-2-

8.7K 838 301
                                    

Sabah gözlerini açan Jungkook telefonunu eline alıp alarmını kapattı ve uyumaya devam etti. Her sabah böyleydi. Alarmı boşuna kuruyordu.

Kapısı büyük bir gürültüyle açılınca pozisyonundan ödün vermeden gözlerini kapalı tutmaya devam etmişti Jungkook.

"Jungkook! Sana çok büyük bir sürprizim var!"

Ablası başında bağırmaya başladığında Jungkook yine umursamamıştı. Chaeyoung'un düzgün bir şey yaptığına hiç şahit olmadığı için merak dahi etmemişti olayı.

"Konser bileti aldım Jungkook! Tanrım, aylardır takip ediyordum ve sonunda başardım!"

"Ne diyorsun ya, defol git. Uykum var."

Chaeyoung telefonunu Jungkook'a uzatmış bağırmaya devam ediyordu ama Jungkook daha gözlerini açma tenezzülünde bile bulunmamıştı. Chaeyoung en sonunda sakinleşip susmuş ve mantıklı cümleler kurmak için dudaklarını yeniden aralamıştı.

"Yarın doğum günün ya Jungkook, bugün de Park Jimin'in konseri var hani, biliyorsun."

Jungkook, Jimin'in adını duyduğu gibi gözlerini aralayıp kaşlarını çatmıştı. Chaeyoung hararetle konuşmaya devam ediyordu.

"Haftalardır bu konsere bilet almak için uğraşıyordum ama biliyorsun ki bu adamın konser biletlerinin tükenmesi birkaç saniye sürüyor. Doğum günün için sana sürpriz yapmak istemiştim. Haftalardır her dakika belki bir ihtimal bir kişilik yer bulurum diye uğraştım ve ne oldu biliyor musun? Bu sabah iki kişilik bilet aldım ve akşama gidiyoruz!"

Jungkook yerinden hızlıca kalkıp Chaeyoung'a baktı ve işaret parmağını ablasının suratına doğru salladı.

"Eğer, benimle dalga geçiyorsan, seni mahvederim."

"Yemin ederim ki doğruyu söylüyorum. Bak."

Chaeyoung elindeki telefonu Jungkook'a uzattığında Jungkook telefonu eline almış ve incelediği bilgiler üzerine aniden ağlamaya başlamıştı.

"Ben sana ağla diye mi getirip gösteriyorum bunu? İnsan bir sarılıp teşekkür eder en azından. Odun herif."

Jungkook ablasının sözlerini duymuyordu. Chaeyoung odadan çıkmak için atakta bulunduğunda Jungkook ablasını bileğinden tutup kendine çevirmiş ve sıkıca sarılmıştı.

"Çok, çok teşekkür ederim. Sen harikasın."

Chaeyoung omuz silkip kardeşinin omzunu patpatladı ve kendini geri çekmeden mırıldandı.

"Ben hep harikaydım."

Jungkook gülerek Chaeyoung'u ittirip saatine baktı. Konser saatinin akşam yedide olduğunu görmüştü ve şu an saat sabah sekizdi.

"Tanrım, on bir saat kaldı ve, ve, ben ne giyineceğim!?"

Chaeyoung saçlarını savurup mükemmeliyet edasıyla Jungkook'un dolabına ilerledi.

"Bugün okula gitmeyeceğin her halinden belli. Ayrıca, kendini bana bırak bebeğim. Seni tanrıça yavrusuna çevireceğim."

*

Akşam olmuş ve konser alanında yerlerini almışlardı. Jungkook oturdukları yere bakıp küfürler etmeye devam ediyordu.

"Daha arkalarda yer yok muydu ya? Konser alanından çıkacağız neredeyse lan bu ne?"

"Kapa çeneni. Hiç yoktan iyi işte. O kadar para verdim ben be, en azından benim için mutluymuş gibi davran."

Jungkook gözlerini devirip beklemeye devam etti. Az sonra yüce Park Jimin'in sesini canlı canlı duyacaktı. Heyecandan elleri terleyip duruyordu.

Telefonunun ön kamerasını açıp kendisine bakmıştı tekrar. Chaeyoung gerçekten güzel hazırlamıştı Jungkook'u. Gözlerindeki koyu tonlardaki makyaj fazlasıyla hoşuna gitmişti Jungkook'un.

Ama bunları Jimin'in görme ihtimali bile yoktu. Ön sıralarda olsaydı en azından küçücük bir ihtimal görebilirdi belki Jungkook'u. Belki bir kez de olsa göz göze gelirlerdi. Ama şu anda o ihtimal tamamen imkansızlaşmıştı.

Aniden yükselen çığlık sesleriyle Jimin'in son çıkardığı şarkı olan "Filter"ın sesi konser alanında yankılanmaya başlamıştı. Jimin şarkı sözlerine başladığında Jungkook gözlerini kapatıp gülümsemişti. Bir insanın sesinin bu kadar güzel olmasına inanamıyordu.

*

Wish | JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin