"Duş."

1.4K 86 10
                                    

Jimin'den..
Saat bilmem kaç olmuştu ve ben Rose'yi bulamamıştım. Neredeyse her yeri gezmiştim. Telefonum cebimde titrediğinde bir an Rose arıyor sanmıştım. Ekrana baktığımda Yoongi hyung yazıyordu. Sıçtım! Ne diyecektim şimdi ben ona? Derin nefes alıp, telefonu açtım.

Yoongi : Ağzına sıçtığım! Nerde lan kardeşim. Bütün herkes burda oturduk seni bekliyoruz.

Bütün herkes mi? Demek bizimkilerde orda. Aman ne güzel.

Jimin : Şey, sanırım buldum gibi. Kapatıyorum.

Yoongi : Ne Ji-

Hemen telefonu kapattım ve cebime attım. İleri de ses duyduğumda hemen koşarak oraya doğru gittim. Ah, işte Rose! Dur, ne? Birisi ona tokat mı atmıştı? Sıçtın sen oğlum sıçtın! Hızlıca onun elini tutup yere doğru ittirdim. Ardından üstüne çıkıp yüzünü yumruklamaya başladım. Ayağa kalkıp diğerlerine de ağır küfürler edip Rose'nin yanına eğildim.

Jimin : Rose güzelim aç gözlerini hadi.

Yavaşça gözlerini açıp bana bakmıştı.  Yüzünde buruk bir tebessüm olmuştu. Hemen kucağıma alıp, eve doğru yürüdüm. Eve geldiğimde kapıyı açıp ayağımla kapattım. Odama çıkıp, onu yatağımın üzerine bıraktım. Banyo'nun kapısını açıp sıcak suyu açtım. Rose usulca yerinden kalkmış bana bakıyordu.

Rose : Beni mi yıkayacaksın?

Kafamı salladım. Hafifçe gülümsedim.

Jimin : Korkma zarar vermeden yıkayacağım. İç çamaşırınla kalabilirsin. İçeri de bekliyorum.

İçeri girdim ve onu beklemeye başladım. Ardından kapı açıldı ve ben gözlerimi o yöne doğru çevirdim. Rose.. Bu kadar güzel fiziği olamaz! Yani olabilir ama bu kadarıda afet!
Hemen kendime gelip ona küveti işaret ettim. Utanmıştı. Üstünde ki bornozu nasıl çıkaracağını bilmiyordu.  Yanına gelip üstünde ki bornozu çözdüm ve kapı'nın arkasında duran askılığa astım. Küvete girip oturmuştu. Yavaşça suyu vücuduna dökmeye başladım. Ardından saçlarını şampuanladım ve güzelce, narin bir şekilde saçlarını duruladım. Sonrasında banyo'dan çıkıp, dolabıma yöneldim. Rahat bir şeyler seçip, oraya geri döndüm. Tam çıkacağım sırada Rose kolumu tutmuştu.

Rose : Jimin şey, yani iç çamaşırı?

Bunu utanarak söylemişti böyle bile tatlıydı. Kafamı salladım ve hemen döneceğimi söyledim. Odamdan çıkıp, biraz ileride olan oda'ya girdim. Anne'min odası. Çamaşırlar çekmecesini açıp, hadi ama ben seçerken bile utanıyorum! Hangi rengi alsam ki? Beyaz mı? Siyah mı? Ya da pembe? Ne saçmalıyorsun Jimin sen? Siyah olan o kişi şeyi de alıp odama geri döndüm. Banyo'nun kapısını tıklattım. Rose bir elimdekilere bir de bana bakıyordu.

Jimin : Annem'in. Burda kaldığı zamanlards bırakmış.

Başını sallayıp, elimdekileri çekinerek aldı.

Rose'den..
Hadi ama! Neden takamıyordum ki? Acaba Jimin'i mi çağırsam? Off, nasıl çağıracağım? Derin nefesler alıp boğazımı temizledim. Kapıyı araladım.

Rose : Jimin bana yardım edebilir misin?

Yatağın üzerinden hemen kalkıp yanıma geldi. Utana, sıkına zorlada olsa söylemem gerek.

Rose : Ben şeyi takamıyorum.. Yani şey işte.

Arkamı döndüm ve ona gösterdim. Bir şey dememişti. Sırtımda bir el hissedince biraz korkmuştum. Hemen takmış olmalı ki ona dönüp gülümsedim.

Rose : Teşekkür ederim.

Bana sıcak bir gülümseme yollamıştı 'rica ederim.' Demişti. Kapıyı kapattım ve üstümü giydim. Aslında çok bol değildi. Yani sayılır.. Banyo'dan çıkıp gözlerim Jimin'i aramıştı. Aşağıda olmalı. Aşağıya indiğim de mutfaktan sesler geliyordu. Ona baktığımda gülümsedim. Burnuma çok güzel kokular geliyordu. Ardından hemen yanına geldim. Beni görünce gülümsedi.

Jimin : Umarım beğenirsin, annemden bir kaç bir şey öğrenmiştim.

Rose : Güzel olur eminim. Ha, Jimin abim'in haberi var mı? 

Başını salladı.

Jimin : Söyledim. İlk başta biraz kızsa da tamam dedi.

Rose : Peki ya, Seulgi?

Dediğim de biraz duraksadı. Sonra tekrar gülümsedi.

Jimin : Ayrıldık biz 'güzelim.'

'

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
JiRose Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin