Jimin'den.. Kamp günü bugündü. Ve biz şu an Namjoon hyung'un evindeydik. Neymiş hepimiz uyumlu giyinecekmişiz. Görende sanan kız istemeye gidiyor sanar.
Aslında fena olmazdı Rose'yi istemeye gitmek. Kendi kendime sırıtıp duruyordum.
Taehyung : Neye sırıtıyorsun lan?
Jimin : Senin güzelliğine.
Taehyung : Bana aşık olduğunu biliyordum, eh yakışıklıyım yani.
Jin : Hadi ya, daha yemek alacağız siz burda sonon gozolloğono sorotoyorom muhabbeti yapıyorsunuz.
Jin hyung'un bizi taklit etmesine herkes bir kahkaha patlatmıştı.
Yoongi : Ulan Namjoon! Ne diye uyumlu giyiniyoruz ki?
J-Hope : Kıyafetler de tam bize göre.
Jungkook : Karizmam gitti lan.
Namjoon : Sus be, çok çene yaptınız. Giyin şunları.
Kıyafetleri tek tek suratımıza atmıştı.
Taehyung : Ne yani, soyunalım mı?
Taehyung kendi kendine gülerken Namjoon hyung ona yastık fırlattı.
Hepimiz gülüyorduk. Ardından üstümüzü değiştirdik.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Evet biraz okul çocuğu gibiydik. Aman, kamp'a gidiyoruz. Her zaman ki gibi hepimiz yakışıklıyız.
Yoongi : Namjoon bu ne lan?
J-Hope : Ben memnunum kıyafetlerimden.
Jungkook : Aslında ben de beğendim hoş gözüküyorum.
Taehyung : Ah, ben peki?
Jin : Tam bir bad boy gibisin.
Namjoon : Hadi çıkalım, bu arada Yoongi kızları alacak mıyız?
Yoongi : Yok lan, iki saat süsleniyordur onlar. Bizi ağaç ederler gidelim biz.
Bu dediğine hafifçe gülümsedim.
Taehyung : Sırıtma lan.
Göz devirip evden çıktık ve okula doğru gittik. Herkes gelmiş gibiydi yani sayılır. Bir tek Rose ve arkadaşları yoktu sanırım. O sırada gözüme Seulgi çarpmıştı. Şu Baekhyun denen çocuk ve arkadaşları ile konuşuyordu.
Omuz silktim ve kızları beklemeye başladım.
Rose'den.. Resmen evi dağıtmıştık. O kadar çok kıyafet denemiştik. Yorulmuştuk.
