Planı gerçekleştirmek için ilk başta ilk adımı halletmemiz gerekiyordu.Telefonu elime alıp emreyi aradım. "Alo." dedim.
"Alo" dedi.
"Ne yapıyorsun? diye sordum.
"Evde oturmuşum, sen?"
"Bende." dedikten sonra konuyu uzatmadan olaya girdim. "Seninle konuşmamız gerek."
"Ne hakkında?" diye sordu.
"Arellerin elindeki koz ile ilgili." dedim.
"Konuş" dedi.
"Burdan olmaz. Buluşmamız gerek. Eğer sizde kimse yoksa yanına gelicem." dedim.
"Kimse yok. Bekliyorum." diyip telefonu kapattı.
Havalara bak havalara sanki ejderhası var. Salak çocuk. Bu erkeklerdeki içi boş havayı anlamıyorum.
"Ne dedi?" diye sordu çakır
"Bekliyor."
"Tamam ben hazırlanıp geliyorum." dedi çakır. Kafa sallamakla yetindim.
Kafamı telefona gömüp instada gezinmeye başladım. Şu yaşıtlarıma bak bir de bana bak. Onlar eğlenirken ben burda Sherlock Holmes olucam heralde.
İnstagramdan sıkılıp saate baktım. Sözde Çakır hazırlanıp geliyorum demişti. Ama aradan yarım saat geçti ve hâlâ gelmedi. Bende mal gibi dikilmiş kapının önünde bekliyorum.
"Çakır gelmeyi düşünüyor musun artık? Ağaç oldum burda." dedim.
"Geliyorum piremses." diye bağırdı.
2 dakika sonra merdivenin kolundan kayan çakırı gördüm. O an düşmesini önemsemedim, aklımdaki tek soru o kilotlu çorabın kafasında ne işi vardı.
"Hadi gidelim." dedi çakır.
"Oğlum o kafandaki ne?" dedim.
"Haa doğru unuttum." diyip elini cebine attı. Cebinden bir tane daha kilotlu çorap çıkartıp bana uzattı. "Al tak."
"Ne, bunu kafamamı geçirecem. Salak mısın oğlum bunu niye takıyoruz?" diye sordum.
"İzlediğim dizilerde soyguna giderken kafalarına bunlardan geçiriyorlardı." dedi.
"Salak çocuk biz soygun felan yapmayacaz ki." dedim.
Ahh çakır senin her şeyin seviyorum da keşke zekan biraz daha ileri olsaydı be gülüm.
"Biliyorum." dedi.
"Ee o zaman."
"Biraz ekşın yaratalım diye hadi." dedi.
"Ben bunu asla takmam." dedim.
"Kızım benim bunları bulmam 15 dakika sürdü. Annemlerin odasını yerle bir ettim. Zaten eve gelince katliam çıkacak." dedi.
"Çakır bu çorap ve çoraplar çekmecede olur." dedim.
"Yoo kim demiş onu. Benimkiler buzdolabında." dedi çakır.
"Sen benimle dalga mı geçiyorsun?" diye sordum. Eğer öyleyse elimden çekeceği vardı.
"Hayır niye dalga geçeyim ki git bak istersen." dedi, omuz silkip.
Bende buzdolabına yöneldim. Eğer bakmazsam içim rahat etmeyecek. Buzdolabını açıp baktığımda şok oldum. Cidden de buzdolabındaydı.
"Şuan aklımdaki tek soru neden buzdolabı?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOLEJ GÜNLÜĞÜ 2 - YAZ MACERASI
Ficção AdolescenteMacera dolu bir yaza var mısınız? DERİN: Bizim hikayemiz hiçbir zaman başlamadı. O sadece bizim için bir araftı. Asıl hikayemiz şimdi başlıyor. Ve sonunu belirliyecek kişilerde biziz.