23. Bölüm

2.9K 211 24
                                    



Keyifli okumalar, geç bir saatte tamamladım yanlış varsa, affola, oy vermeyi unutmayın....

El açıp Allah'a her yalvarışımız karşılık bulmuyorsa, ilahı adalet tecelli ediyor demektir. Herkezin duası kabul olsaydı, dünya bir kaos deryasına dönmez miydi?
Ondandır ki adaletin ince ve hassas terazisini anlamak, her kulun harcı değildir.

Ama eninde sonunda öğreniyorsun neden olduğunu yada neden olmadığını. Şöyle bir uzaktan durup baktığımızda, yaşanılanların aslında tamda bizim eserimiz olduğunu kabul etmek, bilgeliğin belkide ilk basamağıdır.
Bize dayatılan hayatı kabul etmek, başka seçeneğin olmadığına inanmak, korkularına sadece bir kılıftır.
Hayatta yaptığın, belkide bazen sadece düşündüğün şeyin bile, bir karşılık bulacağını bilmek önemlidir.
Haksızlıklarında vicdanın zaten sızlayacaktır,
Her koşulda haklı olduğunu düşünmek ise öldürdüğün vicdanının eseridir.

Kenan salonunun ortasında ayakta durmuş. Kapıda ki Hakan ve Aslı'nın ne yapacaklarına bakıyordu. Vicdanlarının sızlamadığına emindi.
Kılıf çok güzel dikilmiş, tam üzerlerine oturmuştu.

Aslı'nın elinde olan mahkeme kağıdını Hakan'a uzatışı, eline alıp ağır ağır okuyuşu, Hakan'ın okurken gözlerine inanamadığı çok belliydi. Sonsuza kadar ortaya çıkmayacağını düşünme gafletleri, işte Kenan'da buna inanamıyordu.
Kimsenin istediği gibi değildi herşey, sadece olması gerektiği gibiydi.

Hakan'ın öfkeyle Aslı'yı kenara itmesiyle, elindeki kağıdı buruşturarak fırlatıp atması. Salonun ortasına doğru, Kenan'ın üzerine yürümesi yüzleştiği gerçekleri değiştirmeyecekti.? Kenan yerinden kıpırdamadan gelişini bekledi. Hakan öfkeyle yaklaşıp, iki yakasından tuttuğunda da hareket etmedi. Gözlerinin derinliklerine baktığında karşısındaki adamın içinde saf öfkenin gölgelediği korkuyu görebiliyordu. Hayatın o hassas terazisine akıl sır erdirmek mümkün değildi.

Korku önemli bir duyguydu, sana herşeyi yaptırabilen ikinci bir sen gibiydi.
Kenan Hakan'ın gözlerinde gördüğü korkunun onada her şeyi yaptıracak güçte olduğunu biliyordu. Hatta çok çok daha fazlasını.

- Bu ne demek oluyor Kenan. Sen benim oğluma nasıl dna testi yaptırırsın.
- Eminim sonucu görmek seni şaşırtmamıştır, ayrıca senin değil benim oğlum.

Bu sözlerden sonra yüzüne yediği şiddetli yumruğu Kenan çok geç farketmişti. Geriye doğru sendelediğinde, öfkeyle Hakan'a aynı karşılığı vermekte geçikmemişti.? Bu yumruk Hakan'ı yere devirmeye yetmişti. Zehra ablasının çığlığı ve kollarını açarak araya girmesiyle durmak zorunda kalmıştı, ablasını asla ezip geçemezdi. Başını  ablasına çevirdiğinde gözlerindeki çaresizliği görebiliyordu, yine arada kaldığını biliyordu, bencil öz oğluyla, öz kabul ettiği çaresiz diğer oğlu arasında.
Hakan'ın hızla tekrar üzerine hamle yapacağını görünce, karşılık vermeye hazırlandı. Ama Zehra ablası ondan önce davranıp Hakan'ı iki kolundan tutmuş, kendine gelmesini sağlıyordu.
Konuşmaya ilk başlayanda ablası oldu.
- Kendinize gelin, ben sizi bir birinize düşman olun diye büyütmedim.
- Bunu banamı söylüyorsun anne, şu adamı öz oğlundan daha çok seven, destekleyen sen. Görüyorum ki yine yanımda değil karşımdasın anne.

- Ne zaman doğruyu yaptında yanında olmadım. Sen benim evladımsın. Ben ki seni doğuran büyütenim aynı zamanda da şimdi seni tanıyamayanım. Hangi ara bu kadar kötü zalim oldun. O senin kardeşindi. Sevdiği kadını elinden aldığın yetmedi şimdide oğlunu saklaman, nasıl yanında olmamı, desteklememi beklersin. Anne olmam insanlığımdan önce gelmiyor.

YIKIM  ( TAMAMLANDI )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin