35. Final

4.8K 198 38
                                    



keyifli okumalar.

🍀🍀🍀🍀🍀🍀

Aslı'dan devam...

Gözlerimi dünyaya yeniden açalı üç gün olmuştu. Zehra ablam buna "Allah'ın verdiği ikinci yaşam" diyordu. Haksızda sayılmaz. Karın boşluğuma yediğim kurşunla zarar görmüş iç organlarım.
Alınan bir dalağım ve on gündür yoğum bakımda verdiğim yaşam mücadelesinin başka bir açıklaması yoktu.
Hala hastahanede yatıyordum, kendimi bedenen biraz daha iyi hissetmeye başlamıştım, yaralarım hergün biraz daha kabuk bağlıyordu.
Ama kalbimin yarısı, yok olup gitmişti sanki.
Kabus dolu o günün, her saniye bir karesini daha hatırlıyordum. Polislere ifade verirken de, geri kalan bütün ayrıntıları öğrenmiştim.
Hayatımın kabusu o gün başlamıştı ama bitmemişti.

Bedenimi Kenan'a siper ettiğimde, yediğim kurşun yinede sevdiğim adamı kurtarmaya yetmemişti. Daha sonra biri kalbine olmak üzere iki kurşun yediğini öğrenmiştim.
Şimdi aynı hastanede, hala yoğun bakımda cılız bir kalple, makinaya bağlı yaşama tutunmaya çalışıyordu Kenan.
Doktorların hala yaşaması mucize dediğini biliyordum. Kalp nakli olmadan, yaşama imkanı yüzde bir bile yoktu. Ona uygun kalbin denk gelmeside ise en büyük mucize olacaktı.

Öldüğüne inanarak uyandığımda, öğrendiklerimle koca dünyada küçücük bir umut ışığı yanmıştı, ama her an sönmeye hazır gibiydi.
Saldırıdan sonra üç kişi tutuklanmıştı. Ağrıdan kan davaları için geldiklerini itiraf etmişlerdi. Ömür boyu demir parmaklıklara mahkum edilecek olmaları, hiç bir şeyi düzeltmeyecekti.
Kenan ölüm döşeğinde can çekişiyordu, en kısa zamanda uygun bir kalp tek kurtuluşu olacaktı.

Yoğun bakımdan çıktığım gün, kendime gelir gelmez önce çocuklarımı görmek istemiştim, kızım ve oğlum o kadar çok korkmuşlardı ki o gece hastane odasında yanımda uyudular, ertesi gün Zehra ablam onları kendi evine götürdü.
Doktorlara saatlerce yalvardıktan sonra Kenan'ı yoğun bakımda sadece beş dakika görmeme izin verebilmişlerdi. O beş dakikada ellerine sarılıp ağlamaktan başka tek kelime edememiştim. Rüyamda bana seslendiği gibi bende ona uyanması için yalvarmıştım.

Benim kalbimi alıp ona verselerdi ne olurdu sanki, yaşamayı herkesten çok o hak etmiyormuydu?

Şimdi hastahane odasında yatağımda, dışarıda karanlığa teslim olmuş gökyüzünü izliyordum. Zehra ablamla çocuklar eve gideli çok olmamıştı.
Üç gündür uyanmama rağmen, Hakan'la hesaplaşamamıştım. Burdan çıkınca belkide onu ben öldürmeliydim. Hastahanede olduğunu biliyorum, hemşirelerden ve doktordan öğrendiğim gerçekler, sabaha kadar benim odam ve yoğum bakım odasının arasında mekik dokuduğuydu.
Perişan ve yorgun hali üç gündür buradaki herkesin dikkatini çekmişti.
Bu odaya gelecekti, onu beklediğimi biliyordu.

Kapının açılmasıyla düşüncelerimden sıyrılmıştım, canım dostum refakatçim yine gecenin karanlığında bana eşlik etmeye gelmişti. Yanıma yaklaşıp alnımdan öperek saçlarımı okşadı. Şefkatin yeri, zamanı ve yaşı yoktu, insan her zaman ihtiyaç duyardı. Sonsuz şefkati ve dostluğuyla dinlendiğim tek can yoldaşım Zeynep'ti, varlığına minnettardım.

- Nasılsın Aslı. Kendini nasıl hissediyorsun bugün, bence daha iyi görünüyorsun canım.

Ona cevap veremeden kapı bir kez daha açılmıştı. İkimizinde kapıya dönmesiyle gelenin doktorum olduğunu görmüştük. Ellilerinde minyon yapılı, alanında uzman Dr.Ayşe yüzünde ki acıma ve tebessümle gelmişti. Yatağın ucuna asılmış dosyamı kontrol ederek konuşmaya başladı.
- İyi akşamlar. Evet hastamız nasılmış bir bakalım, kan değerlerin her gün biraz daha normale dönüyor, iç kanama riskin kalmadı sayılır Böyle devam ederse seni bir kaç güne taburcu edebiliriz Aslı hanım. Bana sormak istediğiniz bir şey var mı?

YIKIM  ( TAMAMLANDI )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin