmış.
Korkunç bir ağlama sesi duyulmuş. Kız vurarak kapıyı zorluyormuş. Dayımsa gaza abanıyormuş.
Korkunç yaratık peşinden kovalarken mümkün olduğunca hızlı gitmeye çalışıyormuş. Onu dışarıdan kovalıyordu ve uzun tırnaklarını büyüterek kamyonetin arkasında çırpınıyormuş.
Yaratık onu ağaçlık alanın köşesine kadar kovalamış. Ancak yakındaki köyden gelen havlama sesleri duyulduğunda, gecenin karanlığına karışıp, gitmesi için onu bırakmış.
Ertesi gün dayım ve ailesi oradan taşınmışlar ve bir daha hiç geri dönmemişler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Korku Zamanı - I see U
KorkuKaranlıktan korkuyor musun? Karanlık içinde seni gizlice izleyen bir şeyler olduğu hissine kapılıyor musun? Yatağının altındaki canavar elini tutacak diye gece elini aşağıya sarkıtamıyor musun? Gece aniden bastıran fırtına,fırtınanın ardından peşis...