Rose'den.. Okulların kapanmasına 1 hafta kalmıştı. Notlarımız orta seviyeydeydi, tabii Namjoon hariç. Gerçekten çok zeki biri o. Bazen üyeleri o çalıştırıyormuş.
Yataktan kalkıp aşağıya indim. Abim bugün Jennie ile yemeğe çıkacakmış.
Yoongi : Rose, sence hangi kıyafeti giymeliyim?
Adımlarımı abimin odasına çevirdim.
Rose : Bence Beyaz bir gömlek üstüne siyah ceket altına siyah pantolon ve siyah ayakkabı.
Gülümseyip ona baktım ama o bana garip bakışlar atıyordu.
Yoongi : Evlenmeye gitmiyorum.
Rose : Olsun, ilk randevunuz. Yakışıklı ol azıcık ya!
Gidip saçlarını düzelttim. Ardından vanilya kokulu parfümü üzerine sıktım.
Yoongi : Rose daha üstümü giymedim ki.
Rose : Bir şey olmaz.
Aşağıya inip mutfağa girdim. Dolabı açıp bir şeyler yedim ve koltuğa yattım.
Yoongi : Çıkıyorum ben, evden dışarı çıkma.
Rose : Tamam, bol şans dilerim.
Abim bana öpücük gönderip evden çıktı. Ben ne yapacaktım şimdi? Jimin, Jungkook ve Taehyung dışarı çıkmışlardı. Dün Jimin bana söylemişti.
Kızlar desen, Lisa ve Jisoo başka arkadaşlarındaydı. Kapım çalınca kimin gelebileceğini düşündüm.
Koltuktan kalkıp kapıyı açtım. Gelen kişi Seulgiydi.
Seulgi : Kötü bir şey yapmacağım. Özür dilerim sana yaptıklarım için üzgünüm. Sadece Jimin'i çok seviyordum o yüzden seni kıskandım ve öyle şeyler yaptım. Üzgünüm..
Hepsini tek nefeste söylemişti. Şaşırmıştım ondan böyle şeyler beklemiyordum. Gülümsedim. Yaptığı şey hoş bir durumdu.
Rose : Sorun değil, önemli olan hatanı anlamış olman. Teşekkür ederim.
Gülümsedi. Seulgi gerçekten iyi bir kızdı. Ara sıra böyle şeyler oluyor. Sonra gitmişti. Kapıyı kapatıp koltuğa oturdum.
Bugün güzel şeyler oluyordu. Telefonuma bildirim gelince elime aldım.
Jimin: Güzelim özür dilerim, yanında olamadım. Telafi edeceğim merak etme.
Rose: Sorun değil Jimin, sen eğlen başka zaman buluşuruz.
